Doktor Odasından Önce

31 1 0
                                    

🎈🎈🎈

~5~

Doktor Odasından Önce

Evden çıkmaktan nefret ediyor oluşu kesinlikle onun suçu değildi,dışarısı korkunç insanlarla doluydu ve bu onun dışarıya çıkma isteğini bastırıp en derinlere itiyordu. Annesine uzun süre yalvarmış olmasına rağmen kadının onu dinlediği yoktu. Dışarıya çıkışacak diyorsa çıkılacaktı. İçinde biriken ağlama isteğinide dışarıya çıkma isteği gibi derinlere ittirmeye çalışırken bir iki damla süzüldü yanaklarından. Zorla yatağının üzerine koyulan kıyafetleri üzerine geçirmek için şuan giyinik olan kıyafetlerini çıkarttı ama bunu yapmaktansa oturup yeni bir kitap daha bitirmeyi tercih ederdi. Aslında öylede yaptı,çıplak vücuduyla birlikte yere oturdu ve bitmesine az kalmış olan kitabının kapağını açtı. O okumaya başladığı kitap bitmeden oturduğu yerden kalkmaz belkide yemek bile yemezdi ama o kitabı bitirirdi. Bu sefer annesi kolundan sürükledi diye yarım kalmış kitabını bitirmek için tutuşuyordu. Sonunda ne olacağını başından beri biliyordu,o okuduğu kitabın arkasından bile çözerdi tüm kilit olayları ama yinede pür dikkat okumaya devam etti ta ki annesi tekrar onu azarlayıp ayağa kaldırana kadar. Kayda değer bir iki sayfa okumuş olması dahada meraklanmasına sebep oluyordu. Annesi kulağının dibinde bağırmaya başlayınca kulaklarını görünmez ellerle tıkayarak iç çamaşırını üzerine geçirdi ve yatakta olan diğer kıyafetleride.

Dışarı çıkmak ona ölüm gibi geliyordu,bazen yaşarken ölmüş insanlarında dışarıda dolaştığını düşünüp rahatlıyordu elbette ama onu asıl korkutan zaten onlar değildi. Onu korkutanlar sürekli yaşayanlardı.
Onu bir mezara bıraksanız dolunay her yere ışık saçarken yinede zerre korkmazdı. Korkulacak kişilerin ölüler değilde canlılar olduğunu uzun süre önce anlamıştı.

Aklına gelen şeyle gülerken annesi ona hâlâ kızmakla meşguldu halbuki bunları yapmaktan çok daha önemli işleri olduğu kesindi. Odasından çıktığı zaman annesi sessizliğe bürünüp onu takip etti,birlikte evden çıkmadan önce elinde olan kitabını gören kadın açık olan dış kapılarını kapatarak bağırmaya başladı. Ne yani sırf şu aptal kapı yüzünden insanlar onun bağırdığını anlamayacaklar mıydı?
Başkaları belkide annesini deli sanıyordu çünkü sadece annesinin sesi çıkıyordu,o konuşmadan soğuk görüntüsüyle beklemeyi becerebiliyordu. Bu da onun artı yönüydü bir nevi.

"Bırak,"diyerek bağırdı annesi "Şu kitapları okuma!" Ne için okumayacaktı ki,sakince sordu "Ne için okumayacağım?" Onun cevabı daha çok sinirlendirmiş olacak annesini odasındaki büyük kitaplığa gitti kadın "Bunlar," sinirden ağlıyordu "Seni mahvetti!" Kız gülmeye başladı "Onlar mı?" Kadın ağlamayı sürdürürken elini burnuna götürdü ve burnunu çekerek onayladı kızını "Yanılıyor olmalısın,beni mahveden onlar değil." Eliyle gösterdiği kitaplarına bakınca içi huzur doldu ve bağırmamak için kendini tutmasına gerek kalmadı zaten kitaplarına bakınca içindeki sinir geçiyordu. Kapıyı açacağını söyleyerek annesini uyardı ve ayakkabılarını giymek için kapının önüne çıktı. Eh,ayakkabı giymekten de hoşlanmazdı,aslında hoşlandığı bir şey var mı diye sorulduğunda sadece kitaplardan bahsediyordu. Bir süre sonra kimse ona aldırış etmemeye başlayınca soğuk onu annesiymiş gibi kucakladı,soğuk olmak doğasından falan gelmiyordu. O seçmişti,intiharın bir seçim olduğu gibi o da soğuk olmayı seçmişti. Henüz emin değildi ama intihar etmekten daha iyi bir yöntem olduğunu düşünüyordu.

Nereye gittiklerinden haberi olduğu için yol boyunca annesini dinlemek yerine kulağına dolacak notaları dinlemeyi tercih etti. Kulaklık her bakımdan iyiydi, başkalarından soyutlanmak için kullandığı kitaplardan biraz daha etkili olan iyi bir silahtı. Bazen kitap okurken kulaklarını tıkayamıyordu ama bu notalar ona epey yardımcı oluyordu. Yukarıda olduğu iddia edilenden çok müziğe inanıyordu,kitaplar sayesinde nefes alabiliyordu.

Yarım saatlik yolculuğunun hepsini insanlarla göz göze gelmemeye dikkat ederek gözlerini otobüsün camından dışarıda gezdirerek tamamlamak biraz olsun onu yormuştu. Zaten dışarıya çıkmaktan hoşlanmayan birisi olduğu için yorulmasını normal karşıladı.

Eskimiş koca binaya adımlarken annesi sanki onu kaybedecekmiş gibi hemen dibindeydi. Gerçi kaybolmak aklından geçmiyor değildi ama şuan yapamazdı,geldiği doktor belliydi ne de olsa. Kötü bir damga yemek istediği söylenemezdi. Uslu bir kız olarak binanın içine girdi ve girişteki sekreterle konuşan annesini beklerken etrafı incelemeye başladı. Tarihi bir mekan olmasaydı burası asla dikkatini çekmezdi,dikkat çekecek bir şeyde yoktu. "Heryer ahşapla kaplı,değişik kokulu bir yer." Diye düşündü,iç sesi ona "Pek hoşlanmadım." Diyerek katılınca istemsizce kafasını bir aşağıya bir yukarıya onaylarcasına salladı.

Yukarıya çıkan merdivenlerde ilerlerken evde bırakmak zorunda kaldığı kitabının ilerleyen sayfalarında neler olabileceğini düşündü, büyük ihtimalle cinayeti kimin işlediği ortaya çıkacak ve adam yakalanacaktı. Eğer biraz daha düşünürse eve koşarak gidip kitabını olumaya başlayacağını düşündü ve kitaptan bahsetmeyi bıraktı. İç sesi olmasa herhalde çoktan delirmiş olurdu!

Doktorun kapısına geldiklerinde annesi ona kapıyı çalmasını işaret etti ama o çalmayarak omuz silkti. Hızlı adımlarla yanına gelen annesinin kapıyı çalmasını bekledi.
Uzun ve krem rengi olan kapıyı annesi açınca içeriye adımladı ve kapının kapanmasını bekledi.

Pekala,ne yapacağından emim sayılmazdı,en doğru olanı yapacaktı.


🎈🎈🎈

-Doğru olan mı doğrudur yoksa öyle olduğu sanılan mı?-

Bu Köşe Yazı KöşesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin