Gözlerimden süzülen yaşlarla uyuma numaramı daha fazla sürdüremeyeceğimi anlayıp kalan son cesaret parçalarımı bir araya getirdim. Gözlerimi açıp Kaan'ın bulunduğu noktaya sabitledim. Ve sonra gözlerine... Duygudan yoksun gözleri onu benim gözümde yabancıya çevirmişti. Gözlerimi, sabitlediğim gözlerinden ellerine indirmiştim. Bir zamanlar bana güven veren ellerine. Onlar da tetiğe basmış mıydı dün gece? Ölüm emrini verip tutmuş muydu parmaklarında eceli? Bakışlarımın bulunduğu noktayı seyredip ellerini sıktı, belki de silahı tuttuğu gibi... Gözlerimi tekrar gözleriyle birleştirdiğimde ufak bir duygu kırıntısı aradım ama çenesinin seyirmesinden başka bir belirti yoktu. Evet , bir duygu yakalamıştım. Ama en tehlikelisiydi. Ruhunu ele geçirip benliğini bastıran öfke kırıntıları tüm bedenini sarmıştı. Bunu ellerini yumruk hâline getirmesinden, çenesinin seyirmesinden, boynundaki damarların belirginleşmesinden anlıyordum. Birkaç dakika böyle kalırken odadaki gerilimin kokusunu alabilmiştim. Tam ağzımı açıp "Neden?" diyecektim ki fark edip kapıyı sertçe çarparak odayı terk etti.
Evet, nihayet acımla baş başaydım. Ne yapacağımı bilemez hâlde ayaklarımı yataktan sarkıttım. Yalnızlığımı içime işlemek istercesine gri tonların hakim olduğu odanın köşesine geçtim. Sırtımı duvara yaslayarak dizlerimi kendime çektim. Kalbimden genzime yükselen acıyla bedenimi bastıramayıp tüm duygularımın tercümanı olan bir çığlık attım. Çığlıklarımla birlikte saçlarımın köklerinden tutup koparırcasına çekerken sarsılarak ağlıyordum. Yalnızlık, ihanet ve aldatılmışlık hissiyle ruhum vücudumdan çıkarak karşıma oturuyor ve benden nerede yanlış yaptığım konusunda hesap soruyordu sanki. Cevabı irdelemek yerine ağlamaktan yorgun düşmüş bedenimle sağa doğru kıvrılıp hıçkırıklarıma devam ettim. Sessizce iç çekişlere dönen hıçkırıklarım arasından 'neden'i düşündüm? Bulamıyordum. Yanlış güvende miydi? Geçmişteki hataları taramam gerekiyordu...
***
Kaan Üstünel... Bundan 5 yıl önceydi. Evdeki telaşın boyutu büyüktü ve buna anlam veremeyip olanları göz ucuyla seyrediyordum. Duyduğuma göre Akdağ ve Üstünel Holding'in yeni ortaklığını kutlama yemeği yapılacaktı. İstekli tarafın biz olduğumuzdan olsa gerek kutlama yemeği, organizasyon bize aitti. Küçüklüğümden beri kişiliğimde var olan önyargı tabularım o gün de devreye girmiş; ortaklarımızı sevmeyeceğimi kanıma aşılamıştı. Tiz sesin melodik bir şekilde kulaklarıma dolmasıyla çok seveceğimden emin olduğum (!) ortaklarımızın teşrif ettiğini anlamıştım. Kapıdaki karşılamamızdan sonra içeriye davet edip tanışma faslına geçildi. Fazla kişi olacaklarını beklememe rağmen 3 kişiydiler. Anne-baba ve holdingin gelecekteki tek varisi. Benimle aynı yaşta olduğunu tahmin ettiğim varis ukala sırıtışıyla ve çok bilmiş tavrıyla elini uzatıp "Kaan ben, aynı yaştayız, memnun oldum Hazal." deyince bu tavrına karşılık göz devirdim. Nezaketimi bir ukalaya karşı bozmamak için dudaklarımdan kısık sesli bir "Ben de." çıkardım. Yemek boyunca ayaklarımı masa altında sallandırıp oyalandım. Nihayet yemek bitip gitmeye hazırlandıklarında günün bittiğine şükretmiştim. Ta ki Kaan'la aynı okulda olduğumuzu öğrenene kadar.
Okulda da karşılıklı atışmalarımız devam etmişti. Ama bir zaman sonra ona alıştığımı hissetmiştim. Ailelerimiz dolayısıyla sık sık görüşmemiz de alışkanlığımın tuzu biberi olmuştu. Haftada bir yapılan görüşmeler aradaki ortaklığı 'aile dostu' ilişkisine getirmişti. Yılın sonlarına doğru görüşmelerin sıklığı azalmıştı. Beni biraz ürküten bu azalma yaz tatiliyle tezat olan soğukluğunu gösterdi ve o yaz itibariyle ne Kaan'la ne de ailesiyle görüşebildim. Internetten araştırsam da onlara dair hiçbir şeye rastlamıyordum. Ailem konularını bile açmıyordu. Özlemi iliklerime kadar hissetsem de alışmam gerektiğini düşünüp kalbimdeki yerini en kenara ittim. Kendimi derslerime verdim ve Özel Akdağ Lisesi'ne hiçbir torpil olmadan kendi emeğimle girdim. Herkesin soğuk, kendini beğenmiş olarak nitelendirdiği ben 11. Sınıfta yaşadığım şokla kendime gelebileceğimi nereden bilebilirdim ki? Evet, kapıdan içeri giren Kaan'la her şeye ihtimal verebilirdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAZEN
Teen FictionAdımlarımı hızlandırırken düşündüğüm tek şey şu lanet yerden kurtulup kendimi nehrin serin sularına bırakmaktı. Ya da orada kaybolmak diyelim. Arkamdan gelen bağırtıları duymamak için ellerimi kulaklarıma kalkan yapmıştım. Ne kadar duymazsam o kadar...