Ellerimin arasında bir şeyin hareket edip durduğunu hissediyordum, durması için bekledim ama değişiklik yoktu ve bende gönülsüzce gözlerimi araladım.
Castiel tüm masumluğuyla kollarımın işgalinden kurtulmaya çalışıyordu, yavaş olmaya çalışıp ses çıkarmamasında ise içimi ısıtan bir şeyler vardı
"Günaydın," diyerek omzuna küçük öpücükler bıraktım. Tutuşumu daha da sıkılaştırdım ki, zaten dün geceden sonra ondan asla uzaklaşamayacağıma da emindim.
Birkaç kımıldanma sonrası bana dönüp "Günaydın Dean." dedi o sabah sesiyle. Mükemmeldi.
Onunla ilgili olan her şey kusursuzdu zaten. Bazı zamanlar gerçek bir melek olduğunu düşünüyordum çünkü insanlar bozuk olurdu, sorunlu ve kötü. Ama onda tek bir eksi bile yoktu.
Ya da aşk gözlerimi kör etmişti, bilemiyorum."Dean bu romantik anımızı ve yeşil gözlerinin sevgi dolu bakışlarını bölmek istemezdim ama tuvalete gitmem gerekiyor."
Kocaman gülümseyip -adeta ağzı kulaklarına vardı deyimini hayata geçirerek- başımı salladım.
Kollarımı çekip rahat bıraktım onu, yatakta oturur pozisyona geçti ki sanırım çıplak olduğunu anladığı nokta burasıydı. Duraklamasına sessiz olmaya çalışarak gülerken "Sorun ne?" diye tüm masum tavırlarımla.
"Sorun yok, uykuna geri dön sen."
Sesindeki çaresizlik ne kadar bariz olsa da role devam ettim. Çünkü Cas'in en çok bu halini seviyordum, saf ve utangaç.
"Uykum tamamen açıldı, sanırım duş alacağım birazdan. Henüz kendimi kalkmaya hazır hissetmiyorum."
Elini ensesine götürüp başını bana doğru çevirdi. "Giysilerim sandalyenin üzerinde, onları bana getirir misin?"
"Neden sen almıyorsun?" diye sordum sırıtarak. Buna tüm gün boyunca devam edebilirdim, gerçekten.
Derin bir iç çekip -muhtemelen benim serseri olduğumu düşünerek- geri önüne döndü. Örtünün benim tarafımda olmanın kısmını iyice tutup almasını engelledim, zaten bu fikir aklına gelmemiş gibiydi ama tedbirli olmak her zaman iyidir.
"Hadi ama Cas," deyip elimi sırtında gezdirdim. "Dün gece seni tamamiyle gördüm zaten, iki üç adım atıp kıyafetlerini almakta ne gibi bir sorun olabilir ki?"
Hem gözlerim şenlenir, günüm daha da muhteşemleşir diye ekledim içimden. Onu ikna etmek için ne söylesem diye düşünüyordum bir yandan da.
Beni hayal aleminden kendime geri getiren şey, o zayıf sesiyle "Dean, lütfen." deyişi olmuştu.
Tamam, dedim içimden. Bu kadar eğlence yeter.
Yataktan kalkıp yanda atılı duran baksırımı geçirdim bacaklarımdan. (Kesinlikle utandığımdan değildi, çırılçıplak yürümek hoşuma gitmiyordu sadece.)
Giysi dolabıma giderken "Sana yeni kıyafetler vereceğim." dedim. "İki gündür aynı şeyleri giyiyorsun. "
Babasıyla olan konuşmasını da öğrenmeliydim bugün, Cas artık burada kalacaksa eşyalarını getirmeliydik. Gerçi alışverişe de çıkabilirdik, eğlenceli olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cool kids dont love //destiel ✔️
FanfictionDean Mary isimli bir kız için iddiaya girer, fakat kuzeni Castiel'den tamamen habersizdir. high-school au