FİFTY SHADES OF DARKER

-1-

ASANSÖR
-Anastasia !
-Christian !

- 2 Ay Sonra -

Anastasia'nın ağzından ;

- Lanet olsun ! Onu o kadar çok özledim ki ! En son onunla kavga etmesem hergün arardı ve hep oyun odasına girebilirdim. Kim bilir kaldığım odada kimler kaldı bu 60-62 günlük süreçte. Eh tabi Ana (Anastasia'nın kısaltması Ana olacak filmdeki gibi) böyle salak olursa. Herneyse sonuçta cesaretli bir kızım. Onu ararım olur biter.

Çalıyor ..

- Christian !
- Ana ?
- Christian ben seni çok özledim.
- Ana şuan annemin arkadaşıyla yemekteyim. Hani sana bahsettiğim , bana sert seksi sevdiren kadın.
- Ah anladım peki.
- Ama Ana bugun seni alabilirim. Akşam 5te hazır ol.
-Yine bana emir veriyor. Şu evraklar hala bende :)
- Kim bilir yine lazım olur yada OLMAZ. Dedi imalı imalı.
Telefonu kapattı.

Herneyse. Ben klasik olarak Anastasia Steele. Okulumu bitirdim. İngiliz edebiyatı okudum bildiğiniz üzere ve nalburda çalışmıyorum. Artık bir okulun İngiliz edebiyatı öğretmeni ve müdür yardımcısıyım.

Christian'ı anlatayım ;

Christian Grey. Hala sert. Ve sevişmeyen beceren bi insan olarak yoluna devam ediyor. O hala aynı işte çalışıyor Grey House'ın sahibi hala o. Işler yolunda. Annesi falan çok iyi.

Ben ondan ayrıldıktan sonra hiç konuşmadım. Iki ay sonra sesini duymak bana huzur vermişti. Ama ona aşık değilim ? Çünkü ona aşık olduğum için hata yaptığımı söylüyorlar. Beni değilde bakireliğimi isteyen bi adam olarak geçiyor beynimin dilinde. Ama beni birazda olsa sevemezmi ? Ona ne yapsam aşık olur bana. Hergün oyun odası için yalvarmak ? Yoksa hergün ona itaat etmek ? Ahh ! Klişe bunlar. Ben gerçek Grey'i isterim. Olamaz mı !

Saat 5 ? Hani nerde gelmedi ! Biliyordum. Hassiktir kapıdan ses geldi ? Ama anahtarı yok ! Bu bir hırsız olabilirmi. Mutfakta yemek yerken söylüyordum bunları. Dolayısıyla elime aldığım bıçakla ... Ne bıçağı be ? Adamı öldürmeyeceğim bayıltacağım ... Elime aldığım tavayı adama yaklaşık kafasına vurdum bitane. Olamaz bu Christian! Ne kadar özür dilesem azdır. Lanet olsun Grey dedim ve alt dudağımı ısırıyordum ki bunun onu tahrik ettiğini unutmadım bu yüzden yapmadım. Dışarı çıkarken popoma kırbaç yemem hiç hoş olmaz derken istemsizce dudağımı ısırdım. Hassiktir gördü ! Bana bir bakış attı ve hiç birşey olmamış gibi yerdeki cebinden düşen cüzdanı eline alıp kapıya doğru ilerledi.

Şaşırmıştım. Şuanda sıyrılan elbisemin kırışığını düzeltiyor olmam gerek ama hayır ! Donup kaldım. Arabaya yaklaştığımızda bana kapıyı açan Isaac yoktu. Christian açtı kapıyı. Daha sonra ailelerin olduğu bir restorana gelmiş bulunduk.

Vale ye verilen bahşiş ve anahtar Vale nin yüzünü güldürdü.

Christianla tabiki onun 5 gün önceden falan ayırttığı masaya oturduk. Masada yemekler dolu olduğundan sadece kırmızı şarapı beyaz şarapa tercih ettiğimden garsona onun siparişini verdim.

Christian ve Anastasia'nın konuşmaları ;

-Ana ben seninle çok onemli bir meseleyi konuşmak için buluştum.
-Ne yani beni özlemedin mi diyip biranda masadan fırlamam va kapıya yol almamla herkesin bana bakması 2 saniye sürdü. Herkes yemeğine yada arkadaşına dönerken bende sol ayağımla adım attım. Böylece sağ kolum arkaya savrulurken Christian elimi tuttu.

-Saçmalama Ana ! Bari burda trip yapma ! Dedi. Sessiz demiş olduğundan dikkat çekmedik. Masaya ilerledik. Seni özledim o ayrı. Bende tam bundan bahsediyordum be Ana !

Aman tanrım ! Sanırım benimle tekrar aynı evrakları imzalamak istiyor. Buna cevabım tabiki hayır olmaz tabiki EVET olacak saçmalamayın.

Ve söze başladı.

-Ana bu çok ciddi......

Herkese merhaba. Yeni bölüm 50-100 oy sonrası gelecektir. Yorum ve oy ayrıca takip ederseniz diğer yazacağim kitaplardan haber alabilirsiniz !