Bazen ölmek için can atar insan . Ama ben bunu bile yapamıyordum. Çünkü ölmek için bir sebebim yok ...
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Okula gitmek için evden çıktığımda yine yağmur çiseliyordu . Bir haftadır hep böyleydi zaten ve ben hiç bitmesini istemiyordum . Çünkü herşeyi unutturan bir ses ve huzur veriyordu .
"Eren !" Bu ses tabi ki de Aslı'ya aitti . Arkamı dönmedim . Hiç dönmezdim zaten . O da bunu bilirdi. Sadece adımlarımı yavaşlatırdım her seferinde . Yanıma yaklaştığında soluk soluğaydı .
"Bugün yine oraya gidecek misin ?"
"Sence ?"
"Neden oraya gidiyorsun ki !Orası iğrenç bir yer Eren ."
"Neden gittin oraya ?" Bu soruyu onun yüzüne bakarak sormuştum . Yüzü hemen kızardı her zamanki gibi .
"Oraya gittiğimi de nereden çıkardın Eren . Sadece araştırdım ."
"Sadece araştırmış olsan böyle bakmazdın Aslı. Oraya neden gittin Aslı? "
"Senin her gece gittiğin o yeri merak ettim Eren . Oldu mu şimdi?" Bir anda Aslı'ya sarılmamla dengesini kaybetmişti.
"Şapşal kardeşim benim . Orası tehlikeli demedim mi sana ? Oraya girenler hiç iyi insanlar değiller.Sakın ama sakın bayan çilek oraya gitmiyorsunuz!" Yanağına bir öpücük bırakıp ondan uzaklaştım .
"Eren . Erkek olsan abim olman için sana yalvarırdım . Ama sen bir kızsın ve abi diyemiyorum .Ah lanet giresice dünya bu mu senin adaletin " İkimizde kahkaha atıyorduk . Tek mutlu olabildiğim arkadaşımdı Aslı . İyi ki de vardı.
-Aslı'dan-
Eren de gülmeye başlayınca ne kadar güzel güldüğünü hatırladım . O benim olmayan kardeşim gibiydi, olmayan abim , olmayan ablam gibiydi. Durun size Eren'i anlatayım .
18 yaşında uzun saçlı , gri gözlü (evet evet çoook tuhaf ;) ) , genellikle siyah takılan bi kız. Herkese karşı serttir. Ona biraz yaklaşmaya çalışan olsa onu hemen kendinden uzaklaştırır. Çünkü yanında kimseyi istemez . Aslında deli dolu bir kızdır . İçindeki deli ortaya çıkınca asıl Eren'i görebilirsiniz . Ki yıllardır ben görmedim benden önce siz görürseniz ortalık fena karışır benden söylemesi. Ona ne kadar yalan söylersem söyleyeyim yalan söylediğimi hep anlıyordu. Tuhaf . Ya gizli güçleri vardı ya da içine Matt Smith kaçmıştı.
"Bana doğruyu söyle Eren . TARDİS'in var mı yok mu ?" Eren içten bir şekilde kahkaha attı .
"Kaçırdın be dostum . Geçen Matt'le buluştuğumuzda bir saatliğine ödünç almıştım. Ama hemen verdim . İşi çıktı aşkımın ."
"Aşkımmışmış ... O benim kızım kimseye kaptırmam . "
"Aslı "
"Ne var Eren ?"
"Ben Matt'..."
"Ne sen... Matt'e birşey mi yaptın yoksa ?"
"Matt'i Tardis'e attım " Attığım çığlığa engel olamamıştım . Eğer gerçekten Matt'le arkadaş olsaydık istese dediğini yapar Matt'i Tardis'e atardı ! Çünkü isteyip de elde edemediği hiçbir şey yoktu. Ama bu çatlak buna rağmen hiçbir şey istemiyordu. Eren'in çalan telefonuna bakmasıyla yüzünde oluşan ifade korkutucuydu. O soğuk Eren geri dönmüştü. Telefonu açarken benden uzaklaşsa da dediklerini yine de duyabiliyordum .
-Evet Ali.
-9 Da dedim ya Ali
- Off . Tamam o da gelsin .Ama eğer bir sorun çıkarsa onu gerçekten komalık ederim .
-Mızıldanma kız gibi. Ben kızım yine de böyle naz yapmıyorum yaa.
-Ali...
-Ali cevap versene..
Bi anda telefonu kulağından çekmişti.
"Aslı. Ben biraz geç kalabilirim . Merak etme kardeşim . " Dedi ve hızla geldiğimiz yolu geri döndü. Aradan geçen 5 dakikanın sonunda duyduğum ses irkilmeme sebep olmuştu. Bu ses Eren'in motorunun sesiydi... Ve içime yine korku salan o lastik sesleri... Ama korkuyorum . O Eren Demir'di dimi .Ona birşey olmaz sonuçta. (Umarım !)
(*Not: Tardis ve Matt Smith Doctor Who'dan alınmadır :) )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyaha Bağımlı !!!
FanfictionBazen yalnız kalmak istersin ve ardından kocaman soğuk bir kahkaha atarsın ... "Aptal ! Sen zaten yalnızsın der" susarsın ...