Eve kapanmamın ve yalnızlığın verdiği sıkıntıyla başladığım yabancı dizinin bağımlılık yapması biraz da olsa kafamdaki düşüncelerden arınmamı sağlıyordu. yedinci sezon on beşinci bölümün bitmesine son dört beş dakika kala telefonumun çalmasıyla bir kaç küfür savurup açtım. Gecenin bir yarısı beni dizimin son beş dakikasından alıkoymaya çalışan dengesizde kimdi !? Özel numaranın aradığını görünce kim beni niye özel numaradan arıyor ki diye düşündüm. Kim olduğunu merak edip telefonu açtım. Önce onun konuşmasını beklediğim için susuyordum. Biraz bekledikten sonra sıkılıp dizimi bölmesinide aklıma getirerek konuşmaya başladım.'' Ulan hem arıyorsun hem konuşmuyorsun, kimsin sen ? Numaramı nereden buldun ? Gecenin bu vakti neden arıyorsun ? Ayrıca sana dizimi yarıda kesme hakkını kim verdi ? ''
Fazla sinirlenmiştim, ben hala söylenirken sözümü kesmesi daha da sinirlenmeme neden olmuştu. Hem konuşmuyordu hem de ben konuşurken sözümü kesiyordu.
'' Sizin evin önünden geçerken ışıkların açık olduğunu görünce uyumadığını düşünüp aramak istedim. Dizini yarıda böldüğüm için kusura bakma. Bu arada gecenin bir yarısı değil, saat dördü otuz beş geçiyor, yani hava aydınlanmak üzere. ''
Benim yaşlarımda olduğunu düşündüğüm ses o kadar tatlı ve sakinleştirici geliyordu ki sinirim biraz geçmişti sanırım. Kim olduğunu hala söylememişti ve bu saatte bizim evin buralarda , dışarıda ne yapıyordu ? Sanki sesini daha önceden duymuşum gibi geliyordu.
''Kim olduğunu söylemedin hala.''
''Evren, ben.''
Bu sesi daha önce duyduğuma emindim ama hatırlamıyordum.
''Ne istiyorsun ?''
Gerçekten merak etmeye başlamıştım.
''Bugün karneler alınacak biliyorsun. Beraber gidelim mi diyecektim.''
Bugün karneler mi alınacaktı ? Tabii ya, nasıl unuturum!
'' Seni tanımıyorum, neden beraber gidiyormuşuz ?''
Bizim okuldan olduğunu anladığım çocuk neden benimle gitmek istiyordu ?
'' Çakıl ve Güneş beraberken yalnız kalmanı istemem.''
Nasıl ya ? Çakıl ve Güneş hakkında ne biliyordu ki bu çocuk ? Dahada önemlisi nerden biliyordu.
''Bir dakika.. Sen bunları.. Nereden..''
''Uzatma işte. Sekiz gibi seni evden alırım, önce kahvaltı edeceğiz.''
Suratıma kapatması ve duyduklarımda olsa gerek telefonu hala kulağımdan çekmemiştim. Peki neden numarasını görmemi istememişti ve özelden aramıştı ? Sırf aklımdaki soruların cevaplarını bulmak için buluşmalıydım o çocukla. Bir de kim olduğunu öğrenmek için tabii.
Az önceki konuşmayı unutmaya çalışıp dizime geri döndüm. Bir kaç bölüm daha izledikten sonra başım ağrıdığı için kapattım bilgisayarı. Bunda bütün gece uyumamamın ve içtiğim neskafelerin de etkisi vardı tabii ki. Saate baktığımda yediye geldiğini görünce koşturarak banyoya gittim. Çabucak duş alıp, bornozuma sarınıp odama döndüğümde annemin zoruyla kurduğum telefon alarmı çalmaya başlayınca saatin yedi kırk beş olduğunu anladım. Saçlarımı kurutacak vaktim olmadığından hemen küçük havluma sarıp az da olsa ıslaklığını gidermeye çalıştım. Dolabımdan siyah bilek pantolonumu, beyaz tişörtümü ve iç çamaşırlarımı çıkarıp giyinmeye başladım. Askılığımdaki küçük siyah çantamı alıp içine cüzdanımı, telefonumu ve anahtarımı attım. Kafamda ki havludan kurtulup saçlarımı taradım. Hızlıca ayağıma beyaz converselerimi de geçirip kapıyı kilitledim. Asansörün gelmesini bekleyemeyecektim. Yeterince geç kalmıştım. koşarak merdivenlerden inip sonunda dışarı çıktığımda çantamdan telefonu çıkarıp saate baktım. Sekiz on beş olduğunu görünce 'Acaba sıkılıp beklemedi mi ?' diye düşündüğüm sıra arkamdan gelen korna sesiyle havaya zıplayıp çığlık attım. Arkamı döndüğümde kahkaha attığını görünce sinirlendiğimi belli edip yanına doğru ilerledim. Kim olduğunu hatırlamadığım çocuk başıyla arkasına binmem için işaret yapınca binip ellerimi omuzlarına koydum. Bir şey demeden motoru çalıştırıp pastanenin önüne gelene kadar konuşmadı. İnip ''İnme, geleceğim hemen.'' dedi ve pastanenin içine girdi. Kafayı sıyıracaktım. Sesi çok tanıdıktı, tavırları da öyle. Ama yok, hatırlamıyordum. Pastaneden çıkıp elindeki poşetle yanıma gelince dayanamayıp sordum. '' Seni nereden hatırlıyorum ben ?'' Motoru çalıştırıp susmaya devam edince başta cevap vermeyecek sandım ama sonra ''Gideceğimiz yerde konuşuruz bunları.'' deyince sessiz kalma kararı alıp sustum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşmanın Değilim
Teen FictionKötüydüm. Bu zamana kadar hiç yalnız bırakılmamıştım. Herkes gitse de Çakıl hep yanımda olur diye düşünüyordum, yanılmışım. En yakınımdakilerin değiştiğini görmek canımı acıtmıştı.Ağlamaktan gözlerim şişmiş, günlerdir uyumadığım için de altları bira...