Merhaba Millet!! Medyadaki Jesse ^^ Sadece giyim tarzı ve fiziği hakkında bi fikir sahibi olabilmeniz adına fotoğrafı koydum. Kafanızda oluşan Jesse'nin yüzünü yok etmek istemediğim için yüzünü göstermeyeceğim :) İyi okumalar ♥
Uyku çok iyi bir düşmandı. Tüm bedenimi terk edip gitmişti tıpkı beni bırakan diğer herşey gibi.Geceden beri yatakta dönüp duruyordum.
Komodinin üzerinde ki alarmın çalmasına dakikalar vardı. O zırıltıyı duymamak için yatakta dogrulup saatin pillerini çıkartıp komodinin üzerine koydum.
Ve yine o kare.Saatin arkasında kalmış mutlu aile tablosu. O fotoğraf.
" Sanırım buna daha fazla dayanamıyorum. Özür dilerim. Bunu yapmak zorundayım. Yoksa dibe vurmak kaçınılmaz olacak. "
Çerçeveyi alıp içindeki fotoğrafı çıkardım. Çekmeceden anahtarı alarak odadan çıkıp karşı odaya gittim.Hazır mıydım, bilmiyorum.
Ellerim titriyordu ama bugün yüzleşmeliydim.İcime geceden beri bir cesaret dolmuştu.Eger bugün yapamazsam bir daha hiçbir zaman yapamayacağım.
Kendimi suçlu bulmayı bırakmalıydım.
Anahtarı deliğe sokup iki kere çevirdim ve odanın kapısını açmadan bir süre bekledim.Derin bir nefes alıp kapıyı araladım.Penceresiz bir oda olduğu için karanlıktı.Ve oldukça havasızdı. Işığı yaktığımda kafam eğikti.Kafamı yavaşça kaldırıp etrafa baktım.
Bu odanın her yeri geçmişimden bir parça barındırıyordu...Geçmişe dönüp baktığımda yüzümü güldüren bir şeyler olmalıydı degil mi?Anılar gibi..Benim anılarım bile yüzümü güldürmüyor.Sadece canımı yakıyor.
Elimde ki fotoğraf titrek parmaklarımın arasından yere düştü. Umursamadım. Dizlerimin üzerine çöküp yerde duran sarı ciltli albümü aldım. Kapağı çevirdiğimde karşıma eski fotoğraflar çıktı.
Kısa süre de albüme göz attım. Her gördüğüm karede akan yaşlarıma engel olamıyordum.Bu his nasıl anlatılır bilmiyorum. Berbattı.
Yere düşen fotoğrafı alıp albümde boş kalan o yere yapıştırdım.Artık yeri odam degildi.
Albümü eski yerine koyup ayağı kalktım. Elimde olsa bu odayı yakıp yıkardım.Ama kıyamıyordum. Geçmişim bir lanet gibi peşimi kovalıyordu.Lanet diyorum çünkü hiç iyi bir anıya sahip değilim.
Kötü ve karanlık bir geçmişin verdiği tek şey acıydı..
Kapı zilinin çalması ile olduğum yerde sıçradım. Sabahın sekizinde kim olabilirdi ki? Odadan çıkıp tekrar kilitledim kapıyı.Gözlerimi elimle silip aşağı indim. Bahçenin kapısı Bay Manson tarafından kırıldığı için bahçeden geçip evimin kapısında olmalıydı her kimse.
Üzerimde ki geceliği umursamayıp kapıyı açtım.
"Katy ! Marilyn !" Birbirlerini tanıyor olamazlar. "Siz tanışıyor musunuz?" Dedim.
Marilyn beni süzüp gülerken Katy nin yüzünde çözemediğim bir ifade vardı. Şaşkınlık ve mutlukuk karışımı bir şeydi sanki.
" Kapıda karşılaştık.Şimdi." Dedi Marilyn ve beni itip içeri geçti. Kendi evimi sanıyordu burayı? Fazla rahat ve umursamazdı.
" Jes!!" Katy bağırarak beni evin dışına çekiştirip bahçeye salıncağın oraya götürmüştü. "Jesse sen onu nereden tanıyorsun?"