Parktaki Yalnız Bank

48 1 0
                                    


🎈🎈🎈

~6~

Parktaki Yalnız Bank





Parkta oturmuş etrafında olan biteni izlemeye çalışarak kafa dağıtan yaşlıca adam yanından geçen pekte küçük sayılmayacak olan kızlara baktı,pek büyükte sayılmazlardı ama neredeyse onun yaşında bir insanın bile etmeyeceği küfürleri ediyorlardı. Suratını buruşturup diğer tarafa döndürdü kafasını,parkta oynayan küçük büyük dolu çocuk vardı. Pekala yeniden onlar gibi olmak için dilek dilediği doğruydu. Özlem çektiği yıllara birde yaşayamadığı şeyler eklenince birden gözlerinin dolduğunu ve suratının kızardığını hissetti. Bu yaşta adam ağlar mıydı sahi? Belki,biraz yorgunluktur gözlerindeki yada yapamadıkları mı geliyordu gözünün önüne. Peki ya kurduğu hayaller? Her çocuk gibi onunda onlarca hayali vardı,gerçekleştirdiği bir tane var mı diye sorarsanız size gülerek başka konu açardı. Geçmişin çoktan kabuk bağlamış yaralarını ne diye deşeceksiniz,ne için üzeceksiniz yaşlı başlı adamcağızı?

Oturduğu bank birden küçüldü gözünde,parktaki sarı kaydırak olduğundan daha eski gözüktü gözüne ve oynayan çocuklar koca adam gibi geldi ona. Merak etti acaba o çocuklar geleceğin farkında mıydı yoksa sadece bugünü yaşayarak mı mutlu oluyorlardı? Gidip birisine sorsa onu anlamaz hatta dalga bile geçerlerdi ama denemeye değerdi.

Yavaş yavaş kalktı banktan ilk başta beş kişilik kız grubuna baktı,eğer onlara soru sormaya kalkarsa alaya alınacağının farkındaydı. Nede olsa o da genç olmuştu bir zamanlar. Kızların yanından olabildiğince hızlı adımlarla uzaklaştıktan sonra küçük bir erkek çocuğunun yanına gitti "Merhaba," diyerek başladı cümlesine "Hayal kuruyor musun?" Çocuk ilk başta afallasada korkacak hali yoktu,şimdiki çocuklar bir garip doğrusu. Çocuk dikkatle onu inceledikten sonra ağır ağır kafasını salladı "Kuruyorum." Büyük ihtimalle bu ihtiyarın neden böyle bir soru sorduğunu merak ediyordu "Gel şöyle," çocuğun omuzuna kolunu atıp "Benimle biraz sohbet etmeye ne dersin?" Dediğinde  çocuk itiraz edecek gibi olup etrafa bakındı ama daha sonra yaşlı adamın ilerlediği banka oturdu. Adam adını sorduğunda tereddütsüzce cevapladı,diğer tüm sorularına cevap verdi. Çocuk neden yaşlı adamın onu seçtiğini düşüne dursun bir köşede ben söyleyeyim size,adam çocuğu kendine benzetti.

Ufak sohbetleri yavaş yavaş derinleşirken çocuğun adını yüksek sesle haykıran bir kadın çıktı ortaya,çocuk yaşlı adama iyi günler diledikten sonra annesi olacak kadının yanına doğru koştu. Kadın bağırmadığını düşünüyordu büyük ihtimalle ama bağırıyordu "Tanımadığın insanlarla konuşamazsın!" Çocuk özür dileyerek kafasını yere eğdiği sırada adam onları izlemeye devam etti,belliki onun hayalleri gibi o çocuğunda hayalleri yok olacaktı.

Adam hayal kurmaya acizdi,unutmuştu nasıl bir tat bıraktığını üzerinde. Tek başına başlamıştı bu parkın yalnız bankında bir adamla konuşarak hayata,tek başına bitirecekti yine bu parkın yapayalnız bankında bir çocukla konuşurken.

Tekrar dolan gözlerine aldırış etmeyerek gözyaşlarının dökülmesine izin verdi. Yahu bir tanıdık görse 'Bu adam ne yapıyor?' Diye soracaktı ama zaten onu tanıyan son kişide geçen ay hayata veda etmişti.
Onu tanıyan son kişide gidince yanından,hiç var olmamış gibi devam ediyordu hayat denen ölüme.
"Bu yaşamak değil ölmek olsa gerek,"diye düşündü adam "Doğduğum günden beri beni yok ediyor..."

Böyle yaşamak mı olurdu Allah aşkına?
Son nefesini yine aynı parkın yalnız bankında vermeyi diledi.
Eh,öylede oldu yıllar sonra.



🎈🎈🎈

-Bu yaşamak değil ölmek olsa gerek,doğduğum günden beri beni yok ediyor.-

Bu Köşe Yazı KöşesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin