Hazal ipekçi
Yeter artık bıkmıştım bu hayatta sadece biraz huzur istiyordum sadece biraz huzur.Neden bütün yakarışlarım bir su misali akıp gidiyordu ya da bütün hayallerim tuzla buz oluyordu.
Bu hayyattan sadece bir şey istedim oda okuyup bir hayat kurmaktı ama hayat onuda bana çok gördü lise ikiye başlayamadan hayat beni hayallerimden söküp aldı ve bunun tek sorumlusu ise beni bu dünyaya getiren lanet olası ebeveynlerim .Evet yanlış duymadınız ebeveynlerim. Annem beni doğurduktan sonra kaybetmiş babam ise beni bir analığın yanında buyütmüş.Erkek işte ihtiyaçları bitmiyor annem öldükten 1 sene sonra hemen birini bulmuş ben 14 yaşıma gelincede o kadıncağızda babamdan zar zor kaçarak kurtulmuş .Sonra ne mi oldu lanet olası babam benim başıma dünyayı zindan etti.Annem seni o kadar yanımda istiyorum ki şu an ne olurdun yanımda olsaydın elimden tutup beni şu dünyanın kötü yanlarından ve kötü insanlardan korusaydın en önemlisi de bana sevgiyi ve saygıyı ögretseydin sevilmenin ne olduğunu ,aşkın ne olduğunu sevmenin ne olduğunu bana anlatsaydın hissettirseydin kalbimin bi yanı hep eksik daha doğrusu hepsi bom boş. Ben kim miyim?Ben bu hayata acı çekmeye gelmiş ,sevgi ve ilgiye muhtaç tıpkı bir sonbahar yaprağı gibi yalnız ve sürekli üşüyen Hazal İpekçiydim..Babam eve işkisine para yetiştirmem için beni zorla çalıştırıyordu .Artık bu evden kaçmanın zamanı gelmişti .Başıma daha fazla musibet gelmesini istemiyorum .Bu düşüncelerle ben boğuşurken kendi dünyamdam kopmamı sağlayan evin önüne gelmem olmuştu. ..Eve adımı mı atar atmaz iğrenç sesiyle bağırmaya başlamıştı zaten konfeksiyonda çalışıyordum ve aldığım asgari ücret anca yetiyordu babam hepsine el koyup bana çok az bir marj bırakıp gerisini kendi bitiriyordu.
"Nerde kaldın fahişe para nerde yine sakladın değilmi çabuk ver o parayı "
"Ne parası ya 1 hafta önce alıp verdim ya zaten bitirmesey.."dememe kalmadan tokadı suratıma indirmişti.
"Sus laf yetiştirme git kendini mi satarsın pavyonda mı çalışırsın yoksa başka iş mi bulursun bilemem ama bana ne yapıp edip para bulacaksın yoksa seni öldüresiye döverim duydun mu kaltak döverim"
Kafamı başka yöne çekmiştim çünkü içki kokulu nefesine artık dayanamıyordum.
"Yeter be benim senden çektiklerim bir gün yüzü görmedim git sende çalış ben sana mecbur değilim bende bir insanım ama sen bunları anlamayacak kadar hayvanın tekisin"dedikten sonra saçlarımı öyle bir kavramıştı ki saçlarım söküldü sandım "Ne dedin duyamadım eğer bir daha bu eve parasız gelirsen olacaklardan ben sorumlu değilim fahişe"
"Ben fahişe degilim"diyerek oradan uzaklaştım ve kırık dökük olan odama doğru gitmiştim artık göz pınarlarımda yaş kalmamıştı o kadar yıprandım ki .Koluma baktım her yerimde bu adamın izleri vardı ve bunu her gördüğümde kendime bir kez daha lanet ettim.Keşke o doğumda annemle bende göçseydim.Ama olmuyor işte hayat sana tokadını başka türlü atıyordu.Banyoya düşüncelerimle beraber kendimi atmıştım belki sıcak su beynimi uğuştururdu da kendime gelirdim.Banyodan çıktıktan sonra üstüme geceliğimi giyip yatağa kendimi güç bela atmıştım.İnşallah yarın kurtulurum bu adamdan diyerek gözlerimi yummuştum .Ama her gece aynı şeyleri düşünüyordum ne yazık ki.Ejder soykırandan devam
"Ulan paramı ne zaman vereceksin piç bu kacıncı oldu hala aynı safsatalar yeter ulan bu sefer acımak yok sana "
"Ejder bey kumarda kaybettiğim paralar az değildi bulmaya çalışıyorum paranızı ama zor, olmuyor "
"Oynarken ,kendine güvenirken böyle düşünmüyordun ama .."
"Beyim ne olur bir gun daha muhlet ne olur acıyın bana bulucam parayı"
"Ulan tamam sana 1 gun daha muhlet eğer o parayı getirme bak o zaman sana neler yapıyorum "
"Tamam beyim bulucam "bu adam kafamı ağrıtıyordu madem paran yok bu işlere buraya bulaşmayacaksın yoksa sonun ölüm olur.Sanki Ejderin başka derdi yok böyle ucuz insanlarla zaman harcıyo.Her yerde elim vardı 3 tane büyuk kumarhanem 5 tane barım vardı normalde bu işleri birakmıştım ama bu işlerlede uğrasmayınca kendimi bir şeye veremiyordum.O gittikten sonra kendimi kapatmıştım o lanet günden sonra kabuslar ve sıkıntılar peşimi hiç bırakmıyor.Çakal Tuncayı kaçırmıştım ve bana her gün dert oluyodu hayatım resmen zindana girdi koskoca 5 yıl geçti üstünden ama birde bana sorun bu acıyı içim kan ağlıyor. İslerimi büyütmüştüm bir sürü şirketleri satın almıştım ve diğer mallarla uğraşıyordum.Hindistandan baharatları getirterek doğru bir şekilde ilerlemesini sağliyordum ama hem karanlik mafya hemde bu isler beni yoruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mafyanın iki yüzü
RomanceO adı karakteri gibi karanlıktı.O kalbini hiç kimseye açmayan kendini kimseye güvenmey en ve en önemliside merhametini kimseye göstermeyen yalnızlığın esiri olmuş efendisiydi . Peki yalnızlığina esir olan Hazalı kabul edecek miydi ? sonbaharın kader...