O gün Bursa'da hava çok sıcaktı. Uykusundan uyanan Almıla, kocasının erkenden kalkıp gittiğini duymamış, sabah onu yanında göremeyince de korkmuştu. Gün yeni yeni aydınlanıyor, Almıla ise otağından çıkıp evdeşini arıyordu. Derken kıpırdanmaları duyan Gökçe de uyanmış ve ağlamaya başlamıştı. Kardeşinin ağlamasından uyanan Murat ise ne olduğunu anlamadan sağa sola bakınıyordu...
Güneş tepeye doğru çıkarken küçük Murat bir toz bulutu gördü ufukta.
-Babam geliyor! diye bağırınca Almıla'nın gözleri açıldı. Hemen oturduğu yerden kalktı ve kapıya çıktı. Afşin Bey neden gecenin bir yarısı evdeşini ve çocuklarını bırakıp da gitmişti ki? Afşin tüm heybetiyle Atının dizginlerini tutuyor ve dört nala atını koşturuyordu. Atı da kendisi de simsiyahtı. Afşin farklı renkleri sevmiyordu. Ağabeyi şehit olduğundan beri başka renk elbise giyinmemişti. Afşin gelince çocuklar hemen babasının bacaklarına yapıştılar ve oyun oynamak istediler. Almıla, biraz kızgın ve biraz da korkulu gözlerle Afşin'e bakıyordu.
Kendisinden açıklama beklediklerini anlayan Afşin söze girdi.
-Yüzbaşı ulak göndermiş. Acil olarak gitmem gerekti. Dedi sadece.
-Gece yarısı neden çağırdı ki seni yanına?
-Hiç. diyebildi Afşin sadece. Koca bir hiç.. Dili varmıyordu. Yeni bir savaş kapının eşiğindeydi. Yüzbaşı da onun için çağırmıştı bütün onbaşıları. Savaştan korkmuyorlardı. Afşin ve bütün Türkler için savaş bir düğün gibiydi aslında. Fakat yeni yurt edinmek için geldikleri bu topraklarda devletleri yıkılmak üzereydi. Ve bir söylentiye göre Moğol kavmi, ata yurtlarını tek bir çatı altında toplamış ve boyun eğmeyen Türk boylarını katletmişti. Bir çığ gibi büyüyen Moğol tehlikesi karşısında Türk devleti pek güçlü değildi. Sultan yaşlanmış ve çevresindekilere hükmedemez olmuştu. Batıya doğru Dünya hakimiyetine hazırlanan Türkler, doğudan gelecek olan tehlikenin büyüklüğünü ve şiddetini tahmin edemiyorlardı.
Heyecanı geçince Almıla kendini toparladı ve Afşin'in durumunu farketti. Fazla üzerine gitmedi ve onu rahatlatmak için hemen buz gibi yayık ayranı eline tutuşturdu. İçini ferahlatan Afşin mindere uzandı ve derin düşüncelere daldı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Sofrası
Ficción históricaHikayemiz Türkiye Selçuklu Dönemi'nin sonlarını ele almaktadır. Hikayemizdeki ana karakter Afşin Bey üzerinden yürütmektedir. Hikayemiz gerçeklik ilkesine sadık kalarak tarihi kurgu biçiminde yazılmıştır.