Arka kuliste , sükunet eşliğinde sıramızı beklerken , titreyen ellerime engel olmak neredeyse mümkün değildi . Etraftaki hareketlenme ile heyecandan duymayan kulaklarım , dikkat kesilmişti.
"İzel Yaşar . Sahneye lütfen . "
Yapılan duyuru , sıralamada benden bir önceki hanede yer alan kızın ayaklanmasını sağlamıştı . Esmer tenli kız , elindeki keman ile kulisten çıkarken , gözlerimi kapatma gereği duydum . Sakin olmalıyım . Sakin olmalıyım . Bursu alabilirim . Sahip olabilirim bu mükemmel okula . Annemin isteklerini yerine getirebilirsem , yani bu okulu kazanabilirsem evlatlık bir kız kardeşim olacaktı . Benim yaşlarımda , bir kız çocuğu . Ah , çok istiyordum onu elde etmeyi . Yalnızlık artık çekilmez olmuştu ve benim bunu atlatmam lazımdı . Kesinlikle ! Yalnızlığımın , sessizliğim yüzünden kaynaklandığı biliyordum . Sesler kesildiğinde , parmaklarımı çıtlattım .
"Hicran Saklı . Sahneye lütfen . "
Elleri ile avuçlarımı daha sıktım . Aheste adımlar ile , sahneye çıktım . Önümde duran 2 jüriden başka kimsenin bulunmadığı solanda gözlerim gezindi birazcık . Ardından sağ köşede yer alan , melek beyazlığı ile eşit pionaya ilerledim . Heyecanım , olağanüstü bir şekilde fazlaydı . Kalp atışlarım , hiç olmadığı kadar hızlı ve gümbür gümbürdü . Tanrım ! Piona koltuğundaki yerimi aldım ve derin bir nefes çektim içime . Ellerimi pionanın tuşlarında gezindirerek , notları hissettim . Bir , iki , üç ...Ellerim pionanın üstünde dans sergilerken her seferinde olduğu gibi , sessiz beyninim en derinlere gömdüğü düşünceler yeryüzüne çıktı .
Ben kimdim ? Nasıldım ? Konuşmak nasıl bir duygu ?
Ellerim , tuşlara basıyor , hızla diğer tuşa zıplayarak , şarkının ritminin kulağıma ulaşmasını sağlıyordu .
Ben Hicran .
Kendimi tanımlamak benim için mümkün değil .
Konuşmak , bir hiçsizlikte , el bulmuş gibi .
Beynimden fısıltı halinde çıkan şarkının sözlerini , kimi zaman ses çıkartmaya çalışarak söylüyordum . Fakat bir faydası olmuyordu . Sessizdim . Söylediğim sözler , bir inleme şeklinde ulaşıyordu insanlara . Oysa ki o inlemeler içimdeki fırtınalardan kat ve kat küçüktü ...Şarkı bittiğinde , umut dolu gözler ile jüriye döndüm.
"Mükemmel ! "
"Seçmeleri şimdiden aldım canım . "
Yüzüm mutluluk ile dolup taşarken ; el hareketleri ile "Teşekkür ederim ." dedim . Jüri anlamayan gözler ile beni süzdü .
"Dilsiz misin ? "
Yüzümdeki gülümseme kaybolurken , çaresiz bir şekilde başımı evet anlamında salladım . Işte ben buydum ! Çaresiz ve suskun bir aptalın teki ! Sandalyeden kalkarak , kulisteki telefonumu , ceketimi aldım . Yaşamak , ölmek gibiydi bazen . Hiç bir farkı yoktu çoğu zaman benim için . Hayatımın ilk 11 yılı harikalar diyarında geçmiş gibiydi . Fakat sonrası ...Zehir , nasıl vücudunuzu kaplar ise yalnızlıkta öyleydi . Örneğin ;
-Dilsiz oluşumun birinci yılı , tüm akrabalarım tarafından çok ilgi görmüş , yardım almıştım .
-Dilsiz oluşumun ikinci yılı , anne ve babam , yanımdan ayrılmaz olmuşlardı .
-Dilsiz oluşumun üçüncü yılı , annem sayesinde yalnızlığı yenmiştim .
-Dilsiz oluşumun dördüncü yılı , sadece annem ufak tefek şeyler için yardım eder olmuştu .
-Dilsiz oluşumun beşinci yılı , babamı kaybetmiştim.
-Dilsiz oluşumun altıncı yılı , annemin yanımda olması , ayda bir kez oluyordu .
-Dilsiz oluşumun yedinci yılı , bugün annem artık yok denilecek kadar azdı yanımda . Çalıştığı şirkette gece gündüz demeden sürekli iş başı yapıyordu .
Ve ben yalnızdım ... Ha , kimin umrunda ki ? Kimin umrunda dünya ? Dışarı çıktım , ağır adımlar ile . Ayaklarım yerlere sert bir şekilde vuruyordu . Dışarı çıktığımda , yağmur gökten , yere damlıyordu . Hafif tebessüm ile , aheste yürüdüm önce . Sonra ani bir hareket ile yüzüm düştü ve koşmaya başladım . Koşarken "Nefret ediyorum ! " diye bağırsamda , kelimeler yutulup , sessiz ve boğuk bir inleme ile duyuluyordu . Bu benim dünyamdı .Zavallı bir kızın dünyası .
Sessiz bir kızın dünyası .
"Hicran'ın dünyası !" diye bağırdım .
Yüzüme tırnaklarımı geçirerek yere çömeldim . Ne zaman akmaya başladığını bilmediğim göz yaşları , dökülürken , etraftaki acıyan gözleri siktir ettim . Göğüsüm sürekli kalkıp inerken , bir kez daha bağırdım . '
"Duy sesimi ! Duyun ! Beni anlayın ! "