Multimedia'da bölüm şarkısı ve bir fotoğraf var. Fotoğrafın bölümle bir alakası yoktur. Bölüm şarkısı: Ed Sheeran - Give Me Love ❤️
~~~~~
Nazlı'nın Ağzından:
"Savaş, ayağıma basıyorsun!" Dedim yüzümü buruşturarak.
"Sen ayağını benim ayağıma çok yaklaştırıyorsun!" Dedi. Derin bir nefes verdim ve ayağımı ondan uzaklaştırdım.
"Oturalım bence." Dedim. Koltuklardan birine yerleştim ve Savaş'a döndüm.
"Neyin var senin?" Bana soran gözlerle baktı.
"Bugün farklısın, dalga geçmedin, kibarsın." Dedim gözlerimi ondan kaçırarak.
"Rahatsız mı oldun?" Dedi sırıtarak. Ben de önüme döndüm. O sırada Selin, Ali'nin kolunu tutmuş bir şeyler söylüyordu. Ali kolunu hızla çekti ve partiden ayrıldı.
Selin'in Ağzından:
Ali çıktıktan sonra sinirle ayağımı yere vurdum. Ali'nin en yakın arkadaşı, her şeyi bilen kişi, sızıp kalmıştı! Ertafa göz gezdirdim ve Mert'in barmenle konuşmakta olduğunu gördüm. Hızla yanına gittim ve onu koltuklardan birine çektim.
"Mert, bana bir şeyler anlatman gerek." Dedim. Şaşkın bir şekilde bana baktı.
"Cansu kim?" Dememle Mert'in gözlerini kocaman açması bir olmuştu.
"Sen nereden biliyorsun?" Dedi. Ona kaşlarımı çatarak baktığımda teslim olmuş gibi omuzlarını düşürdü.
"Cansu, Ali'nin kız arkadaşıydı. Ali, ailesiyle sorunlar yaşarken Cansu hep yanında olmuştu. Sonra... Cansu dayanamadı ve gitti." Dedi. Beynim durmuş gibiydi. Ali'nin bir kız arkadaşı mı vardı?
"Onu seviyor muydu?" Dedim kararsızca.
"Ali kimseyi sevmedi. Cansu'dan hoşlanıyordu ve ilk defa bir kızı sevmeye bu kadar yakındı. İhanete uğramayı kaldıramadı." Ali'yi zor günlerinde bırakıp giden bir kızdan söz ediyorduk. Mert'e veda etmeden partiden ayrıldım ve etraftaki insanlara Ali'nin nereye gittiğini sordum. Sahil yönünde gittiğini söylediler. Ben de bir taksiye atladım ve sahile gitmek istediğimi söyledim. Ali'nin, biri tarafından paramparça edilmiş bir kalbe sahip olacağı hiç aklıma gelmemişti. Kalbi kırık, aşktan korkan -sevmekten, yeniden yıkılmaktan korkan bir genç vardı onun içinde. Kötü birine dönüştüğünün farkında bile değildi. Ne kadar da bencildim. Sadece kırılan kişinin kendim olduğunu düşünmüştüm. Ali benim canımı acıtmıyordu oysa, onun kırık kalbinin parçalarına basmak canımı acıtıyordu.
Sahile geldiğimde kıyıda oturmuş elinde şişe, denize bakan Ali'yi görmem ve yanına koşmam bir olmuştu. Yanına oturdum ve ona yaşlı gözlerimle baktım."Katılmamın bir sakıncası var mı?" Dedim. Birkaç saniye bana baktı ve sonra önüne döndü. Dalgaların sesi rüzgara karışırken yakamozun görüntüsü insana huzur veriyordu. İçimde huzurla savaşan keder bile huzur bulmuştu sanki.
"Neden yanımdasın?" Dedi Ali nefes verircesine. Yakamozu kıskandıracak kadar parlak gözlerine gözlerimi diktim ve gülümsedim.
"Yanında olmayı istiyorum." Dedim.
"Öğrendiğini biliyorum. Acınası durumda olduğumu da biliyorum. Yanımda olmak zorunda değilsin." Dedi. Omuz silktim.
"İstediğin gibi kır beni. Umrumda değil." Dedim.
"Neden?" Dedi ben mavi gözlerinde boğulurken.
"Çünkü," dedim derin bir nefes alarak "seni seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Aşka İnandır -AlSel-
Romance"Ağlamanı istemiyorum, Selin. Benim yüzümden ağlamanı hiç istemiyorum." Mavinin en can alıcı tonundaki gözlerini gözlerime sabitlediğinde elimde olmadan nefesim kesilmişti. Onun cennetinde olmak için cehennemi göze alıyordum ben. --- "Selin, ben hi...