Mayda Demir
Elimdeki kahveyi titrete titrete götürürken korkudan ne yapacağımı bilemiyordum. Büyük salona girer girmez herkesin bakışları bana döndü. Babam, abim, biricik arkadaşlarım ve Turanlar...
Herkese kahvelerini verirken sıra ona gelmişti. Atay'ın kahvesini verirken bana göz kırpmasıyla eriyip gitmek istedim. Ben bu adama çok aşıktım, çok...
Yanına geçip oturduğumda kahvesini eline aldı. Bu esnada herkes ona bakıyordu. Bol tuzlu ve baharatlı bir kahve miydi acaba içeceği kahve?
Onunla birlikte herkes kahvesinden bir yudum alırken öksürük krizine giren benim sevgilim değil, Turanlar olmuştu. Kumalarım hak ediyor tuzlu kahveleri.
"Sanırım kahveler karıştı." dedi abim sinirle.
"Altımızın kahvesi mi karıştı amına koyayım!" diye homurdandı Alparslan abi.
Keyifle onlara gülerken biricik çıtır manitamın omuzuna dokunarak konuştum.
"Ben böyle yakışıklı bir adama tuzlu kahveyi içirtemezdim. Onun kahvesi ballı size zehir layık." dediğimde hepsinden ölümcül bakışlar alıyordum.
"Öhöm sebebi ziyaretimize gelelim..." dedi Turanların albayı sabırsız bir edayla.
Bir anne ve babası olmadığı için beni istemeye albayı gelmişti. Olsundu, ben onun annesi ve babası olacaktım. Her şeyi olacaktım.
"Allah'ın emri, peygamberin kavliyle güzeller güzeli Mayda kızımızı oğlumuz Atay Han'a istiyorum."
Metin albay konuşmasını bitirdiğinde babam elindeki kahvesini önündeki sehpaya bıraktı. Yüzü üzgün ve bir o kadar da sertti. Konuşmaya başlamadan önce yanında oturan annemin elini tuttu. Annem onu sakinleştirmek istercesine kolunu okşadı boştaki eliyle.
BABA VER BENİ VER BENİİİİ!!!!!
"Benim bir kızım var Metin. Bu zamana kadar onu ben yetiştirdim. İnan bana veriyorum demek zor geliyor. Kendi yuvasını kuracak, yavrucakları olacak. Atay Han ile evlenmelerine iznim vardır. Ancak kızımı üzdüğü an alnını delip geçecek bir merminin var olduğunun bilincinde olsun." dediğinde Atay'ın sertçe yutkunduğunu gördüm.
Gözlerim dolarken babam bana baktı. Dokunsam ağlayacak gibiydi.
"Kızımı oğlunuza veriyorum." dediği an gözümden bir damla yaş aktı.
Bu şeyin böyle hissettiriyor olması gerçekten beni kahretmişti. Başımı usulca eğerken elimi saran parmakların sahibine baktım. Bana eğilirken fısıltılı bir sesle konuşmaya çalıştı.
"Yapma böyle gadasını aldığım, üzme kendini."
Gülümseyerek ona bakarken Dora'nın büyük bir hevesle getirdiği nişan tepsisini görürken ayağa kalktık. Babam ve Metin albay öne çıkarken bizde onların önünde durduk. Babam tepsideki bana ait olan yüzüğü parmakları arasına alırken derin bir iç çekti. Bana bakarken herkesin duyabileceği bir sesle konuştu.
"Bunu istemiyorsan hemen bitirelim ister misin kızım?"
"Babaa, yolumdan sapıtıyorsun haberin olsun!"
Yalancı bir sinirle konuştuğumda babam gülerek yüzüğü parmağıma taktı. Metin albayda Atay'ın yüzüğünü takarken parmaklarımızın arasındaki beyaz kurdeleye baktım. Babam eline aldığı makasla ipi keserken odadaki herkes alkışlamaya başlamıştı bizi.
Sanırım ağlayacaktım.
"Vay be, Atay'da elden gitti. BEN NEDEN DUL GİBİ HİSSEDİYORUM ULAN!"
Mete abiye hepimiz kahkahalar atmaya başlarken yavaştan babamın ve Metin albayın ellerini öptüm. Annem ve teyzemi de öperken Atay'da onları öpmüş ve yerine geçmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GADASINI ALDIĞIM
Fiksi Umum-TAMAMLANDI- "Göğsünün altındaki ufacık ve yorgun yüreğin beni hiç mi sevemez gadasını aldığım?" - Yüzbaşı Atay Han Bozkurt ve kalp hastası Mayda Demir'in hikayesidir.