Keyifli okumalar dilerim!
"Elini iyi zedelemişsin genç adam." dedi okul hemşiremiz Amanda, bir yandan sargıyı düzeltirken.
"Yanlış anlaşılma sonucu oluşan küçük bir zarar sadece." diye cevapladım onu. İlgilendirdiğinden değil, sadece kaba olmamak adına.
"Düzelecek, değil mi?" diye sordu Castiel, dakikalar boyu yanımızda sessizce durup endişeli gözlerle bizi izleyen kişi. Ona defalarca iyi olduğumu söylemiştim ki zaten o öpücükten sonra aksi mümkün değildi.
"Elbette." dedi Amanda gülümseyerek.
Lise 1'deyken ona yaptığımız şakayı hatırladım birden, şimdi farkedebiliyordum bunun ne kadar yanlış olduğunu.
Sargı işi bittiğinde "Elini fazla hareket ettirme." dedi sevgili hemşiremiz.
"Teşekkürler ve önceden yaptığım her şey için özür dilerim Amanda." dedim utanarak. Ben pek alışkın değildim böyle şeylere, genelde üzülen pişman olan taraf olmazdım. Sanırım 'eni biri olmak' dedikleri şey buydu.
Castiel anlamadığını belli eden bir ifade takınıp" "Ne yaptı ki?" diye sordu. Cevap vermedim, buna o karar verecekti. Eğer yaptığım -daha doğrusu arkadaşlarımla yaptığımız- tüm o şeyleri Cas'e anlatırsa engel olmazdım buna hakkı vardı çünkü.
Amanda "Önemli bir şey değil." dedi elini omzuma koyup. Annevari bir tavır vardı dokunuşunda; bildiğimden değil de, öyle gibi hissetmiştim işte. Sonra elini omzuma sararak devam etti.
"Artık önemli değil, çünkü ne kadar değiştiğini görebiliyorum Dean. Böyle devam et, kalbin seni hep doğruya iletecek."
"Tekrar teşekkürler." dedim. Onun affını ve merhametini hak etmediğimi düşünmeden edemiyordum.
Daha iyi biri olmalıydım, en azından geçmişte yaptıklarımı telafi etmek için. Üstelik artık Castiel'e sahiptim değil mi? Sırf bunun için bile oturup günlerce Tanrı'ya şükretmeliydim. O hayatım boyunca başıma gelen en harika şeydi.Sessiz şekilde gitmemizi bekleyen Amanda'yla geleneksel vedalaşma şeysini yapıp dışarı çıktım. Castiel ise beni takip ediyordu, elbette.
Onun eline uzanacaktım ki son anda aklıma geldi, artık sargı vardı. Diğer tarafa geçip sol elimle tuttum onunkini. İlk kez karşı çıkacak bir hareket yapmayıp bana yaklaştı.
Sanırım hayatımın geri kalanı için bu kadarı yeterdi.
-
"Müzik dinlemek ister misin?" diye sordum yatağımda oturmuş dergileri karıştıran Castiel'e. Birçok dersi kaçırdığımızı bahane ederek onu yine evime getirmiştim, neyseki artık önceki gibi inatçı değildi de kolay ikna oluyordu.
Yataktan ayaklarını sarkıtıp "Olur," dedi. Ne kadar sevimli olduğunu düşünüp duruyordum, oyuncak ayı gibiydi. Daima sarılmak istediğiniz ve sizi mutlu eden, sebepsiz yere.
Telefon ve kulaklığımı alıp yatağa geçip sırtımı dayadıktan sonra bacaklarımı açtım, Castiel için. (sadece oturması için, başka yere çektiyseniz bu sizin fesatlığınızdır)
Ukala tavırlarla "Biliyorsun," dedi Castiel. "Yan yana da oturabiliriz, içiçe durcaz diye bir zorunluluk yok."
Omuz silkip "Elbette." dedim. "Fakat bana olabildiğince yakın olmanı istiyorum. Bir kız gibi nazlanmayı bırakta o güzel kıçını buraya getir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cool kids dont love //destiel ✔️
FanfictionDean Mary isimli bir kız için iddiaya girer, fakat kuzeni Castiel'den tamamen habersizdir. high-school au