Zamanın herşeye ilaç olduğu söylenir. Zaman geçtikçe yaşanan tüm olayların etkisinin silineceğini düşünür herkes. Yalan.
Hem de koca bir yalan.
Hiç bir şeyin geçtiği yok. Acı aynı yerde kalıyor. Şu an baktığım bu gözler bunun kanıtlanmış hali.Bu ela gözler resmen acıyı resmetmişti. Karısının ihanetini hiç unutamamış, tepetaklak olmuş hayatı yüzünden artık çalışmak bile istemeyen bu adam.
Babam. Şu an bana baktığında o kadını gördüğünü biliyorum. Ondan aldığım mavi gözlerim, tıpkı onunki gibi olan dudaklarım, burnum. Herşeyin ona annemi hatırlattığını biliyorum.
Yıllardır annemin çekip gitmesinden babamı ve kendimi sorumlu tuttum. Benim yaptığım yaramazlıkların, babamın bir işkolik olmasının onu bıktırdığını ve artık pes ettiğini düşündüm. Ama öyle değildi.
Gerçek biraz önce kurşun gibi beynine saplanmıştı.Annem beni kocasını, ailesini başka biri için terketmişti.Başka bir adam için.Ve babam bunu benden tam yedi yıldır saklıyordu. Her gün onu suçlamama rağmen sırf o kadından nefret etmemem için tüm gerçeği saklamıştı.Ama belki de dünyanın en klişe lafı olan 'Hiç bir şey gizli kalmaz.' olayı gerçek olmuştu.
Şu an yapmaya çalıştığım tek şey sesimi bulabilmek. Ona birşeyler söylemem gerekiyor. Geç kalmış bir özür.
"Baba ben ne diyeceğimi bilmiyorum." Sesim zannettiğimden güçsüz çıkmıştı.Boğazımı temizledim ve tekrar denedim."Yani annemin böyle birşey yapması-" Sustum. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Sizce de ağlamam gerekmiyor mu? Ama hiçbir şey hissetmiyorum. Bomboşum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ
RandomKendimi masum bir aşk oyununda zannediyordum.Onu da bir kahraman. Annemin ihanetini ve asla ulaşamayacağım çocukluk aşkımı unutturan bir kahraman. Ama öyle değildi.O siyahtı.Gözleri kadar ruhu da siyahtı.Onun için sadece bir piyondum.Beni defalarca...