Eve geldiklerinde ailesi hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu.
''Ne yani? Beni görmezden gelmeye geri mi döndünüz?'' sinirle bağırdı.Bütün bu olanlar çok fazlaydı ve artık kendini tutamıyordu.
''Problemimizi çözmek için bulduğun en iyi yol bu muydu, baba?''
''Sözlerine dikkat et Seunghyun.''
''Neden? Bir çocuk ailesine sinirlenemez mi?
''Seunghyun...'' annesi kanepeye oturup arkasına yaslandı.''Başım ağrıyor..lütfen..''
''Ah, özür dilerim bu da benim hatamdır.'' Odasına çıkmak için merdivenlere yöneldiğinde babasının sesini duydu.
''Sana işe yaramayacağını söylemiştim..''
***
Kendini yüzüstü yatağa atıp, başını yastığa gömdü.
Bu neydi Seunghyun?
Neden onları kışkırttın ki?
Kurallarına ne oldu?
Bu işin sonu iyi görünmüyor...
Ailesi onun tercihini öğrendiğinden beri insan muamelesi görmüyordu ve bu yüzden git gide içine kapanmıştı.Onlara cevap bile vermezdi.Ama nasıl olduysa Jiyong onu eskiye döndüren doğru tuşlara basmıştı işte...
*Bir Yeni Mesaj*
Kimden: Dae
Hey Seungri!
Hara'ya seni yarına kadar rahatsız etmemesini söyledim.Ama yarın üstüne atlayabilir.
Umarım eğlenmişsinizdir :)
Konuşmak istersen, senin için burdayız.
Son cümle onda ağlama isteği uyandırmıştı ve dayanamayıp Daesung'u aradı.Ona ailesinin yaptıklarını anlattığında biraz da olsa rahatlamıştı.
Telefonu kapatıp uyumaya çalışırken, annesinin bağırışıyla irkildi.
''Bunu yapamazsın!!''
Şimdi ne hakkında konuşuyorlar?
''Ona son bir şans daha veriyorum.Sonra benim yöntemlerimle halledeceğiz.''
***
Okul - Öğle Arası
''Ah! Patlayacağım!!'' Hara Seungri'nin yanına oturduğunda Seungri kahkaha attı.
''İyi misin?''
''Bilmiyormuş gibi yapma Seungri! Dün birisi bana seni rahatsız etmememi söylediği için..ŞİMDİ KONUŞUYORUZ.'' Arkasındaki Daesung'u işaret etti.
''Seni uyarmıştım Seungri..'' Daesung yanlarına oturdu.
Ve soru bombardımanı başladı...
''Şimdi bana her şeyi anlatacaksın tamam mı? En ufak bir detayı bile atlamanı istemiyorum Seungri.HER ŞEY.''
Derin bir nefes alıp hızlıca her şeyi anlattı.
''Beni tapınağa götürmek istedi, yolda atıştırmalık bir şeyler alıp paylaştık.Ama çocuğun teki bize bağırdı ve Jiyong çok sinirlendi, kavga çıkarmasın diye engellemem gerekti.Sonra tapınağa gidip fotoğraf çektik, ve sonra...''
Seungri her şeyi anlattıktan sonra karşısında ağzı açık duran arkadaşlarına baktı.
''Ne?''
''Oh, Seungri farketmedin değil mi?'' Hara'nın sesi çok yumuşaktı ve sırıtmaya başladı.
''Bu bir randevuydu.''
''Ne? Saçmalamayın.Biz sadece-''
''Bu kadar aptal olma Seungri..'' Daesung omzuna vurdu.
''Ve yanlış hatırlamıyorsam onu davet eden sendin değil mi?'' İkisi de sırıtmaya başladığında Seungri olanları düşündü.
Nasıl farketmedim?
Jiyong ona atkısını vermiş, yemek almış, onu korumuş, güldürmüş, onunla evine kadar yürümüş ve eğilmiş-
''Beni öpmek için...''
''Soğuk almanı istemiyorum.''
''Seni kaybetmek istemem.''
''Seni evine bırakacağım.''
''Rahatsız hissetmeni istememiştim.''
Şimdi hepsi mantıklı geliyordu.
''ÖPÜCÜK!?'' arkadaşlarının bağırışı onu gerçekliğe döndürdü.
''Ne? Hayır hayır! Öyle bir şey olmadı. Yani sanırım o istedi ama ben anlamadım..Sadece sarıldık.Herşeyi batırdım mı?'' umutsuzca arkadaşlarına sordu.
''Hayır Seungri! Senden hoşlandığını görmüyor musun?''
''Neyse..Başka ne hakkında konuştunuz?''
''Hara lütfen...''
Telefonu titrediğinde cebinden çıkarıp baktı.
*1 Yeni Mesaj*
Kimden: Jiyong
Selam Seungri :)
Bugün buluşmak ister misin?
Seni okuldan alabilirim.
''Seungri?'' Daesung ona seslendiğinde telefon ekranını onlara çevirdi.
Hara gülmeye başladı.
''Gördün mü? Senden hoşlandığını söylemiştim.''
''Hey Seungri, nefes almayı unutma.''
''Ailemi şüphelendirmeden bir yere gitmem mümkün değil, hem dün akşamın üstüne bugün izin vereceklerini sanmıyorum.''
''Annemi arayıp bir yerlere gideceğimizi söylesem.Hadi ama Seungri bunu kaçıramazsın.'' Hara çözüm bulmaya çalışıyordu.
''Onları duymadın Hara, dün gerçekten onları kışkırttım ve neler olabileceğini kestiremiyorum.''
''Artık kendine gelmen gerek Seungri.''
''Hara..'' Daesung onu susturmaya çalıştı.
''Hayır Daesung! Neden kendine böyle davranıyorsun? Onlar sana insanmışsın gibi davranmıyorlar diye sen de kendini unutuyorsun.Kendine gelmelisin artık.''
Seungri ona sadece üzgün bir ifadeyle baktı.
''Ona seni alması için mesaj at ve eve baban çıktıktan sonra dön.'' Daesung telefonu Seungri'ye uzattı.
Kime: Jiyong
Güzel olur hyung c:
3.15'te çıkıyorum senin için erken mi olur?
Gönder...
*Brrrrrrrrr*
''Wow, bu hızlıydı.'' Hara göz kırptı.
Kimden: Jiyong
Hayır, sorun yok.
Seni beklerim.
Derin bir iç çekti ve gülümsedi.
''Hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin Seungri.Sadece her zaman başka bir seçeneğin olduğunu unutma tamam mı?''
Daesung'u başıyla onayladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love is...
Fanfictionİlk farkettiğinde 17 yaşındaydı. Dünyası yavaş yavaş parçalanmaya başladığında, Artık kimseye ait hissetmediğinde 17 yaşındaydı. Seungri bir daha asla değişemeyeceğini anladığında henüz on yedisindeydi.