1. Bölüm "İzmir"

1.5K 31 8
                                    

Annemle nasıl vedalaşacağımı bilmiyordum. Onu İstanbul'da bir başına bırakıp İzmir'e gitmeye gönlüm el vermiyordu. Ama kazandığım üniversite oradaydı. Annem, oraya gidip okumamı ve onun gibi olmamam gerektiğini söylerdi hep bana. Annemin yüzünü kara çıkarmamak için gitmek istiyorum oraya. Zaten benim bu hayatta annemden başka tutunacak dalım yoktu ki. Babam desen, ondan nefret ediyorum, onun gibi kişiliksiz bir insan olamaz diye düşünüyorum. Normalde hep filmlerde görürdüm karısını ve çocuğunu bir kadın için terkedip giden adamları. Ama bunun gerçeğinin bin katını 7 yıldır ben yaşıyorum. Herneyse annemle ben, o adamı yıllar önce sildik hayatımızdan. Çünkü biz birbirimize yeterdik.
Bavulumu kapı eşiğinin dışına koydum. Annem bana ne kadar belli etmemeye çalışsa da gözleri ister istemez dolmuştu.
Ona sımkısıkı sarıldım :
" Üzülme annelerin en güzeli, bak üzülürsen ben gidemem ki "
Sesi kısılmıştı adeta :
"Üzülmüyorum hayatım üzülmüyorum. " dedi o ağlamaklı gözleriyle.

Diğer komşuları rahatsız etmemek için mervidenleri yavaşça indim ve beni bekleyen taksiye bindim. Oraya gidince ne yapacağımı bilmiyordum. Annemin yıllardır emekli maaşından bana ayırdığı para vardı yanımda. Oraya alışabilir miyim, oranın ortamına uyum sağlayabilir miyim hiç bilmiyorum.

Havalimanına geldim, bilet işlemlerini hallettim ve uçağın olduğu tarafa doğru yol aldım. Uçağın merdivenlerini çıktığımda bir hostes yerimi gösterdi. Müziksiz hayat düşünemeyen ben , hemen kulaklığımı taktım. Bir fon müziği açtım ve dışarıyı izlemeye koyuldum. Derken yanıma birisi geldi :
"53 numaralı koltuk burası mı acaba ?" dedi.
Ben nerden bilebilirim, tam karşında görevli var yani bana neden soruyorsun ki? Herneyse, yüzümü koltuğun numarasının yazdığı yere çevirerek numaraya baktım ve :
" Evet burası." dedim.
Gayet kibar bir tavırla :
" Teşekkürler hanımefendi "
Hiçbirşey söylemedim ve dışarıyı izlemeye devam ettim. Çok müzik dinlemekten kulaklarım ağrımıştı bu yüzden kulaklığımı çıkardım. Bunu fırsat bildi galiba.
" Ben Yiğit ya sen ? " dedi.
Birdenbire nereden açılmıştı bu sohbet ? Yani ismimi neden soruyordu anlamıyordum.
" Sen böyle ilk gördüğün her kıza ismini mi sorarsın ? " dedim
Bozulmuş gibi bir hali vardı :
" Yok canım ne alakası var ? Bütün yol boyunca böyle susucak mıyız diye dedim. Sonuçta bir saatlik de olsa yol arkadaşımsın " dedi ve güldü. İsmimi söylesem ne olabilir ki diye düşündüm, yani bişey kaybetmezdim. Hadi ama bu kadar da abartmamalıyım.
"Ben de Almila " dedim.
Gülümsedi :
" İsmin çok güzelmiş. Söyle bakalım Almila İzmir'e neden gidiyorsun? " dedi.
Bir an tedirgin oldum. Bunları niçin soruyordu? Yani öğrenip ne yapacaktı ? Bir türlü anlam veremedim. Alaycı bir tavırla :
" Sana bunları söylemek gibi bir zorunluluğum mu var acaba ? " dedim. Oh be ! İyi söyledim. Öyle her önüme gelen insana kendimle ilgili birşey söyleseydim halim ne olurdu acaba. Bu sefer bir şey söylemedi. Sırtıma yaslandım, kafamı cama dayadım ve biraz başım ağrıdığından olsa gerek uykuya daldım.
Uçağın o şiddetli sesiyle uyandım. İniyorduk heralde. İsmini yeni öğrendiğim Yiğit şahsı kitap okuyordu. Kitaplara çok meraklı olan ben, meraklı gözlerimi kitabın kapağına diktim. Tarih mi ? Tarih kitabı mı okuyordu ? Şaka gibi. Bu tipte bir çocuk tarih kitabı nasıl okuyabilir, ben bile okuyamazken. Çünkü eğer tarih kitabını okumaya kalksam ilk sayfasını okuyup diğer sayfaya geçtiğimde ilk sayfayı unutuyorum. Herneyse uçak durmuştu. Yani inme zamanı . Cam kenarında olduğumdan önce Yiğit şahsının çıkmasını bekledim. Ne kadar da oyalanıyordu böyle. Ben bile, yani ben bile bu kadar uyuşuk değildim. Sonunda çıkmayı başarabildi, hele şükür! Ben de üst raftan bavulumu aldım. Uçaktan inmek için adımlarımı hızlandırdım. Bu sırada bir ses duydum:
"Görüşürüz Almila hanım" dedi. Yiğit şahsıydı tabiki sonuçta uçakta başka kimse beni tanımıyordu. Umursamadım bile. Hemen bir taksi durdurdum. Taksiciye, Ege Üniversitesi'ne gideceğimizi söyledim. Yakındı galiba havalimanına, 15
dakika sürdü varmamız. Taksiden iner inmez, üniversitenin yanında gördüğüm yurda bir hışımla gittim. Hemen kaydımı yaptırdım ve bana odamı gösterdiler. Bir oda arkadaşım vardı galiba. Odaya girmemle bana baktı ve birşey söylemem gerekiyorduü :
" Merhaba, sanırım bundan sonra beraberiz." Kız ifadesiz bir bakışla tek kaşını kaldırıp "Napabilirim ? " dedi. Allah Allah ne garip bir kızdı. Anlaşılan pekte iyi anlaşamayacaktık, neyse zaten önemli olan derslerimdi. Hemen anneme haber verebilmek için telefonu elime aldım ve aradım. İki çalışta açtı.
"Kızım!" Sesi hem neşeli hem de özlem doluydu. "Annem! " deyip ona karşılık verdim. Anneme yurda kayıt olduğumu falan anlattım, çok mutlu oldu. Şimdi de sıra üniversiteye kayıt yaptırmaktı. Üniversite hemen yakında olduğu için çok fazla yürümedim. Okula giriş yapınca, müdürün odasını arayışa geçtim. Tam o sırada arkamdan biri bana seslendi, bu ses tanıdıktı.
"Almila!"

SİL BAŞTAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin