12- Özlem

436 18 4
                                    



İyi Okumalar...


Yanağımdaki sızıyla birlikte başım sol tarafıma yattı. Gözlerim biz bez parçasıyla bağlıyken, ne olduğunu hatırlamaya çalışmak başımın ağrısının buna pek yardımcı olduğunu sanmıyordum.

Hatırladıklarım aklımda parça parça yer ediniyordu. 

''Oyun bitti, Siyah.''

''İyi Uykular.''

Ve... Başıma yediğim silahın kabzası...

Ensemdeki ağrı kendini hatırlatırcasına kendisini gösterdi. Beynim, şaşkınlığın şokunu atmaya çalışırken ona yardım eden bir tokat ve bir de cümle vardı; ''Hadi ama Siyah. Ortalık karma karışık ve sen burada iki gündür uyuyorsun.'' diyen hayatımı mahveden ve belkide bir kez daha mahvedecek olan sesin sahibinin yüzüne tükürmek istemek az mı gelirdi?

''Ne karma karışık?'' diye sordum. Sonuçta, bana değer veren kişiler yoktu hayatımda. Yokluğumu fark edip de ortalığı ateşe verecek kadar sevmiyorlardı beni. Sadece, Sanem çok endişelenirdi. Ama onun da yapabileceği bir şey yoktu... Polise haber vermek dışında.

''Şimdi, soruları ben soracağım sen cevaplayacaksın.'' dedi. Gözlerimde siyah bir bez olduğu için hala hiçbir yeri göremiyordum. 

''Ya da ben eskisi gibi cezalarımı uygulayıp seni kaçtığın için pişman edeceğim...'' dediğinde korku, bilmem kaçıncı kez, bedenimi sarıp sarmaladı.

&

''Almina, Almina...'' diyen tanıdık sesle göz kapaklarımı araladım. Gözlerimi birkaç defa kırpıştırdıktan sonra korkuyla gözlerimi büyüterek etrafta üvey 'babamı' aradım. Ama görebildiğim, bana şaşkınlıkla bakan bir Sıla Gümüş ve bomboş bir oyun odası. 

''Çocuklar gitti. Sen de çok yorulunca... uyuyakalmışsın burada.'' dedi.

Yüzündeki merakla devam edip, ''Soğuk soğuk terler döktün. Kötü bir rüya mı gördün yoksa?'' dediğinde iç sesim, kötü bir rüya değil korkunç bir kabus, diye onu düzeltti. Bu merakına gülümsemeye çalışarak, ''Evet.'' dedim. 

Kabus bile olsa... o kadar gerçekçiydi ki... Ensemdeki sızı, yanağıma inen tokat, gözlerime bağlı siyah bez ve... korku. Hepsi ama hepsi çok gerçekçiydi. Kalbim eski hızına dönerken kucağımdaki ince hırkayı eline alıp ayağa kalktım. 

''Neyse, çok teşekkürler. Ben gideyim bari.'' dedim, kendimi tebessüm etmeye zorlarken. Beni bu korkunç kabustan uyandırdığın için çok teşekkürler...

''Görüşürüz.'' diyip bana sarıldı. Sarılmasına karşılık verip ellerimi omuzuna koydum. Ayrıldığımızda, içtenliğine gülümseyip, ''Görüşürüz.'' dedim.

&

''Baş baş.'' diyerek koşup gülen Bora'ya gülüp Ece'ye döndüm. Onların çalışma saatleri bittiğinden, gidiyorlardı. 

Ece, Ömer Bey'in uyarısını dinlemeye çalışıyordu ama Bora hep Ece'yi sinir etmeyi yine başarıyordu. Ece sinirle Bora'nın arkasından bakarken, ''Takma, bilerek yapıyor.'' dedim.

''Biliyorum. Ama anası sanki beni sinir etmesi için doğurmuş.'' dediğinde güldüm. 

''Ben sahnedeyken beni bekle ve birlikte içki içelim. Ne dersin?'' dedim, sinirlerinin yatışması için. Aslına bakarsanız, ben barda çalışmama rağmen bir yudum biradan başka içki içmemiştim. Sadece bir yudum bira...

SİYAH  TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin