12.Bölüm:Patlama

69 6 5
                                    

    "Yapılan araştırmalara göre göz göze geldiğiniz birinden gözlerinizi çekemiyorsanız ondan hoşlanıyorsunuz demektir.Eğer gözleriniz birbirine değdiği an alev alıyorsa...ışte o zaman kardeşliğe hoşgeldiniz."
Karadelik.
Her şeyi içine çeken çektikçe daha da büyüyen hayalet hortum.
Alarmın çalmasıyla elimde ki kitabi yatagimın hemen yanında ki komidinin üzerine koydum ve alarmı kapattım. Yatak baslığıma yaslanıp gözlerimi yumdum. Dün gece Mete ile olan şeyden sonra yerime geçip oturdum ama yine de alev alev yanmaya devam eden gözlerimi soğutamadım. O'a şaşkınlığını gece boyunca alamamıştı. Ikimiz de bir uca oturup ağzımızı gece boyunca açmayınca Öykü 'neler oluyor'gibisinden bakınca hepsinin anlayabileceğinden ve eger anlarlar ise neyi açıklayacağımı bilemediğim için panik oldum ve arada yapılan espirilere güldüm.Daha doğrusu gülmeye çalıştım.Eve gelene kadar Mete ile o kadar göz temasında bulunmamak için o kadar çok kaçtım ki eve geldiğimde çene ağrıyordu. Allahtan Mert ile Mete beni beraber bıraktılar da kasılmaktan ölmedim. Eve geldiğimde ise bütün gece uyuyamayıp yeni aldığım kitabı bitirdim.Garip olan şu ki sabaha karşı okuduğum sırada karşıma çıkan paragraf zar zor sakinleştirdiğim dusuncelerimin ortasına bir kasırga gibi düşüverdi. O paragraftan sonra ki sayfaları nasıl okuduğumu inanın bende bilmiyorum. Uykusuzluktan ve olanlardan dolayı sürekli analiz yapmam yüzünden ağrıyan basimi umursamamaya calıştım. Fakat gözlerime kadar sinsi sinsi inen keskin acı işimi oldukça zorlaştırıyor. Gözlerimi açıp sendeleyerel banyoya yürüdüm ve rutin işlerimi yaptıktan sonra okul formamı giyinip saçımı öylesine bir at kuyruğu yaptım. Tokadan çıkıp yüzüme düşen asi tutamları umursamadan akşamdan hazır ettiğim okul çantamı alıp evden çıktım. Iyi ki annem erken çıkmıştı yoksa yüzümün halinden bir şey olduğunu anlayıp sıkıştıracak üstüne bir de kahvaltı yapmadan göndermeyecekti zaten gece anlamasın diye akla karayı seçmiştim.
Vizon rengi okul pantolonumun ve lacivert lakos yaka okul uniformamın üzerine uyup uymadığını umursamadigim mor trenckotumu geçirdim ve Melike ablayi beklemeye başladım. Evet,evet yanlış duymadınız servis şoförüm bir bayan. Ve evet,okulun anlaştığı firmada ki tek bayan şoför. Inanın eğlencenin doruklarına çıkmadığımız tek bir günümüz bile olmuyor.  5 dakika sonra Melike abla geldi ve servise bindim. Yol belliydi en sevdiğim yer:camın en geniş olduğu üçüncü sıranın cam kenarı.
"Günaydın Melike abla."
"Günaydın da ne bu yüzünün hali,servisimin güneşi?"
"Gece hiç uyuyamadin ki abla."
"Yine başka dünyalara mi daldın? Kitaplara 'başka dünyalar' diyordu  Melike abla. Başımla onaylayarak yerime oturdum. O sırada kapı açıldı ve ikinci öğrenci olan Çağrı servise bindi.
"Günaydın,fıstıklar!"
"Gunaydın,servisimin haftası."diyen Melike ablanin ardından küçük bir baş selamı verdim Çağrıya. Sonra ise kendimi çalan müziğin akışına bıraktım.

Kolumun dürtülmesiyle yumuşak olan koltuğuma  iyice kafamı gömdüm.
"Beril,uyan okula geldik ya."Peyker'in-Melike ablanın deyişiyle servisimizin çatlağı-sesini duyunca istemeyerekte olsa gözlerimi açtım. Okullar Bodurum'un dışlarına doğru olduğu için merkez ile arası 45 dakika oluyordu. Genelde hepimizin oturduğu sitelerde uzak olduğu için gelmemiz yaklaşık 50 dakikayı buluyordu. Zaten uyulmadığım için arabanın sallanması beni uykunun huzurlu kollarına itmişti. Oflayarak gözlerimi açtım.

"Ne çabuk geldik ya."diye mızmızlanınca Peykeri'in gazabına uğramaktan kendimi kurtulamadım.
"Ne çabuğu,Beril?!Ne cabuğu Allah aşkına! Senin totonda pireler  müzikal yaparken kaç sokak geçtik haberin var mi?Tabi yok.Kaza olmuş okula geç kaldık zaten midemin  bulantisindan ölüyorum. Ders başlayalı neredeyse on dakika oluyor." Çabucak yerimden kalktım ve hızla servistekilerin arasından geçerek okula koştum.Koşarken aynı zamanda arkaya döndüm ve Peyker'e seslendim.
"Sonra görüşürüz,çatlak!"arkamdan bağrışını duysam da anlamadığım için hızla koridorları geçip merdivenleri çıktım. Sınıfın önüne gelince dağılan saçlarımı ve kırışan kıyafetlerimi  düzeltmeden kapıyı çaldım.Dersimiz edebiyat olduğu için tek bir saniyesini bile kaçırmak istemediğimden dolayı koşarak çıktığım merdivenler nefes nefese kalmama neden olmuştu.İçeri girdim.

AYKIRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin