Her geçen dakika daha fazla sinirleniyor ve delirmişcesine kolumu sıkıyordu.Artık koluma kan akımı gitmediği için morardığına emindim.Yemekte ki Timuçin gerçekten bu muydu?"Bırakır mısın canım acıyor" dedim belli belirsiz çıkan sesimle.Canım ciddi anlamda acıyordu ve neredeyse bilincimi yitirmek üzereydim.
"Canının acıması için yapıyorum zaten" diyerek hızlı bir şekilde kolumu bıraktı.Ne kadar sinirli olduğu gözünden çıkan ateşten belliydi. Yeniden kan akımına kavuşan kolum hafiften karıncalanmaya başlamıştı.
"Biz servet avcısı falan değiliz.Buraya sadece annemin mutluluğu.." sözümü bitirmeme izin vermemişti.
"Bana masal anlatma sizin gibi kaç kişi gelip geçti buradan aklın hayalin almaz.Leyla da babamın parası için gelen sürtüklerden biri işte"
"Annem hakkında doğru konuş" Gözümden daha fazla yaş akmaya başlamıştı.Kimse annem için böyle konuşamazdı.Herşeye susardım ama konu annem olunca kimse beni susturamazdı.
"Bak sen küçük Ayşin sinirlenirmis"diyerek tekrar beni duvar ile kendi arasında sıkıştırdı.Koskoca evde hiç kimse buradan geçmiyor muydu ?Ah lanet olsun.
"Şimdi kulaklarını aç ve beni dinle sen ve ailen en yakın zamanda buradan gideceksiniz.Nasıl yaparsın bilmem ama anneni ikna edeceksin anlıyor musun beni? Biraz daha yaklaşmıştı.Korkudan beynim donmuştu ve cevap bile veremiyordum.Sadece başımı onaylarcasına sallamakla yetinmiştim. Arkamızdan gelen kapı açılma sesinden sonra hızlı bir şekilde geriye çekildi.Sonunda beni bu eziyetten kurtaran kişiye ne isterse verebilirdim.
"Ne oluyor burada" Sesin geldiği yöne baktığımda sinirli bir şekilde bize bakan Aysu'yu gördüm.
"İkizin biraz oyun oynamak istedi sadece Aysun" yüzünde garip bir sırıtma meydana geldi.Cidden mi ?Oyun oynayan ben miydim?
"Aysun değil Aysu"diyerek tısladı Aysu.Bu onu iyice sinir etmişti.Hem Timuçin ile benim aramda birşey olduğunu düşünüyor hem de aynı zamanda hoşlandığı erkek ismini yanlış söylüyordu.Bu onun çıldırması için yeterli bir sebepti.
"Pardon AYSU" son kelimeye vurgu yaparak söylemişti bunu.Daha sonra hızlı bir şekilde merdivenlerin yanına giderek aşağıya inmeye başladı.
"Sana ondan hoşlandığımı söylemiştim"Aysu'yu daha önce hiç böyle görmemiştim.Timuçin'den çok hoşlanmıştı.Ah kardeşim hoşlandığın çocuğun gerçek yüzünü gördüğünde çok üzüleceksin ama sana gerçekleri anlatmak zorundayım.
"Aysu sana anlatman gereken çok önemli birşey var sözümü kesmeden dinle"
"Sana inanmıyorum ve seni dinlemek istemiyorum"diyerek odasına doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı.Arkasından koşarak onu kolundan yakaladım ve durdurmaya çalıştım.
"Bak Timuçin çok tehlikeli.Bizim servet avcısı olduğumuzu düşünüyor.Beni buradan gitmemiz için tehdit etti"sözlerimi bitirdikten sonra Aysu beni alkışlamaya başladı.Bu eve giren herkesin ruh hali mi bozuluyordu yoksa bana mı öyle geliyordu?
"Tebrikler güzel senaryo ama bunu bana yediremezsin.Aslında ne biliyor musun? etrafında ki kimse seni sevmediği beni tercih ettiği için kuduruyorsun.Ben senden daha güzelim bunun sende farkındasın ve benim olan şeyleri elimden almaya çalışıyorsun"
Bunları kızgınlıkla söylüyordu buna eminim.Benim canımı yakmaya çalışıyordu ama şu anda ne derse desin ona kızmayacaktım.Çünkü çözmem gereken psikopat Timuçin sorunu vardı ortada.Hem ayrıca Timuçin'i onun elinden almaya çalışmam için önce çıkmaya başlamaları gerekmiyor muydu?Sanırım kendi kendine gelin güvey olma lafı Aysu için söylenmişti.
"Aysu bak şu an sinirlisin ve ne dediğini bilmiyorsun.Hem siz daha Timuçin ile çıkmıyorsunuz bile neden senin elinden almaya çalışayım?
"Gerçekten Timuçin'i etkileyemeyeceğimi mi düşünüyorsun?Bana hayır diyecek erkek yoktur kızım.Hem bu zamana kadar boşu boşuna vicdan yaptığımı anlamış oldum.Sen gerçekten değmezmişsin"
Bu da ne demekti şimdi? Neyin vicdanından bahsediyordu hiçbirşey anlayamıyordum.Ciddi anlamda saçmalamaya başlamıştı.
"Ne vicdanından bahsediyorsun hiçbirşey anlamıyorum Aysu"Bu sözümün üzerine kahkaha atmaya başladı.Sinir olmaya başlamıştım.
"Ozan diyorum gerizekalı.O bana aşıktı beni seviyordu sana gerçekten aşık olabileceğini mi düşündün? Ah zavallı kardeşim bana yakın olabilmek için seni kullandı.Hem biliyor musun bir ara siz çıkarken biz Ozanla öpüşmüştük.Bu bir anlık birşeydi ama bunun için vicdan azabı duyuyordum.Şimdi anladım ki sen gerçekten buna değmezmişsin.Ve yaptığım hiçbirşeyden dolayı pişman değilim artık"
Aysu'nun sözlerinden sonra sanki beynimin tam ortasına bıçak saplanmıştı..Nefes alamıyordum, duvarlar üzerime doğru geliyordu.Ve yerinden çıkmak için savaşan göz yaşlarım sonunda galip gelmiş hatta büyük bir zafer elde etmişti.Hayır karşısında asla ağlamamalıydım ama buna engel olamıyordum.Kardeşim ve sevgilim beni aldatmıştı.Bu katlanılamaz birşeydi ve canım çok yanıyordu.Görünmezlik özelliğine sahip olan birileri vücudumun her yerine iğneler batırıp çıkarıyordu.Özellikle sol tarafıma tam kalbimin üzerine.İkisini de asla affetmeyecektim.Dakikalarca yüzüme baktıktan sonra arkasını döndü ve çekip gitti.Bense öylece kalakalmıştım.Hiçbirşey söyleyemiyor ve düşünemiyordum.Yavaş yavaş merdivenlerin kenarına yaklaştım ve tutunarak aşağıya inmeye başladım.Göz yaşlarım isyan edercesine büyük bir hızla aşağıya süzülmeye devam ediyordu.Salondan telefonumu alır almaz yukarıya, odama doğru koşmaya başladım.Kimsenin beni böyle görmesine istemiyordum.Özellikle annemin üzülmesine dayanamazdım.Bu yüzden bu meseleden ona asla bahsetmeyecektim.Yarın sabah ilk olarak annemin karşısına geçecek ve Timuçin'in yaptıklarını anlatacaktım.O bana koşulsuz inanırdı ve üzülmemem için İzmir'e dönmeyi kabul ederdi.Hem İzmir'de hesap sormam gereken bazı insanlar vardı.Yüzüne tükürmeden rahat etmeyecektim.Hızla odamın kapısını kapattım ve telefonun tuş kilidini açtım.Emel'den iki Ozan'dan on cevapsız arama vardı.Hemen telefonun mesaj bölümüne girip aklıma gelen bütün küfürleri yazıp Ozan'a gönderdim.Aslında bunu konuşarak yapmam lazımdı ama Ozan'ın sesini midem kaldırabilecek durumda değildi.Artık onun sesini bile duymak istemiyordum.Emel'e cevap yazdıktan sonra telefonu kapatıp komidinin üzerine fırlattım.Ardından yastığa gömülüp ağlamaya başladım.Bugün yaşadıklarım kaldırılamayacak kadar ağır şeylerdi.Artık Mavi Ay yoktu. Maviler benden uzaklaşmış yavaş yavaş yerini siyaha bırakmıştı. Bundan sonra herşey Siyah Ay olmuştu benim içim.
.....................
Sabah uyandığımda her yerim dayak yemiş gibi ağrıyordu.Gözlerimin içi yanıyor her yeri bulanık görüyordum.Komidinin kenarına tutunarak yavaş yavaş ayağa kalktım ve karşımdaki aynaya baktım.Rimelimin bıraktığı iz ve ağlamaktan şişen gözlerimle tam bir zombiye benziyordum.Nefes alan cesetten bir farkım yoktu.Banyoya gidip yüzümü yıkadım.Rimelin bıraktığı siyah izlerden tamamen kurtulmuştum ama gözlerimin şişliği hala duruyordu.Biraz makyaj yaparak şişliği gizlemeye çalıştıktan sonra annemi bulmak için odadan dışarıya çıktım.Artık bir saniye bile bu evde kalmak istemiyordum.Sanırım bugün şanslı günümdeydim çünkü annem tam karşımda bana doğru geliyordu.Hemen annemin yanına gittim.
"Anne ben buradan gitmek istiyorum"
Annem ne dediğimi anlamaya çalışan boş gözlerle bana bakıyordu.Umut ettiğim tek şey annemin bana inanmasıydı ve bildiğim tek bir şey vardı bu şehir beni hiç sevmemişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ AY
ChickLitDoğup büyüduğüm bu şehre tekrar dönüp baktım.İçimde tarif edilemez bir duygu vardı.Sanki fırtınalar kopuyor ve etkisiyle bütün sevdiklerimi elimden alıyordu.Okulumu,arkadaşlarımı,aşkımı, çocukluğumu ve en önemlisi canım babamı... Ama İstanbul'un ben...