"'Mutlu son' diye bir şey yoktur.Çünkü bir şey de 'son' varsa orada mutluluk yoktur..."
Tam bir hafta gecmisti Cenk beyin o sozu uzerine, önce şaşkınlıktan çıkamamıştık. Murat çok doktora gitmek için ısrar etsede istememiştim. Ümitlenmek istemiyordum. Henüz erken olabilirdi.Daha bu konuyu detaylıca konuşup bir karara varmamıştık...
" İyi misin güzellik? " demesiyle Muratın düşüncelerimden ayrıldım.
" E- evet iyiyim. " dedim yuzumu Murata çevirirken.
" Dışarı çıkmak ister misin peki? " diye sorduğunda kafamı evet anlamında salladım. Zaten evde oturmaktan duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Yukarı kata odama çıktım ve dolabımı açıp çiçek desenli üstü dar alttan bollaşan dizimin hemen üstünde sarı elbiseyi üstüme geçirdim. Ayakkabı olarakta babetlerimi geçirdim. Saçlarımıda tarakla taradıktan sonra güneş gözluklerimi takıp aşagıya indim .Murat onceden giyinmişti zaten. Muratın yanına gelip elini tuttum ve evden çıkıp arabaya doğru yol aldık. Arabaya bindigimizde emniyet kemerimi taktım ve Murata döndüm.
" Nereye gidiyoruz ? " diye sorduğumda kafasını bana çevirdi hemen.
" Eğlence merkezine mi gidelim yoksa alışveriş merkezine mi? " dedi tek seferde.
" Sakin bir yerlere gitsek ? " diye sorduğumda bir şey demeden arabayı sürmeye başladı.
" Ne , Nereye gidiyoruz? " diye sordum yanıtsız bıraktığı sorumun ardından .
" Kafa dinleyebileceğimiz bir yere. " dedi ve goz kırpıp yola bakmaya devam etti. Şuan Muratla uğraşmak istiyordum çunku midem çok kötüydü,kafamda da onlarca düşünce vardı ben şu an istediğim en son şey uzun bir düşünce savaşına dalmaktı. Gözlerimi kapatıp gideceğimiz yere kadar sessizliği dinlemeye karar verdim. Kulağıma gelen Muratın sesiyle gözlerimi açtım.
" Sonunda be güzellik ne uykuymuş. " dedi eğlendiğini belli eden ses tonuyla.
" Nerdeyiz sevgilim? " dediğimde etrafa bakıyordum, burası muhteşemdi. Hemen kapıyı açtım ve dışarı attım kendimi ,temiz havayı içime çektim ve gözlerimi kapatıp kuşların sesini dinledim. Murata döndüm gülümseyerek.
" Burası neresi? " diye sordum sırıtırken. Az ilerdeki kocaman çiftliği gösterdi bana.
" At çiftliğim. " dedi ve elimi tutup ilerlemeye başladık. Sevinçle yerimde zıpladım yüzümdeki gülümseme sanki mümkünmüş gibi daha da büyürken.
" At 'a bineriz değil mi? " diye sordum küçük bir çocuğun parka giderkenki o anlamsız ama tatlı heyecanıyla.
" Benle binmem şartıyla. "dediğinde kafamı aşagı yukarı salladım . Çiftlin kapısından girdiğimizde direkmen atların bulunduğu ahıra doğru ilerledim, arkamdan Muratıda çekiştiriyordum. Atların önüne geldiğimizde simsiyah bir at vardı gözüme çarpan.
" Çok güzelmiş. " dedim, diger taraflardada bir tane bembeyaz 2 tanede kahverengimsi atlar vardı.
" O olmaz iste güzellik. " dedi.
" Ya neden ama? " dedim dudaklarımı büzerek. Yanıma yaklaştı ve dudaklarıma opucuk bırakıp geri çekildi.Elimi tutup beyaz ata surukledi.
" Ama bu olur. " dedi ve atı ahırından çıkardı.
'' Ama niye siyah olanı olmaz? '' dediğimde bakışlarını beyaz attan ayırıp bana çevirdi.
'' Tehlikeli olur senin için. '' dediğinde kafamı sonunda pes edermişçesine salladım ve beraber ata bindik . Muratın önünde oturduğumdan arkamı döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müstakbel Kocam
Roman pour Adolescents-Bu ilk hikayemiz biraz acemice gelebilir ama umarım hikayemizi beğenirsiniz:D- Aşk her insanın kapısını bir kez çalar bu hayatta.Birçok sevgilin olur ama kalp tek bir kişide ritim değiştirir. Murat...Onu ilk gördüğü andan itibâren hızlandı kalbi.Se...