53. Perde 'Değişik Candan'

189 16 0
                                    

12 Haziran 2022 - İntihar girişiminden 48 gün sonra

Ufuk yüz üstü yatarken yastığa sarılmış bir vaziyetteydi ki. Tak tak sesler duyuyordu ve hemen sağına baktığında gördü ki Candan bilgisayarın başında...
Ufuk: Ya sabah sabah ne yapıyorsun Candan?
Candan: Yazdığın şiirleri temize geçiriyorum(derken ekrana bakmıştı sonra Ufuk'a baktı) Günaydın (dedi ve onun yüzünde elini gezdirdi)
Ufuk: Candan iyi misin sen? Sabah sabah onla mı uğraşıyorsun?
Candan: Sabah sabah mı? Saat 12 oldu akıllı. 
Ufuk: Ya ne zaman uyanmışsam bana sabah o zamandır. Hani yatağa kahvaltı. 

Candan: O seviştikten sonra canım. 

Ufuk: Sevişelim o zaman.
Candan: Onun yerine sen hazırlayıp getirsen nasıl olur beyefendi. 
Ufuk: Candan sen yataktan çıktın bir kere.

Candan: Tekrardan girerim. (Bilgisayarın ekranını Ufuk'a çevirip) Bunlar ne Ufuk?
Ufuk: Bilmem ne?
Candan: Bunlar benim Ufuk. Benim, bende bile olmayan fotoğraflarımın sende ne işi var gerçekten merak ediyorum.
Ufuk: Ben programcıyım unuttun mu?

Candan: Başlatma programcılığına nereden buldun bunları? 
Ufuk: (Yastıktan başını kaldırarak uykulu gözleriyle Candan'a baktı) Sana internete yüklediğin hiçbir şeyin silinmediğini öğretmediler mi?

Candan: Ufuk bunları nereden buldun cevap verecek misin? Yoksa beni daha önceden beri takip mi ediyordun?
Ufuk: Sabah sabah nasıl saçmalayabilirim diye mi düşündün? Çok basit serverların olduğu yere gittim bilgisayarımı bağladım. Sonra adını ve soyadını yazdım hepsini taradım bulduklarımı aldım. 
Candan: Ve benim buna inanmamı bekliyorsun öyle mi? Neredeymiş bu serverler? Elini kolunu sallayarak girebiliyor musun böyle?
Ufuk: Bana mı inanmıyorsun sen?
Candan: Açıklama alayım Ufuk'cuğum
Ufuk: Aç şu çekmeceyi. Gördün mü şu kartı. Bilişimcilere verilen bir kart. O kartla istediğim servera bakabilirim. Sadece baş belası olmayacak bir bilgiye bakacağımı söyledim. Onlarda izin verdiler. Bende senin fotolarını topladım bu kadar. 
Candan: Peki nerede bu serverlar?
Ufuk: Yaz internete veri bankası diye ya da serverlar diye belki çıkar. 

Candan: Oh ne alaka böyle herkes benim bilgilerime ulaşabiliyorsa.
Ufuk: Merak etme kimse seni aramaz zaten. 
Candan: Burası mı?
Ufuk: Orası işte. Tamam mı?
Candan: Ne tamam mı?
Ufuk: Bana inanman için her zaman uzun uzun açıklamamı yapacağım Candan?
Candan: Yap bir zahmet ağzın eskimez.
Ufuk: İyi yaparım. 
Candan: Bir gün gideceğiz ama buraya. 
Ufuk: Of tamam gideriz. Hani benim kahvaltım. 

Candan: Zıkkım ye Ufuk'cuğum.

Ufuk: Of o zaman yatıyorum ben.  (diyerek yastığa gömdü kendini ve Candan onu öyle görünce yüksek ses müzik açtı. Ufuk kafasını yastıktan kaldırdı ve Candan'a buğulu gözlerle bakıp gözlüğünü aldı) Ya bunu yapmak zorunda mısın sabah sabah?
Candan: Kalk dışarı da yiyeceğiz (diyerek Ufuk'un elinden tuttu ve çekti)
Ufuk: Bir öpseydim bari?
Candan: Hadi canım hadi yaylan. 

Ufuk yüzünü yıkadıktan sonra giyindi. Candan sürükleyerek onu dışarı çıkardı. Keyfi yerindeydi. Ufuk bunu şaşkınlıkla karşıladığından...
Ufuk: Ya sabah sabah ne içtin sen?
Candan: Galiba mutluluk. 
Ufuk: Vaow bu etkileyiciydi. 
Candan: Etkilenmek için bahane arıyorsun.
Ufuk: Ya cidden terfi falan mı aldın? Ne bu keyif?
Candan: (Ufuk'un koluna girerek) Sevgilim yanımda daha ne olsun?
Ufuk: 1 dk ne dedin sen?
Candan: Sana ne. (diyerek kocaman sırıtışını unutmak mümkün değildi)

Mekana geçtiklerinde siparişlerini verip oturdular. Havadan sudan bahsederken Candan birden lafa başka bir ses tonuyla girdi. 

Candan: Bu sabah ne düşündüm biliyor musun?
Ufuk: (Ağzı doluyken) Ne düşündün?
Candan: Çok farklı bir hayal kurdum. Senle evimiz falan. Senden çocuğum olsun hatta.

Ufuk duyduklarına karşı şaşırdığından ağzındakileri bir dışarı fırlattı galiba.

Candan: Oha Ufuk Oha kussaydın.
Ufuk: Ya sen öyle pat diye söyleyince.. Kusura bakma.
Candan: Yok bakmadım da ölme yani. Zaten ne desem kalp krizi geçiriyorsun. 
Ufuk: Merak etme bunlar güzel ölmeler. Ama sana birden ne oldu ben anlamadım. (gülüyordu ama gerçekten şaşkındı Candan'ın bu hallerine)
Candan: Ne var içimden geldi. Hem ölme bir daha da ölüm deme. Bin yıla ne oldu?
Ufuk: Duruyor o, bir şey olmadı. Bu hallerini çok sevdim ama yine ruh halin değişmesin.
Candan: Sen bana ne bakıyorsun? Benim ki değişir. 
Ufuk: Kalkalım mı? (Bu yüzündeki ifade ve ses tonu öfkeden miydi korkudan mı?)
Candan: Olur. 

Dışarı çıktıklarında...
Ufuk: Eee hemen gidiyor musun? 
Candan: Ne yapacaktım acaba?
Ufuk: Kalsan olmaz mı? 
Candan: Kalsam ne yapacağız?
Ufuk: Yapacak bir şey buluruz.
Candan: Tamam bul.

Ufuk: İşte biraz düşünmem gerek. Sen gel bir yere gidelim düşünelim.
Candan: Dün gece zaten beraberdik Ufuk. Ben gidiyim azıcık ailemi göreyim akşam buluşalım tamam mı?
Ufuk: Tamam kaçta geleyim. 
Candan: Bara gideceğiz söyleyeyim. 

Ufuk: Ne barı ya?
Candan: Çocuğun değilim ben. İçmeye gidiyorum akşam gelirsen gel. 

Ufuk: Benim için içme o zaman. 
Candan: Sana ben, benim için iç diyor muyum? Ufuk geleceksen gel. Gelmiyorsan arkadaşlarımı ararım ben. 

Ufuk: Tamam geliyorum. Ama az içeceksin.
Candan: Bakarız. Ben kaçtım. 
Ufuk: Durağa kadar gelseydim. 
Candan: Zahmet etme. Görüşürüz öptüm. Bay.

Candan'ın arkasından sadece "deli kız" diyebildi Ufuk. Ufuk kardeşine gitti annesini eve getirdi. Candan ise ailesiyle mangal yaptı. Babası severdi onun mangalı. Candan ise kömür kokusunu severdi. Sobalı evden kalma bir alışkanlıktı belki de. 




AŞK BÖYLE OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin