part 1

173 24 16
                                    

c h a r l a

"Küçüklüğümden beri oyuncaklara merakım vardı.  Kimin merakı olmazdı ki, değil mi? Oyuncaklardan çok oyuncak yapmaya aslında. Büyük mağazalarda satılan oyuncakları sevmezdim; Barbie'ler her zaman yapmacıklığı çağırıştıran bir bebekti zaten.
Babamın aldığı oyuncak arabaları evde tornavida ile açıp, parçalarını teker teker inceleyerek geri takmaya uğraşmak da çok eğlenceli gelirdi. Kimine göre benim gibi bir kızın hobisinin oyuncak yapmak olması ilginçti , kimi de müzik aleti falan çalmak, spor yapmak gibi şeylere ağırlık vermem gerektiğini düşünürdü. Kaç yaşımda olduğumu o aptal raporlardan biliyorsunuzdur. Yani o zamanlar 19 yaşındaydım. Bir senede bir sürü şey değişebilir."

Bacaklarımı koltukta toplayıp, not defterine benim hakkımda bir şeyler yazan adama baktım. Başını kaldırıp gülümsedi. "Devam edelim Charla."

Defterine geri döndü. O şeyin içinde yazanları okumayı her şeyden çok istiyordum.

Yani... Belki resim çiziyordu? Gözlüklerini arkaya atınca, devam etmem gerektiğini anladım.
"Konudan saptım, değil mi?" Cevap vermedi. Bazen kendi kendime konuşuyormuş gibi hissediyordum.

"Ben atölyemdeki plastik bebek kalıplarım, fırçalarım, malzemelerim ve minyatür araba parçalarımla mutluydum. Yani, bir erkek bebek yapmaya karar verene kadar diyelim. Topa vurulan bir sporla uğraşsaydım, bana daha çok faydası dokunurdu. "

Bir kahkaha attım. Faydasının dokunmayacağını herkes bilirdi. "Bu diğer kızlardan farklıydı benim için. Birçok kız bebek markası bulunurdu. Barbie'nin Ken'i dışında erkek bebek markası bilmiyordum ve koleksiyonumda bir tane olsa fena olmazdı doğrusu."

İsmini Calum Thomas Hood koyacaktım. Tüm figürlerime öyle yapardım."
Adam her zaman yaptığı gibi başını salladı.
"Şey, defterinize bakabilir miyim?"
"Hayır. Lütfen, devam et."

"Sonra ince bir fırçayı elime aldım. Calum'un önceden yaptığım vücudu ve kafası hazırdı. Koyu kahve saçları vardı.

Yüz hatlarını -kavissiz kaşlar,biraz büyük bir burun,çekik gözler ve sevimli kalın dudaklar-çizdikten sonra aldığım küçük Green Day tişörtünü giydirdim." Duraksadım...

"Green Day'i bilir misiniz? Ah, saçmalıyorum... Kafanızı yukarı kaldırmaya bile üşeniyorsunuz."

Alınmış görünmüyordu. Daha çok, duyguları
olmayan bir insan modeli gibiydi benim için.

"Onun ölçülerine göre pantolon bulamamıştım. O yüzden, kız bebeklerimden bol bir siyah bir pantolon almıştım." Aklıma gelince gülümsedim. Yakışmıştı doğrusu.

"Calum ayakkabılarını da giydikten sonra, yüzünün tam kuruması için dışarıya, verandada olan masamın üzerine dikkatlice yerleştirdim. Belki de... O gün yaşanmasaydı, her şey çok farklı olurdu."

Plastic Doll//hood (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin