1.Bölüm

112 9 5
                                    

M.Medya = Hayal

''Anlatmak ister misin?''

''Ah...Tabi ki.''

Diyebildim sadece. Bu psikoloji doktoru sinirimi bozmadan gitmeliydim.

''O gün ney oldu anlat bakalım.''

''Okula gidiyordum...''

Deri koltuğa iyice yayıldıktan sonra ''...yine o önümü keserek birşeyler saçmaladı.''

''Ne söyledi sana?''

''Türkiye'den kaçalım mı dedi.''

''Sen ne dedi peki.''

''Zengin zübeye tokat atıp 'Olabilir' dedim. O eliyle yanağını tutarken burnuna öpücük kondurdum.''

''O zaman kaç yaşındaydın hayal?''

''Sanırım 8 yıl önce yani 17 yaşındaydım.''

O siyah deriden oluşan not defterine birşeyler yazdıktan sonra bana bakıp ''Hım...'' dedi.

Derin bir nefes alıp 3 yıldır geldiğim psikolojik doktoruma konuşmaya devam ettim.

''O ise şaşkın birşekil de bana bakıyordu. Sizin baktığınız gibi. Neyse gülmeye başladım ve ona 'Balodan sonra kaçalım mı?' dedim. O ise sadece 'Ne zaman istersen tatlım' dedi. Heyecanlanmıştım o da heyecanlanmıştı. Gözlerinden göre biliyordum. Rüzgar'ı tam 3-4 yıldır tanıyordum. Tek konuştuğum kişide oydu zaten. Ellinden tutup okula girdik beraber. Zil çaldığın da ayrılmak zorundaydık çünkü o benden bir yaş büyüktü yani son sınıf. Akşam olduğun da hızlıca eve gidip bavulumu hazırladım. Büyük bavul, bir sırt çantası ve ekstradan da bir tane el çantası vardı. Laptop, parfüm, kıyafet vs. aldıktan sonra balo elbisemi gidim. Hafif makyaj ve saçımı bukle bukle yapıp saçımı boş bıraktım. Rüzgar bana çok yakıştığını söylemişti. İyiki evde kimse yoktu. Yoksa bu eşyaları zor çıkartırdım. Aşaya inip yolda atıştırmamız için dolaptan yiyecek aldım. Kola, içki, sandviç gibi ve benim en sevdiğim çikolataları. Bir elveda mektubu yazıp kapıyı açtığım da arabasına yaslanmış Rüzgârla karşılaştım. Elimdekilerin ağır olduğunu anlamış olmalı ki arabaya yaslanmayı bırakıp elimdeki ağır olan siyah poşeti ve bavulu aldı. Bagaja koyduktan sonra ona "Sumokin yakışmaz zannediyordum ama çok yakışıklı olmuşsun fino."
Burnuma küçük bir buse kondurup "Sende çok güzel olmuşsun tatlım. O değilse bana Fino deyip deyip durma. Farkındaysan beni o tüylü küçük köpeğe benzetiyorsun."
O anda ben arka koltuğa Sırt çantamı ve diğer poşeti koyup Rüzgâra "Bagaja koyduğun poşeti arka koltuğa koy Fino."
Sinirli sinirli bagajdan poşeti alıp arka koltuğa koyduktan sonra direksiyon koltuğuna oturdu. Arabayı çalıştırmadan önce yanağına ufak bir buse kondurup emniyet kemerimi bağladım. Bana dönüp sırıtmaya başladı.
"Yine ney istiyeceksin finonun sahipi."
Beni tanıyordu işte. Yola bakarak "Arabayı çalıştır öyle."
Aradan ya beş yada on dakika geçmişti ama hiç birimiz konuşmamıştık. Ne o, nede ben!
"Söylesene."
"Ah...Peki...Şey... Ben..."
"Dinliyorum seni."
"Ben balodan sonra yola çıktığımızda..."
"Arabayı sürmek istiyorsan, gebermek istemem tatlım."
"Ya ama."

•••••••


 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 29, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KORUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin