MUTLU SON DERKEN

benim muradım sensin

Yatağıma uzanmış masal okuyordum. küçüklüğümden bu yana her ne kadar mutlu sonlara inanmasamda bu masalı aklıma geldikçe okurum.Yine canım sıkılmış. Zaman geçirmek için kitap okumaya karar vermiştim.raflara göz gezdirirken okuyabileceğim güzel bir kitap arıyordum.gözüme en sevdiğim masal kitabı takıldı.Tabi takılması normal ben bir kitap koliğim.evimin yalnızca 49 metre karesini okuma kitapları yer alıyor.yani evimde bir kütüphanem var demeye getiriyorum.bu alanda binlerce kitabın arasından gözüme çarpmasının tek nedeni ancak diğer kitaplarıma göre ince olması.ultra eski olması.zaten eski olması gayet normal.Çünkü hem defalarca okudum. Hem de o çocukluk zamanımda basılmış bir kitap olması ve tabikide kütüphanemin özel köşesinde durması.

Yatağıma oturmuş o masal kitabını yine aynı heyacanla okumuş ve mutlu sonun olabileceğine dair beklentilerim artmıştı.

Baş ucumdaki komidinin üzerine bitirdiğim masal kitabını ve çıkarmış olduğum ışıklı okuma gözlüğümü çıkarıp komidinin üzerine koydum.

Bu arada kendimden bahsedeyim. Ben rabia keser.26 yaşındayım.Hiç bir kuruma bağlı kalmadan psikolojik danışmanlık yapıyorum.

Piskolojik danışmanlığa lise yıllarımda karar verdim.nedeni saçma gelebilir. Ama haklıyım.

Lise çağlarında birden siyah renginden korkar oldum.kimi siyah renk giymiş görsem beni öldürecek sanırdım.sonra babam iş adamı olmasına rağmen dolabındaki tüm siyah takımlarına veda etmiş ve alışverişe çıkarak siyah renk dışında takım almak zorunda kalmıştı.pisikopat abim ergenlikte arkadaşlarına özenerek odasının duvarına kadar her şeyi siyahlarla değiştirmişti. Oda o kadar kasvetliki anlatamazdım.benim sayemde abim siyahtan oluşan odasını mavi ve lacivert tonlarda eşyalarla değiştirmek zorunda kalmıştı.Annem ise sadece bir kaç eşyasınfan vazgeçmişti.

Abim siyah odadan kurulduğunda aniden olgunlaşmıştı.

O zaman işte psikolajik danışmana gittiğimde benim düzelmem için bir sürü para istemişti. O gün psikolojik danışman olursam paraya para demem demiştim. Abim salağıda o zaman money de demişti.

Zaten başarılı biriydim.kitap okumayıda çok severdim.hatta lisedeki lakabımı tahmin etmişsinizdir.inek

Ünüversiteyide bitirince babamın maddi yardımlarıyla kendi ofisimi açmış ve o gün bugündür mutlu bir şekilde çalışıyorum.

. . . . . . . . . . .  . . . ..  .

Ertesi gün yeni hastamın gelmesine 10 dk vardı.Bende masamın arkasona geçmiş bir yandan kahvemi yudumlarken diğer yandan da bugünün haberlerine bakıyordum.

Kapım çalındı.Ardından benim gel dememle yeni hastam içeriye girdi.

Hayır bu şaka olmalı.yeni hastam geçen kavga ettiğim.kavga ettiğim derken tartıştığım o salak ve ukala adamdı.

Size olayı anlatayım.Ben geçen gün karşıya yaya geçidinden geçerken bir araba hiç yavaşlamadan sürmeye devam etti.beni görünce ani bir fren yaptı.araba sadece biraz deydi.adam arabadan inerek malmısın kızım sen insan bir karşıdan gelen araba varmı diye bakar.varsada gördüğü halde karşıya geçmeye kalkışmaz.sen malmısın yaa.

1 ben mal değilim.2 senin kızın hiç değilim ayrıca birinin senin kızın olabilmesi için ondan en az bir 12 yaş büyük olmalısın çünkü ergenliğe en erken on iki yaşında girebilir ve hamile bırakabilirsin.ama farkettiysen senle aramızda fazla yaş farkı yok.3. Olarak ta bay ukala yaya geçidinden biri geçiyorsa ona geçiş hakkı tanımalısın.yaya geçidinde öldüğüm taktirde ailem sana tazminat davası açabilir ve oldukça yüklü miktarda senden para alabilirlerdi.dedim.

Kızım sen harbi malsın.sen sarhoşmusun.bunları söylerken ne kafa yaşıyosan aynısından banada lazım.kızım sen malmısın laaan.burası Türkiye bu demek oluyor ki Türklere göre kurallar çiğnenmek için vardır.bu arada buda kartım.Her ne kadar kafanın içindekilerini beğenmesemde fiziğin güzelmiş. Hadi Behlül kaçar. Şaka lan adım görkem. Hadi by.yanlış okumadınız veya bir kısaltmada değil.resmen çocuk bay bay demedin üşendin anlarım. Ama by nedir. İnsan bir bay der dimi yani.

Herneyse ukala herif bunları bana söylemiş ve arabasıyla yanımdan uzaklaşmıştı.

Şimdi ise yeni hastam bay ukala.

Bay ukala karşıma geçip ardından pişkince sırıtıp sana geçen gün kartımı vermiştim. Neden beni aramadın.Dedi.

İçimden sen görürsün seni şımarık yetiştirilmiş hala büyümemiş olan zengin veledi. Senin seanlarını öyle bir uzatıcam ve önüne öyle bir hesap çıkarıcam ki. Cebinde metelik kalmayacak. O zaman karşıma geçip pişkince sırıtabilecek misin bay ukala

Seni arayacak kadar seninle aynı seviyede gerizekalı olduğumu mu sandın.aurıca süren başladı. Anlat. Dakika başına 20 liranı alırım.yani bugünlük seans bitiminde bana 2400 lira borçlusun.şimdiden bir bakayım - saate baktım ve kaldığım cümlemin devamını getirdim.-şimdiden  240 lira borçlusun bay ukala dedim.

Tamam bebeğim benim için maddi açıdan sorun yok. Bu arada bay ukala nedir bebeğim.gerçekten sendeki kafadan bana da lazım dedi

Diyene bak sen çok farklısın ya benden. Bebeğim nedir ya

Tamam hoşuna gitmediyse sevgilim derim.sence daha iyi değil mi

Sen ne demeye çalışıyorsun.

Şöyleki sana liseliler gibi çıkma teklifi etmeyeceğim. Yani aslında bir bakımdan çıkma teklifi de denebilir. Ee cevabın

Tabikide eve- hayır

Biliyordum bebeğim bana karşı koyamayacağını. Ay pardon sevgilim

Sen aman ağzımı bozmayayım.dedim ve ardından hayır dedim salakkkkkk diye bağırdım.

Birden affalladı.ama sen evet demiştin

Geçen bana türkler kurallara uymaz çiğnerler derken bende sana şimdi dereyi görmeden paçaları sıvama diyorum.sana eve dedim ve hemen hayır dedim.Sende duymak istediğini duyduğun için bu rezil duruma düştün bay ukala.

Adım var benim. Bay ukala demeyi kes adım. Hemen araya girdim.tik tak süre doldu artık bir sonraki seansa adını söylersin. Hadi 2400 lirayı çık.

Cebinden bir deste para çıkarıp içinden 2400 lirasını bana verdi.Keşke daha fazla söyleseymişim diye geçirdim içinden. Parayı alıp tam bir türk üsulüyle parayı saydım. Ardından suratımın iki yanına sırasıyla değdirerek allah bereket versin.ne muradın varsa ersin.dedim

Murad ne demek bilmiyorum.ama benim muradım sensin dedi ve gitti.