Bu bölüm epey kısa oldu, kabul. Ancak bu kadar olması gerekti. İyi okumalar dilerim! Yorumlarınızı eksik etmeyin!
/DÜZENLENDİ. /
***
KMG- 4. Bölüm: "Kahkaha"
Basketbol dersinden çıkmış yemekhaneye gidiyorduk. Çağatay, Furkan ve Berkay'ı dünden beri hiç görmemiştik. Basketbol dersini seçmişler miydi bilmiyorduk -ki bence seçmişlerdi- ancak bugün derse gelmemişlerdi. Onları kontrol etme gereği de duymamıştık açıkcası. Bir yolunu bulup çıkmış olmalıydılar.
Düşüncelerime daldığım sırada Beril ve Ada'nın kıkırdamalarıyla onlara döndüm. "Komik bir şey varsa bana da söyleyin de güleyim, " dedim aralarına girerek. "Ee? Gündem ne bakalım?"
"Kanka kurtar beni şundan. Dedikoduya davet ediyor resmen." dedi Ada gülerken. Saçını geriye doğru attırdı ve gülmeye devam etti. Beril de ondan farklı değildi.
"Neye gülüyorsunuz yahu?"
"Ya..." Beril gülerken kendisini kaybetmişti. Derin bir nefes alarak, "Dün olanları anlatıyordu Ada. Furkan'ı içeri itince Çağatay öylece bakıp kalmış. Onu taklit etti az önce." Bana pek komik gelmemişti ama Ada'ya dönünce onlara katılıp gülmeye başladım.
Yemekhaneye kahkahalarımız eşliğinde girdiğimizde birkaç meraklı bakış bize dönmüştü. Bize dönen yüzlerden üçü dikkatimi çekmişti. Öfkeyle parıldayan birkaç çift göz, dağınık saçlar, dünden kalma ütüsüz kıyafetler... Çağatay, Furkan ve Berkay. Onları gördüğümüzde üçümüz de gerilmiştik. Öylece yemekhanenin ortasında durup yanımıza gelmelerini bekledik. Durduğumuzu gördüler ve yavaş hareketlerle ayağa kalkıp yanımıza ulaşmak için yürümeye başladılar. Meraklı gözler bizden ayrılmazken onlar önümüze gelip durmuşlardı. Bir süre hiç konuşmadan düşmanlarımızın gözlerinden ayırmadık gözlerimizi. Tabi ayrı ayrı üçünün gözlerinin içine bakmak uzun süreceği için sadece karşımızdakine odaklanmıştık.
Gözlerimi kısıp koyu kahve gözlerine bakmayı sürdürdüm. Onun gözlerinin içine bakarken aklıma gelen tek şey geçmişti. Öyle bir bakıyor olmalıydım ki sonunda gözlerini kaçıran o oldu. Zafer kazanmış gibi gülümsedim.
Aramızdaki sessizliği ilk bozan Ada olmuş ve büyük bir kahkaha patlatmıştı. "Bu kadar ciddilik bozuyor beni ya."
O gülünce Beril ve ben de gülmeye başladık. Bugün ne çok gülüyorduk böyle? Allah ağlatmasın.
Furkan ve Çağatay da ağızlarını kapatarak gülüyorlardı. Tek gülmeyen Berkay'dı ve onların gülmesine fena bozulmuş gibiydi. "Siz de iyice gevşediniz ha!"
"N'apalım abi? Güldürüyorlar. Baksana tiplere. Bu üçlünün yanında olup da gülmemek mümkün mü?" dedi Çağatay dişlerini göstere göstere gülerek.
"Çağatay haklı, " dedi Furkan, belki de en çok gülen oydu.
"Sinirden oluyor, sinirden." dedi Çağatay, hâlâ kahkahasını dindirmeye çalışıyordu. Sonunda susmayı başardığında hafifçe öksürdü. "Evet, ben bitirdim. İsterseniz başlayabiliriz."
Havaya bak havaya. Az önce gülen bendim sanki.
Evet bendim.
Furkan da gülmeyi kesmiş, ciddileşmişti. Hepimiz gerekli olan ciddiyete ulaştığımızda Berkay, Furkan ve Çağatay'ı geriye çekip önlerine, Beril'in karşısına geçti. "Hesap vermenizi istiyorum. Hemen."
Beril yalandan bir korkuyla, "Ben akşam sizi çıkarmaya gelecektim de uzaylılar tarafından ele geçirilince gelemedim. Suç bende değil yani." dedi. Berkay'ı sinir edecek tarzda bir gülümseme takındı yüzüne.
Beril'in oyununa katılmaya karar veren Ada, "Ben dün çamaşırları topluyordum. Ayağım bir kaymaz mı? Yere düştüm, bir baktım beyin kanaması geçiriyorum. Yoksa niye gelmeyeyim çıkarmaya?" diyerek topu, son vuruşu yapmam adına bana gönderdi.
"Benim amcam hamileydi doğurdu, kayıp kardeşimi bulduk... Sonra... İnekler uçuyormuş ben bir üzüldüm ağladım. Arılar çiçek açmış, sulamaya gittik falan. Ee, sizden ne haber ya?"
"Oldu mu?" dedik bir ağızdan. Hiçbirinden ses çıkmayınca havalı bir şekilde arkamıza dönüp çıkışa doğru yürümeye başladık. Beril, yapması gereken bir şeyi unutmuş olduğunu fark etmiş olmalı ki yine onlara döndü ve bir hışımla Berkay'ın önüne vardı. Yan masalardan birinden aldığı bir bardak suyu Berkay'ın yüzüne boşalttı.
"Kime emir verdiğine ve kimden hesap istediğine dikkat et bundan böyle!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafan Mı Güzel?
HumorAyça, Ada ve Beril'imizin komik halleri ile size güzel bir yolculuk sunarken ayriyetten Çağatay, Furkan ve Berkay da bize eşlik ediyor. Lisenin başlarından beri birbirlerine düşman kesilmiş bu iki grup. Düşmanlıkları komik bir hal almış bu altı insa...