Bölüm 1

457 12 6
                                    

Arkadaşlar bu benim ilk kitabımın ilk bölümü.Umarım beğenirsiniz.Hatalarım için de üzgünüm.

Aceleyle sağıma soluma bakındım ve yaya geçidinin belli belirsiz bulunduğu kavşağı geçtim.Telaşla saatime baktım ve geç kalmadığımı görmemle yüzümde buruk bir gülümseme belirdi.Daha yeni başladığım işime ilk haftadan geç kalmak isteyeceğim en son şey bile değildi.Zaten beş on adımdan sonra da şirkete ulaşmıştım.

Cam kapıyı sertçe ittirdim ve içeriye girdim.Tanıdığım kişilere günaydın dedikten sonra asansörden tarafa doğru yürüdüm.Asansörün gelmesi için bulunan tuşa ard arda basmaya başladım sanki hemen gelebilecekmiş gibi.Bir iki saniye sonra asansör geldi ve hemen içeriye geçtim ama birkaç ayak sesinden sonra patronun şımarık oğlunun içeri girmesiyle yüzümü ekşittim.O da zaten elindeki telefonuna öyle bir bakıyordu ki zaten beni farketmemişti. Yedinci kata çıktığımızda halen elindeki telofona gülümsüyordu.Kapının açılmasıyla hızlıca dışarı çıkarken bir iki kişiye çarpıştım ama aldırmamıştım fakat şımarık beyimizin yüzündeki şaşkın ifade yüzünden ikinci adımımdan sonra kıkırdamıştım.Sağ salim masama ulaştığımda önümdeki bir yığın dosyayı görmem yüzümdeki gülümsemeyi soldurmuşdu.Çantamı sinirle masaya fırlattım,sandalyeye oturdum ve sıradan bir dosyayı elime alıp incelemeye başladım.

"Patronun oğlu Ceyhun bey var ya dün yine gazatelerdeydi."ilerde oturan iki kızın konuşmaları dikkatimi dağıtırken sinirle soludum.

Kirpiklerimin üzerinden onlara bakarken onlar gülüşmeye başlamışlardı.
"Gördüm gördüm o neydi öyle çakma sarışın falan."dedi diğer kız.'Çakma sarışın' derken yüzünü buruşturmayı da ihmal etmemişti.Elimdeki dosyadaki okuduğum şeyleri bile tam olarak kavrayamamıştım onlar yüzünden.Sinirle ayağa kalktım ve ellerimi saçlarımın arasından geçirdim.Ama şımarık beyimiz odasında çıkınca hem onlar susmuştu hem de yerime kurulmuştum.Sabah sinirle fırlattığım çantama uzandım ve içinden telefonumu aramaya başladım.Bu sırada da küçük şımarık beyimiz benim masamın önüne gelmişti.Ben her şeyin bulunduğu çantamdan telefonumu aramaya devam ederken yalandan bir öksürük sesi duymamla kafamı çantamdan kaldırdım,o da zaten hemen konuşmaya başladı;

"Mesai saatlerinde başka işlerle uğraşmayın Özde hanım.İşinize dönün."Hı.Bana mı dedi o?Az önce konuşan kızlarda bu anı görüp işlerinin başına dönerken ben de Ceyhun bey'in yüzüne ayı görmüş misali bir suratla bakıyordum.
"Peki Ceyhun Bey peki."yüzüne sinirle bakarken o da soğuk ifadesini takınmış bir şekilde başını aşağı yukarı salladı ve gitti.Tekrardan çantama döndüğümde sinirle mırıldanıyordum.Telefonumu çıkardım ve şu anda bana iyi gelebilecek tek arkadaşımı aradım.O da ikinci çalıştan sonra açmıştı;
"Özde kuzum sen bu saatte aramazdın noldu?"arkadaş işte.

"Her zamanki rutin şeyler.Öğle arası beraber bir şeyler yesek mi?"dedim gözlerimi devirerek.

"Tamam bitanem ben sana haber veririm."

"Kübra.İyi ki varsın."dedim gülümserken.

"Yine duygusala bağladın sen.Hadi kapattım."dedi ve cevap vermemi beklemeden aramayı sonlandırdı.Kübra benim çocukluk arkadaşımdı.Biz küçükken ailelerimiz çok yakın arkadaş oldukları için bir zaman sonra biz de alışmıştık.Telefonumu tekrardan çantamın içine attım.Öğle arasına kadar masamdaki dosyaların sadece yarısını inceleyebilmiştim fakat çok yorulmuştum.Öğle arası geldiğinde hem yorgunluktan gözlerim ağrıyordu hem de acıkmıştım.Elimdeki dosyayı masaya koydum.Zaten herkeste gittiği için bende yavaşca ayaklandım.Çantamı elime aldım ve merdivenlerden tarafa doğru ilerledim.Aşağıya indiğimde ise ayaklarımdaki topuklular yüzünden doğru düzgün adım atamıyordum.Ayaklarımdaki hissettiğim müthiş derecedeki ağrı katlanılmaz olunca resepsiyon masasından yardım alarak biraz dinlendim.

Biraz dinlendikten sonra telefonla Kübra ile konuştum Bizim şirketin yakınlarında bir cafede buluşmayı kararlaştırdık.Yavaş adımlarla buluşacağımız yere geldiğimde ayaklarım daha iyiydi. Kübrayı göremeyince önüme gelen ilk masaya oturdum.Telefonumu çıkardıktan sonra albüme girdim. Kübra geleseye kadar bir şeyler ile ilgilenmem gerekiyordu çünkü burası fazla sessizdi. Albümdeki komik fotoğraflarımızı gülerken etrafıma göz gezdirmek için kafamı kaldırdığımda gördüğüm tanıdık sima irkilmeme sebep olmuştu.

Çünkü şımarık beyimiz beni burada da rahat bırakmamıştı.

SADEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin