Bölüm 1

109 3 6
                                    

Yazım hataları varsa üzgünüm. Hikaye hakkında görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim ^^ . MultideBurak, Smyrna  ve Smyrna'nın partide giydikleri ve diğer karakterler var. Hangisinin hangisi olduğunu ( Smyrna hariç,onu zaten biliyorsunuz) ilerleyen bölümlerde öğreneceksiniz.

Kumların üzerinden ilk kalkan Rüzgar olmuştu. Üzerindeki kumları silkeleyip bize döndü. " akşam yan oteldeki partiye geliyorsunuz demi?" Rüzgarın sorusuna ilk cevap veren Derin olmuştu " bana uyar" emre ve yaprakta benzer cevaplar verince herkes bana döndü. " ne ne var?". Yaprak gözlerini kısarak baktı " sence ? Parti ?" " Annemle babamı biliyorsunuz siz eylenmenize bakın çocuklar" " annenler lise 3'e geçtiğinin farkındalar mı Smyrna yoksa hala ilk okul 4'e giden bir çocuk olarak mı görüyorlar" dedi Rüzgar ciddi bir şekilde. Aslında onu kolay kolay ciddi göremezdiniz bu anın tadınımı çıkartmalıydım yoksa daha fazla konuşmalarına izin vermeden kalkmalımıydım. Bu iki düşüncenin arasında gidip gelirken. Derin koluma cimcikledi. " eğer Altay ailesindenseniz kaç yaşınızda olduğunuzun hiçbir zaman önemi yoktur. Tipik bir askeriye gibiyiz" üzerimdeki kumları silkeleyip ayağı kalktım " gitsem iyi olaca. Sonra görüşürüz." Giderken yaprak kolumdan tuttu " bende geliyorum" Eve gidene kadar yaprakla hiç konuşmadık dış kapının merdivenlerinden çıkacakken seslendi " İstersen Aslı teyzemle birde ben konuşabilirim" "  boşver gerek yok" yaprağa gülümseyip içeriye girdim. Annemle babam ortalıkta görünmüyorlardı. " Anne?" seslenmemin ardından çok geçmemişti ki annem elinde tabletiyle merdivende belirdi. " Ne zaman geldim Smyrna?" " Az önce." "Bu üzerindeki toprakta neyin nesi her tarafı toprak yapıcaksın" " kum sadece kum" diye annemi düzelttim. Annem tek kaşını kaldırıp bana baktı " iyi biz babanla iş yemeğine çıkıyoruz mutfak masasının üzerine para bıraktım kendine bir şeyler söylersin" Ne aşağıya indiğini anlayamadığım babamla annem evden çıkacakken koşar adım yanlarına gittim. "yan oteldeki...." cümlemi tamamlayamadan babam araya girdi " Smyrna saat 10.00 dan sonra tek başına dışarıya çıkamzsın." " arkadaşlarımla olacağım baba hem lise 3'e geçtim ben" diye hayıflandım. babam omuzlarını dikleştirerek konuştu. bu kesinlikle onu daha oteriter ve sözünü daha dinlenesi yapıyordu. "o zaman yaşının gerektirdiği gibi davran. Git ders falan çalış. Evet arkadaşlarını ders çalışmak için eve çağıra bilirsin."Gözlerimi devirip babamların yanından uzaklaştım.Acaba babam yaz tatilinde ve yazlıkta olduğumuzun farkında mıydı? Tabii ikiside yaz-kış dinlemeden kariyer üzerine odaklı insanlardı ve bu ben doğduğumdan beri böyleydi. 3 kez kreşe 2 kez anaokuluna gitmiştim ben. Yani bu = 2 yaşından beri ömrüm okullarda geçiyor. Çalan kapıyla düşüncelerimden uzaklaşıp kapıyı açtım. Yaprakla Rüzgar gelmişti. Yaprak kapının açık bölümünden evin içini süzerken " Annenler yok mu?" diye sordu. " yok neden ? " " hiç mi yok " Yaprağın son dediğiyle kapıyı kapatmaya hazırlanırken Rüzgar aralığa ayağını koydu " hadi giyin parti bizi bekliyor "  Rüzgarı onaylayan bir kaç ses çıkardıktan sonra odama çıkıp üzerimi değiştirdim.  En son ben kapıyıda kilitlediğimde otele doğru yürümeye başladık. Otelin girişinde bizim grubun geri kalanı ki kastım emre ve derindi  bizi bekliyorlardıı. Hep beraber partinin olduğu yere gittik. En sonunda ben dans etmekten yorgun düşünce şezlonglardan birinin üzerine kendimi attım. Çok geçmemiştiki yaprak yanında bir oğlanla geldi. " Bu Burak lise 4'e geçti"  " Afferim Burak zeki çocukmuşsun sınıfta kalmamışsın" dedim gayet ciddi bir ifadeyle. Yaprak gözlerini devirip " Smyrna" diye tısladı. " ne napmalıyım" "mesela odunluk yapmamalısın" umursamaz bakışlarla Burak'a baktım " selam Burak" Bu sefer gözlerini devirme sırası Burak'a geçmişti. "Cidden bu kızlamı takılıyorsun yaprak!?" " neyim varmış be benim" diye çıkıştım. Burak gözlerini Yapraktan ayırıp bana döndü. " genelde erkekler odun olur derler ama sanırım sen istisnasın" " bana baksana hiç kimse daha o an tanıştığı biriyle canım cicim olmaz eğer zaten oluyorsa...." Sözüm bitmemişti ki Burak sözümü kesti. Allahım sencede bugün benim söz kesilmelerine karşı sabrımı sınamıyor musun ? Hem birinin sözünü kesmek o anda kendimi susturdum. İki avukatın kızı olarak onlar gibi konuşmaya başlamıştım. Düşüncelerimden Burak'ın sesiyle sıyrıldım " seni avukatlar falan mı yetiştirdi?"  bu çocuk aklımımı okuyordu  " Hemde en iyileri" diye böbürlenirken bununyersiz bir böbürlenme olduğunu anlayıp sustum. ortamdaki suskunlupu yaprak bozdu " böyle sabaha kadar sus pus oturmayacağız değil mi ? Ben gidip Derin, Emre ve Rüzgarı çağırıyorum." Aslına bakarsan gerek yok. Yani git çağır tabi yani ama ben eve gidiyorum." Sonuna saçmasapalak başladığım cümleyi bitirmenin verdiği huzurla otelden çıktım.  Salına salına kaldırımda yürürken karşıdan gelen bizim arabayı görünce Usain Bolt'a dis atacak şekilde bizim yazlığa gittim. Ben balkona çıktığımda annemler çoktan siteye girmişlerdi hemen kendimi balkondaki sandalyenin üzerine atıp battaniyeyi üzerima aldım. Sandalyenin üzerinde uyuyor numarası yapmamın ardından 10 snaiye geçmemişti ki annemle babamın sesi duyuldu. " Smyrna odana çık ve yat" kendime üşüyormuş ve uykulu efekti vererek odama çıktım. Bir çırpıda üzerimi değiştirip yattım.

SABAH                                                                                                                                                                                                      Yarım saattir yüzüme tokat atıyordum ve artık kıpkırmızı olduğuna emindim. Hayır manyak falan değilim. Odamda bir sinek var ve bana sanki onun odasındaymışım gibi hissettiriyordu. Yani hem düşününce o kadar sitede o kadar yazlık o kadar yazlıkta o kadar oda varken neden benim odam anlatsana ne be  azckn .ssss En sonunda kendim adına bu işkenceye son verip yataktan kalktım ve sallana sallana aşağıya indim. Mutfak masasının üzerinde 1 adet krep 1 adet portakal suyu ve bir adet not vardı.                                                                                                                                                                                                       Not: Şehir dışında bir iş aldım hafta sonu evde olamayacağım. Baban akşam geç gelicek kapıları sıkı kilitle, evi dağıtma öptüm. -Annen. Notu buruşturup çöpe attıktan sonra kahvaltı masasına oturdum kahvaltımı edip sahil kenarına indim. Burkata oradaydı yaklaşık 1 metre uzağına oturup denizi izlemeye başladım. " Sabah sabah tek kumsala gelen bi ben değilmişim demekki" söylediklerini duymamış gibi yapıp başka bir soru yönelttim. " Burada mı oturuyorsun?"  " Hayır yapraklarda kalıyorum." Tek kaşımı kaldırıp ( tabii ne kadar kaldıra bildim gerçekten merak konusu) denize geri döndüm. Tam kumsaldan kalkacakken Yaprak geldi " kankaların en İzmirlisi nasılmışlar?" " Güldürme be yapo" Yaprak yüzünü ekşiterek baktı. " yapo ne be bari bulacaksan düzgün bir şey bul." Yaprak bana düzgün bir lakap bulma konusunun önemini (!) anlatırken  Derin geldi.  "Sa gEnJlİk nAbErSinİz?" Yaprak bir anne edasıyla Derine dönüp parmağını salladı " oldu mu be yavrucum hı hiç yakıştımı?"  Hepimiz kahkalar atarak gülerken Derin bir anda ciddileşti " Sahi napıyordunuz?" " Derine dalıyorduk kanka" diye cevapladım. Derin yüzünü ekşiterek konuştu " hayır yani gelende hata ne geliyorsundemi ? Neyse annem ikinizi kahvaltıya bekliyor hadi" Kahvaltı lafını duyunca her ne kadar 15 dakika önce bir şeyler yemiş olsamda yinede gözlerim yemek işaretine döndü. Hızlı adımlarla Derinlere gittik. Derinin annesi Seniha teyze bizi balkonda karşıladı. " Hoş geldiniz" Yaprakla hep bir ağızdan " hoş bulduk" dedik. O sırada Derin bizim duyabilceğimiz bir tonda " yurttan sesler korosu hoş bulduk" diye dalga geçmeyide ihmal etmemişti tabii. " hadi kızlar yalı kazığı gibi dikilmeyi bırakında masaya geçin. Çaylar soğuyor. Seniha teyzenin demesiyle hepimiz masaya geçtik. 15-20 dakika içinde tüm masayı silip süpürmüştük. en sonunda çayımıda içip sandalyeme yaslandım. "doydunuz mu kızlar?" seniha teyzenin sorusuyla oturduğum sandalyede doğruldum.  " Valla Smyrnadan bize birşey kalmadı ki anne" dedi Derin bıyık altından gülerek. " Ben mi birşey yedim be hayin arkadaş. Altı üstü 5 börek 4 poğaça çeyrek ekmek 17 zeytin 2 dilim peynir. Biraz reçel ve 2 bardak çay içtim. Yaprak gözleri pörtlemiş bir şekilde ban bakıyordu " yuh saydın mı " Omuz silkip önüme döndüm. " ha bu arada haklısın hiç birşey yememişsin canım" dedi Derinde. Derinle yaprağa alaycı bakışlar atıp sandalyeden kalktım. " nereye canım"  " Bİr eve bakayım biliyorsun evde kimse yok " diye cevapladım Seniha teyzenin sorusunu. Seniha teyzelerden ayrılıp eve doğru yürümeye başladım tam son köşeyi dönüp  eve girecektim ki Burak'ı gördüm bizim varenda da oturmuş endişeyle  sağa sola bakınıyordu. Yavaş adımlarla yanına gittim. " Burak? Bir sorun mu var?"  Burak beni görünce birden afalladı." yok ben sadece biraz koşuyordum ve yorulmuşrtum" " kot pantolon ve beyaz gömlekle mi ? Harika bir spor tarzın varmış" Burak hızlıca üzerindekilere göz gezdirip ayağı kalktı " Her neyse ne. Sana iyi günler Smyrna Altay." Soy adımı kullanmasına pek bir anlam veremesem de boş verip eve girdim. Çabucak üzerimdekilerden kurtulup soğuk bir duş aldım. Temiz kıyafetlerimide giydikten sonra kendimi salondaki 3'lü koltuğun minderlerine attım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

{ Mavimsi }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin