6|Ateşkes

17.5K 1K 98
                                    

   Bradley, sakinleşmek için korkuluğa yaslandı. Mabelle'ı kamarada göremeyince tekrar kaçırıldığını düşünmüştü. Onu kaptanın yanında ve gülümserken bulmak, aklına gelecek en son şeydi. Hatta en son bile değil!

   Eliyle omzunu ovaladı tekrar.

   Tanrım! Genç kız onu ısırmıştı!

   Parmaklarını alnında gezdirirken, ister istemez yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Kesinlikle daha önce böyle bir kızla karşılaşmamıştı. Bir an ona sinirleniyor, diğer bir an onu öpmek istiyordu.

   Onu öpmek mi istiyordu? Bu istek ne zamandan beri vardı? Aklını kaybetmek üzere olduğuna emindi Bradley. Gözlerini kapatarak kendine gelmeye çalıştı. Mabelle'ı düşüncelerinden çıkarmalıydı. Kaptanın yanına gitmek üzere ilerledi. Acaba içeri girdiği sırada, genç kız ile ne konuşuyorlardı? Çünkü meraklı ve mutlu görünüyordu o sırada.

   İçeri girip kaptanın yanına gittiğinde, Carson genç adamı baştan aşağı süzdü.

   "Nasılsın evlat?"

   Bradley dalgınca cevapladı.

   "Gayet iyi."

   "Hiçte öyle görünmüyorsun."

   Genç adam başını kaldırarak Carson'a baktı.

   "Bu da ne demek?"

   "Birilerinin sana karşı gelmesine alışık olmadığını biliyorum."

   Yaşlı adam gözlerini Bradley'e çevirdiğinde, Bradley gülmüştü.

   "Kesinlikle."

   "O halde alışsan iyi olur. Küçük hanım bunun devamının geleceğini hissettiriyor bana."

   Genç adam arkasına yaslanıp elini saçlarından geçirdi.

   "Sadece huzurlu bir yolculuk olsa ne olurdu sanki!?"

   Carson seslice gülmeye başladı.

   "Karşı cinse ön yargılı yaklaşmamın sebeplerinden biride, baş belası olmaları. Ama Mabelle'ı sevdim."

"Tabii ki de seversin çünkü şirin bir kız gibi duruyor. Ama şu anda hayatta olduğuma şükrediyorum. Onu korumakla görevli olmasam, beni öldürmeye çalıştığını düşünürdüm."

   Kaptan gülmeye devam etti.

   "Tanrım Brad! Seni tanımasam o küçük kızdan korktuğunu düşünürdüm!"

   Genç adam ayağa kalktı ve sinirlice yürümeye başladı.

   "Ondan elbette korkmuyorum. Sadece...canımı sıkıyor."

   Carson onun söylediklerine katılmadığını belli edercesine, tek kaşını kaldırarak genç adama baktı.

   "Emin misin?"

   "Hangi konuda?"

   "Hadi ama evlat. Kızın ilgini çektiği açıkça belli. Aslında biraz şaşırdım. Senin yanında hiç sarışın birini görmemiştim. Ama tabi zevkler değişe-"

   "Öyle bir şey yok!"

   Genç adam sinirle sesini yükseltmişti. Aslında karşısındaki bu adam bağıracağı en son kişiydi, ama kendini tutamamıştı. Kabullenmek istemediği şeyleri başkasından duymak hiç hoş değildi.

   Carson ise onun sesini yükseltmesine bir şey söylememiş, sadece gülümsemişti.

   "Sen öyle diyorsan."

Güzel'im (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin