Multimedia'da bölüm şarkısı ve bir fotoğraf var. Fotoğrafın bölümle bir alakası yoktur. Bölüm şarkısı: The Heart Wants What It Wants
~~~~~
Elimdeki beyaz elbiseyi Nazlı'ya gösterdim. Burnunu kırıştırdı ve kafasını olumsuz anlamda salladı. Elindeki kırmızı elbiseyi denemek için kabine doğru yürümeye başladı. Ben de elbiseleri incelerken mavi bir elbise gözüme çarpmıştı. Kabinlerden birine girip elbiseyi giydim. Kabinden çıktığımda Nazlı da aynada kendine bakıyordu. Kırmızı elbisesi üzerinde mükemmel duruyordu. Gülümseyerek bana döndü.
"Ben bunu alıyorum." Kafamı salladım ben de aynaya baktım. Ali'nin gözlerinin rengindeki elbisemin sırt dekoltesi vardı. Kısa, uçuşan bir eteği ve şık bir göğüs dekoltesi de vardı. Çok açık göğüs dekoltesi olan elbiseleri sevmezdim ve bu elbisenin dekolteleri tam yerindeydi. Nazlı'ya sorarcasına baktım. Beni dikkatle inceledi ve baş parmağını havaya kaldırdı. Elbiseyi çıkardım ve kasaya gittik. Az olmayan bir miktar para ödedik ve çıktık. Saatime baktığımda partiye daha üç saat olduğunu gördüm. AVM'nin önünde bekleyen arabaya bindik ve yol boyunca elbiseler, ayakkabılar ve saç modelleri konusunda Nazlı'nın başını şişirdim. Ona bir elbise alması için saatlerce yalvarmıştım ve sonunda başarılı olmuştum.
Eve geldiğimizde odama çıktım ve dinlenmek için biraz uyudum. Uyandığımda güneş henüz yeni batıyordu. Saçlarımı dalgalandırdım ve makyajımı yaptığımda hava kararmıştı. Elbisemi ve ayakkabımı giydiğimde Nazlı'ya bakmak için odamdan çıktım. Ali, duvara yaslanmış telefonla konuşuyordu. Nefesimi tuttum ve onu inceledim. Mavi gömleğinden hafifce görünen bedenine bakmamak için hafamı çevirdim. Nazlı'nın kapısını çaldım ve içeri girdim. Nazlı saçlarını taramaya çalışıyordu."Senin kız olduğundan şüpheleniyorum, Nazlı!" Dedim ve elime aldığım düzleştiriciyle Nazlı'nın saçlarını düzleştirmeye başladım. Yirmi dakika sonra dümdüz saçları ve hafif makyajıyla Nazlı, aynaya dehşet içinde bakıyordu.
"Savaş dalga geçecek! Ben ve makyaj!" Dedi ve aynaya yeniden bakmaya başladı.
"Çok güzel oldun, dalga geçmeyecek." Dedim. Ona zorla odasından çıkardım ve aynı zorlukla arabaya bindirdim.
--
Yüksek ses kulağıma ulaştığında partinin başladığını anladım. Herkes küçük, yüksek masaların etrafında durmuş bir şeyler içiyorlardı. Emre, koluma dokundu ve beni kendine çevirdi.
"Hoşgeldiniz, kızlar!" Nazlı aldırmamıştı ama ben zorla da olsa gülğmsemiştim. Ali'den başka birine gülümseyince kendimi berbat hissediyordum. Emre beni bir masaya çekti. Nazlı'ya baktım, Savaş kolundan tutmuş, dans etmeye çalışıyorlardı ve bu lanet olsun ki çok tatlıydı! Etrafa göz gezdirdim ama Ali'yi göremedim.
"Ali gelmedi mi?" Dedim öylesine bir şeyden bahsediyormuş gibi. Bana baktı ve umursamaz bir şekilde cevap verdi.
"Eminim bir köşede içiyordur!" Müziğin sesi o kadar yüksek olmadığı halde bağırıyordu. Sanırım biraz erken sarhoş olmuştu. Hızla yanından ayrıldım ve Ali'yi aramaya başladım. En sonunda koltukların birinde oturmuş, Emre'nin de dediği gibi içiyordu.
"Bu kadar çok içmemelisin." Dedim ve yanına oturdum.
"Rahatlamam lazım." Dedi ve şişeyi yeniden eline aldı ve bardağa doldurdu.
"Alkolik misin?" Dedim sesimi kontrol edemeden. Bana baktı ve kahkaha attı.
"İçki içmem ben. Ama bugün... Bugün farklı." Dedi fısıldayarak. Ali'yi tanımasam, gözlerinin yaşlarla dolduğunu düşünebilirdim. Elinden şişeyi aldım ve bardağı da yere fırlattım. Bana sinirle baktı.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?!" Şişeye uzandığında onu da çimenlere fırlatmıştım.
"İçerek rahatlayamazsın, Ali!" Dedim.
"Bana karışma!" Dedi tıslayarak. Elimi omzuna koydum ve sesimi alçalttım.
"Neyin var?" Dedim. Bana baktı ve acı bir şekilde güldü.
"Neden sana anlatayım ki?" Dedi. Omzumu silktim ve elimi omzundan şektim.
"Yabancılarla konuşmak rahatlatır." Yabancı olmak istemiyordum ona karşı. Ama her şey istediğim gibi olmuyordu.
"Bugün günlerden ne?" Dedi fısıldayarak.
"23 Temmuz?" Dedim. Kafasını salladı ve bana baktı. Ağlıyordu! Ali Mertoğlu ağlıyordu!
"Bugün benim hislerimin gittiği gün, Selin. Benden uzak dur. Özellikle bugün!" Dedi ve yanımdan ayrıldı. Ali'yi ağlatan ve bu kadar önemli olan şey neydi? Bunu bilecek tek kişinin Emre olduğu kesindi ama o da sarhoştu! Yine de şansımı denemek için yanına gittim. Şarhoşlar her zaman doğruyu söylermiş, öyle değil mi?
"Emre, Ali'nin neyi vardı? 23 Temmuz'un anlamı ne?" Dedim. Bir süre durdu ve bana baktı.
"Nerden biliyorsun?" Dedi. O kadar da sarhoş değildi anlaşılan. Omuz silktim ve ona soran gözlerle baktım.
"B-bugün Cansu'nun gittiği gün." Dedi ve yere yığıldı. Sızmıştı! Tam lafı ağzından almak üzereyken sızmıştı! Cansu kimdi bilmiyorum ama öğrenmekte kararlıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Aşka İnandır -AlSel-
Romance"Ağlamanı istemiyorum, Selin. Benim yüzümden ağlamanı hiç istemiyorum." Mavinin en can alıcı tonundaki gözlerini gözlerime sabitlediğinde elimde olmadan nefesim kesilmişti. Onun cennetinde olmak için cehennemi göze alıyordum ben. --- "Selin, ben hi...