Savaş başlangıcı....

298 17 10
                                    

Evet, kaçtığım şey önüme yeniden çıkmıştı ve bu sefer itmemle gerilemicekti. Bu sefer savaşacaktım. Bize doğru yaklaşan fırtına bulutlarına ve diğer taraftan gelen tsunami ye baktım. İşimiz zordu, Max in kulağına eğilip bir şeyler fısıldadım. Oda tamam anlamında kafasını sallayıp Natasha nın yanına gidip onunla konuştu. Pekala şimdi ise sıra bende. Yere eğilip ellerimi toprağa koydum. kristalleri hissediyordum. Tam bana geleceklerken birden yerden yerden sarmaşıklar bana doğru atılıp ellerimi kenetledi! Kendimi çekmeye çalıştım ama garip bir şekilde tüm bedenimi kapladı. Çırpınıyordum sonra birden üzerime bir yıldırım indi. Çiçekler kırmıştı, ve bana bişi olmamıştı. Şimdi hatırlamıştım Baron bana "Kötü tanrıların sonu gelecek" demişti. Demekki iyilerde bize yardım edecekti. Ellerimi yeniden toprağa koydum, birden hayaller görmeye başladım. Fırtınaların dünyayı esir aldığı görüntüler. Birden kristaller bana geldi ve görüntüler yok oldu. Acaba hangileri iyi tanrılardı? Ama şimdi düşünemezdim çünkü Ares uçan atlı arabasına binmiş geliyordu. Pekala...hiçte fena bir başlangıç değildi. Hemen düşüncelerle kristalleri bir kılıç yaptım. Kılıç muhteşemdi. Sol elimle tuttum ve sağ elimlede bir mızrak yaptım. Bana doğru son sürat geliyordu Ares. Kılıcını bana doğru savurdu sol elimdeki kılıçla savuşturdum ve sağ elimdeki mızrağı onun kalbine sapladım. Arabadan takla atarak yuvarlandı.

-kafasının içinde-

Hard: BARON!

Baron: Ne var?

Hard: Bi tanrıyı nasıl öldürücem?!

Baron: İstersen hayat enerjisini em istersen direk onu ye.

Tahmin edeceğiniz gibi 1. Seçtim. Onu boynunu sıkıp havaya kaldırdım. Kristaller kablo yada ip gibi benim ve Ares in derisinin altına girdi. Birden muhteşem bir şey hissettim! Bu mücüştü! Aklınızın almayacağı kadar zevkli bir şeydi. Hemen onu kenara fırlattım. Damarlarımdaki güç, bana enerji veriyordu. Birden dişlerimin uzadığını fark ettim. Aynı zamanda tırnaklarımda. Bunları düşünürken bir kırbaç boynuma dolandı! Çok sıkıyordu. Kırbacı tüm gücümle kopardım. Afrodit e baktım, kopmuş kırbacın ucunu tüm gücümle çektim, elimi onun göğüsünden içeri soktum ve kalbini sökerek dışarı çıkardım! Ve aynı ipler kalbede girdi. Bu muhteşem bir şeydi! Kalp sonmüş balon gibi olana kadar bekledim ve onu yere attım. Birden bir şimşek çarptı, sendeledim ve sonra 7-8 tane daha üst üste çaktı. Tek dizimin önüne düştüm. Hades bana yaklaşıyordu. İki kılıcını kaldırdı, sol elimdeki kılıcı yukarı kaldırıp engel oldum fakat çok zordu. Üç tanrıdan biriydi. Birden arkama baktığımda işlemin tamam olduğunu gördüm, Max tamamen Kaos a dönüşmüştü, aynı Kırk Ayak gibiydi ama uzunluğu bir gökdelen kadardı ve her bir ayağı araba kadardı! Gelen tsunami şehre vurup Poseidon nun ordusunu getirmişti, dev gibi ıstakozlar vardı. Natasha nın kanatları çıkmıştı. Hades benim kafama bir tekme attıp beni püskürttü. Zamanı gelmişti. Bu tarafa gelen Hades in ölülerden oluşan cehennem ordusu ve Zeus un yetiştirdiği yarı tanrılar. Natasha Kaos u, oda beni tuttu ve Natasha bizi uçurmaya başlamıştı. İnanılmaz bu yaratık nası havalanabilmişti?! Yeterince yüksekliğe ulaşınca ben Kaos un kuyruğundaki ayaklardan birine tutundum ve Kaos kuyruğunu kement gibi sallamaya başladı, belli bi süre sonra çook hızlandı bende tam birleşmiş iki orduya doğru giderken ayağı bıraktım, way canına uçuyordum! Güzeel planım işe yaramıştı. Hemen odaklanıp tüm kristalleri bana bir kalkan olmaları için çağırdım. Tam ordunun üstündeyken kırmızı kristal kürenin içindeydim. Küre git gide büyüyordu, sürekli yıldırımlar küreye çarpıyordu. En sonunda tüm gücümü toplayınca küreyi öyle bir patlattım ki zerreciklere ayrılarak ordunun neredeyse %70 ini öldürmüş veya yaralamıştı. Ben ise büyük bir hızda yere düşüyordum.......

Harddead (Creepypasta)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin