"Rose Öğrenir"

23 3 0
                                    


(Multimedia'daki Christopher.)

DELPHI #9
-Rose'un gözünden-
(Rose, internetteki uzun araştırmaları sonucu Christopher'ın bilgilerine ulaşmıştı. Şimdi o çocuğu bulacak, şu büyücü olayının ne olduğunu soracaktı. Hatta eğer biraz şansı varsa, mesajın nerden geldiğini de öğrenebilirdi. Belki de bu çocuk atıyordu. Hatta düşününce, her şey bu çocuğun başının altından da çıkıyor olabilirdi. Biraz düşündü. Sarah'ın anlattığına göre,filmin sonunu olmayan bir şekilde değiştirmişti. Nasıl bir gücü olabilirdi ki? Kendisinin elektrikle bir bağlantısı vardı. Peki bu çocuk? Onun neyle bağlantısı olabilirdi? Yüzme yarışını düşündü. Mike, yarıştan sonra Christopher'la ilgili bir şeyler söylemişti. "Bunu bana nasıl yaptığını öğrenmeliyim" demişti Mike. Demek ki yarışta da gücünü kullanmış olabilirdi. Nasıl bir şey olabileceğini düşünmeye devam etti Rose. Mike havuzun kenarına gitmeden geri dönmüştü. Ama Mike, Rose'un kaç yıllık sevgilisiydi ve Mike'ın bir görme problemi olmadığından da emindi. Düşündü, düşündü.. Daha sonra yerinden hızla kalktı ve bağırdı. "İnsanlara istediği şeyi gördürtebiliyor!" Rose resmen bir aydınlanma yaşamıştı. Artık Chris'in gücünün de ne olduğunu bildiğine göre, yalnız olmadığını düşünüyordu. Gücü olan tek genç değildi. Bu onu hem biraz ürpertmiş, hem de biraz rahatlatmıştı. Bunları düşünüp dururken çoktan Christopher Down'un okuduğu okula gelmişti. Arabasından indi, ve kapıyı kapattı. Okula girdi. Gördüğü ilk kişiye Christopher Down'u nerde bulabileceğini sordu.)
-Yüzme havuzundadır. Genelde orda çalışır.
Rose: "Yüzme havuzu ne tarafta peki?"
-Şu taraftan dümdüz ilerleyin. (Eliyle sol taraftaki uzun bir koridoru işaret etti.)
Rose: Peki, teşekkürler.
(Koridoru geçip havuzun olduğu salona girdi. Orda duran kırmızı mayolu kıza Christopher Down'u sordu.)
-Bu aralar Chris çok ünlü galiba. Bugün gelip onu soran 2.kişisiniz.
(Rose kız bişey daha demesin diye zorla güldü. Kız ayağa kalktı.)
-Beni takip et.
(Rose kızın arkasından yürümeye başladı. Havuzun diğer tarafına, antrenman yapılan tarafına, ilerlediler. Havuzda yüzen biri vardı. Kız onu gösterip, "Birazdan çıkar, burda bekleyin." dedi. Rose kıza çok teşekkür etti ve Chris'in antrenmanını bitirmesini bekledi.
Bir süre sonra Chris turunu tamamladı. Ve merdivenlerden yavaşça çıkıp havlusunu beline doladı. Bu sırada Rose, salondaki tüm kızların ona baktığını gördü. Hayranlıkla Chris'in kurulanışını izliyorlardı. Rose yine o klasik iğrenme bakışlarını attı. Daha sonra Chris arkasını döndü ve duvara yaslanmış ona bakan Rose'u gördü.)
Chris: Hey! Seni tanıdım bir yerden. Nerde görmüştüm seni?
(Rose cevap vermedi.)
Chris: Oww.
(Rose hala tepki vermiyordu. Chris'in yüzünü garip bir şekil bürümüştü.)
Chris: Evime gelip bir daha aramadığım kızlardan mısın?
(Rose bu sever iğrenme bakışlarının en büyüğünü attı ve gözlerini devirdi.)
Rose: Hayır, Ben Rose Hannigan. Mike McGlows'un kız arkadaşıyım. Bir yerden hatırlarsın şimdi.
Chris: Mike.. Mike.. Aman Tanrım! Kaybeden çocuk. Kazandığım yarış. Doğru. Onun sevgilisiydin.
Rose: Hileyle kazandığın yarış demek istedin herhalde.
Chris: Gelmeye çalıştığın yeri anlamadım,güzelim.
Rose: Söylesene, Chris. Bu gerçek görüntün mü?
Chris: Sen ne..?
(Nutku tutulmuştu. Diyecek bir şey bulamadığı belliydi.)
Rose: Hadi Chris. Bu da gerçek görüntün mü yoksa bunu da mı bize yakışıklı olarak gördürtüyorsun?
Chris: Nerden biliyorsun?
Rose: Oo, hiç inkar etmedin.
Chris: Nerden biliyorsun dedim?!
(Rose biraz korkmuştu. Ama son 5 dakikada Chris'e karşı maço davranmıştı ve bu onu mutlu etmişti. Bu tavırlarını korumaya çalıştı. Korkusunu belli etmek istemiyordu.)
Rose: Egoist görünmek istemem ama, zeka işi diyelim.
Chris: Scarlett mi söyledi? Tanıyor musun onu?
(Rose duvardan ayrıldı. Birleştirdiği kollarını çözdü.)
Rose: Scarlett mı?
(Chris, Rose'un Scarlett'ı bilmediğini fark etti. Şimdi Rose'un eline bir şey daha vermişti.)
Chris: Ha s.....
(Küfürün devamını sesli söylememişti. Ama ağzını oynatmıştı.)
Rose: Scarlett kim? Biri daha mı var?
Chris: Hay ben...
Rose: Christopher Down! Ağzını topla ve bana düzgün bir cevap ver.
(Christopher Rose'un açılmış gözlerine ve ciddi surat ifadesine baktı. Korkma sırası ondaydı.)
Chris: Ya, şey. Delphi'yi biliyor. Bir hackermış.
Rose: Bizle ne alakası var? Delphi ne?
Chris: Biz mi? Biz mi?? Senin de mi gücün var? Ben sadece beni sorguluyorsun sandım. Senin gücün ne?
Rose: Elektrik.
Chris: Elektrik?
Rose: Elektrikle bir bağlantım var.
Chris: İstediğin zaman elektriği kesebilir misin?
Rose: Elektriği kesmek çok büyük güç gerektiriyor. O yüzden sadece sinirlendiğimde kesebiliyorum. Ama başka şeyler yapabiliyorum. Küçük şeyler.
Chris: İyimiş. Ama kendi gücüme değişmezdim.
(Chris sırıtmaya başladı. Rose kafasını kaldırıp baktığında yüzme havuzu salonunun camında ordan oraya atlayan bir maymun gördü.)
Rose: Aman Tanrım!
(Chris gülmeye başladı.)
Chris: Kendi gücümü değişmem demiştim.
Rose: Bunu bana sen mi gördürttün?
Chris: Yani sen, Rose Hannigan, benim ismimi araştırıp gücümü keşfedecek kadar zekisin, ama benle aynı anda bulunduğun bir yüzme havuzunda ordan oraya atlayan bir maymunu sana benim gördürttüğümü anlamayacak kadar salaksın öyle mi?
(Rose Chris'i baştan aşağa bir süzdü. Bu heriften tiksiniyordu. Sonra tekrar bir baktı. Yok yok, tiksinme değil, daha ileri bir şeydi.)
Chris: Gel, sana Delphi'yi anlatayım.
Rose: Altında hala havlu olduğunu unutma istersen.
Chris: Merak etme. Bir kaç parça şey giyerim.
(Birlikte yüzme havuzu salonundan çıktılar.)
---
(Mike hala attığı yumruğu düşünüyordu. O kadar güçlü müydü? Sadece bir yumruk olsa, bunu o kadar düşünmeyecekti. Aynı zamanda vücudunda bir güç hissetmişti. Hiç bir zaman hissetmediği bir şey. O an her şeyi yapabilir gibi gelmişti.
Düşüncelerinden kurtulmaya çalışıp telefonunu çıkardı ve Rose'u aradı. Telefonu kapalıydı. Konferansı da kaçırmıştı zaten. Mike için pek de iyi bir gün sayılmazdı...)
---

Devam edecek...

DELPHİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin