Yağız
Her sabah uyandığım için lanetler yağdırıyorum kendime. Aynaya baktığımda gördüğüm ifade asla değişmeyecekti. Onsuz geçen bir dakika bile bir asır gibi geliyordu artık. Onunla kaza yaptığım gece neyin nasıl olduğunu hatırlamıyordum. Hayatımdan 3 saat silinmişti resmen. 3 saatin yarattığı boşluğu kimse anlayamaz. Bu sabahların bir anlamı olmalı.
---
Çisil
Bu sabah bir umut var içimde. Her şey daha güzel. Çok mükemmel olmadığı gibi çok da kötü bir hayatım yoktu aslında. Ama sadece yalnızım.Tamam arkadaşlarım, ailem var ama beni anlayan kimse yok. Son bir aydır daha çökük bir halde hissediyorum kendimi. Sanki bir yanım eksik. Ama yine de iyiyim.
Her zamanki gibi annem ve babam kahvalti için masaya oturmuş beni bekliyorlardı. Babam bu aralar işlerinden dolayı fazlasıyla yoğundu. Gazetede gördüğüm haber duraksamama neden oldu. ''Yıldırım Holding'in yeni satın aldığı otel bu aralar ünlü camiasında hızla öne çıktı. Vural Yıldırım'ın otel için yaptığı açıklama fazlasıyla ilgi çekiciydi. Otelin açılış tarihi henüz belirlenemedi.''Gazetedeki haberi gördükten sonra masaya oturarak portakal suyundan bir yudum aldım.
''Benim bile otel satın aldığınızdan haberim yok.'' dedim. Babam için önemli olan şey, Cemiyette işiyle konuşulmak ve her daim anılmak. Onun gibi o şirkette ömrümü bitirmemi istiyor.
''Şirkete gelip biraz ilgilensen haberin olur belki.'' dedi.
''Baba şirkette çalışmak istemediğimi biliyorsun. Hazıra konmak istemiyorum. Her şeyi kendi emeğimle yapmak istiyorum. '' dedim. Hayret. İçimdeki cesaret yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı.
''Artık büyüdün hayatını kontrol altına almak istiyorsan eğer bir şeyler yapmaya başlamalısın. Senin yaşındayken ben evlenmiş hayatımı düzene sokmaya çalışıyordum. ''
Aslında ne yapmak istediğime, hayallerime yıllar öncesinden karar vermiştim. Ama bir türlü söyleyemiyordum. Söylersem eğer neler olacağını az çok tahmin ediyordum. İçimde bir gram cesaret beni konuşturabilirdi belkide.
''Ben resim atölyesi açmak istiyorum.''dedim. Sanırım artık gerçekten büyümüştüm.
''Koskoca Vural Yıldırım'ın kızı kıytırık bir resim atölyesi açmayı planlıyor ha?! Bi an önce kendine gel ve bana akşam düzgün bir cevap ver Çisil.''
Kapıyı çekip çıkmıştı. Gerçekten Vural Yıldırım'ın kızı olmaktan usanmıştım artık. Yyok Vvural Yıldırım'ın kızı mansetlerde. Yok Vural Yıldırım'ın kızı şurda görüntülendi. Acayip canımı sıkmaya başlamıştı bu Vural Yıldırım'ın kızı.
---
Odaya girdiğim anda telefonum çalmaya başlamıştı. Eylül arıyordu. Belki de beni bazen tek anlayan kişi Eylül'dü. Telefonu açtığım an o kulak patlatıcı sesini yine duymuştum.
''Çisiiiiiiiiiiiil.!''
''Sabah sabah bu sesi nerden çıkarıyorsan oraya geri tıkıştır lütfen Eylül.''
''Ben sesimi gayet seviyorum kuzu. Bizim cafeye gidelim mi? Hem Poyraz'larda ordaymış.
'' Tamam yarım saate kadar çıkarım.''
---
Yağız
Boş boş yine sokaklarda geziyordum. Onsuz dakikalar, saniyeler geçmiyordu. Hatta gittikçe artıyordu. Anlam veremiyordum bu yaşadıklarıma. Etrafa bakınırken onu gördüm. İmkansızı görüyorum şu an. O öldü. Ama karşımda. Karşımda. Ama öldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Şans.
RomantizmNiye insan pişman olur? Niye hep o güne geri dönmek ister? Bazen anlamıyorum. Sadece bakıyorum. Belki biri gelip artık yeter diyebilir. Onsuz geçirdiğim her an için kendime lanet ediyorum. O kazadan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı biliyo...