Aşkını anlatmaya kalkma sakın!!!
Hiç anlatılmaz ki aşk!
Meltem nasıl eser hatırlarsın
Öyle sakin,yumuşak
****
Ayza dün geceyi hatırlayınca hâla daha kızarıyordu.Söz vermişti Devrim.Onu aldatmayacağına başka bir kadının olmayacağına dair.
"Söz veriyorum seni hiç üzmeyeceğim.Seni oyuna getirip evlenmiş olsak da sevmesem yapmazdım."
Odunun önde gideniydi.Söylediği şeye bak ya."Nasıl yani?"
"Seninle ilk konuştuğum zaman silahın namlusunun ucundaydın.Çimen gözlü kız için korkmuştum.Masumdun sen barut kokusu tenine değmesin istedim.Ben verdiğim kararlarda her zaman emindim.İlk gördüğüm zaman seninle bir hayatımın olacağını biliyordum."
Kurşun gözlü adamdı o yüreğinin dokunduğu yerlerde kanlar akıtan.Gözleriyle bir insanı öldürebilen adamdı.Fermandı sözleri herkes üzerinde çimen gözlüsü hariç.Kurşun gözlü adama bir şans verdi her şeyiyle.Yüreğiyle dokundu yüreğine.Sözler yetmedi anlatmaya adamı.Titredi çimen gözlü kız sözlerine sözlerini yüreğine yüreğini kattı.O an aklı bırakmıştı kadını sorgulamadı.Sevmek akıl işi değildi çünkü yandı içinde hiç bilmediği duygular alev aldı.Kurşun gözlü adamın elleri kömür karası ipek saçlada gezindi.Tavaf etti yüzünün her bir satırını gözleri.Adam kadını incitmekten korkarcasına sevdi-En çok acıyı kendisinin vereceğini bilmeden- Yüreklerini birbirine kattılar işte o zaman anladılar ne kadar eksik ne kadar yarım olduklarını.
****
İzmire vardıklarında Ayza neredeyse yığılıp kalmak üzereydi.Kalacakları yeri gördüğü an neredeyse küçük dilini yutacaktı.Devrim karısına arkadan sarılıp boynuna bir öpücük kondururken.
"Nasıl beğendin mi karıcığım?"
Sesinde huzur vardı devrimin yıllar yılı aradığı.Özlemini dindiren kadındı çimen gözlüsü.Yüreğine santim santim dokunan.
Ayza şaşkınlıktan kekeleyerek konuştu.
"Ço...çok beğendim."
Karşısında uçsuz bucaksız maviliğin ortasına uzanan kıyı şeridiyle bağlı küçük bir ada vardı.Adanın ortasında küçük ama modern ev çok güzeldi tamamen camlardan oluşuyordu.
Ayza ilk şaşkınlığı atlatıp kocasının kolları arasına atlarken çok mutluydu.
"Çok güzel burası inanmıyorum.Eve bak çok şirin.""Senin için yaptırdım bu evi.
Ayza kocasının mutluluktan parlayan yüzüne baktı.Onun için bir şeyler yapmaktan hoşlanıyordu kocası ama bunların hiç birinde gözü yoktu ki.
****
Evin içinde sıkılan Ayza tüm odaları gezmişti.Ev tamamen camdan oluşuyordu.Çatıda güneşin gelmesini engelleyen otomatik bir gölgelik vardı.Beyaz ağırlıklı döşenmişti ev.En sonunda bunun böyle olmayacağını anlayan Ayza bikinilerini giyerek yüzmeye karar verdi.Şimdi ne iyi olacaktı denizin içinde yüzüp serinlemek.Devrim salondaki ikili koltuğa oturmuş dalgın bir şekilde denizin engin maviliklerini seyrediyordu.Ayza için endişeleniyordu devrim.Çimen gözlüsünü oyuna getirip evlenmek zorunda bırakmıştı.Ayzayı sevmiyordu...Ona bir nefes misali bağlıydı.Yaşaması için ona ihtiyacı vardı.Ayza yıllar sonra kavuştuğu kuru hayat pınarlarındaki suydu.Suyu nasıl kana kana içiyorsa,hergün daha çok aşık oluyordu ona.Peki Ayza,onun duyguları...Bundan emin değildi.Devrim tehlikeliydi onun için.Çıkışı olmayan ateşlerde yanmak gibi bir şeydi.Acaba gerçekleri öğrense ne yapardı? Zaten babasını korkutmak için ona da kötü davranmıştı.Allah kahretsin! Tek ucu kapalı kilit soruydu işte bu.
Ayza Devrime seslenmiş ama duymamıştı.Yanına oturup iyice yaklaşarak elini salladı.
"Devrim...Devrim iyi misin?...Bak benden günah gitti."
Devrim cevap vermeyince iyice endişelenmişti.Bunu yaptığına sonradan pişman olsa da yapmıştı bir kez.Devrim yüzüne inen okkalı tokadın etkisiyle ayılıp Ayzanın kolundan sert bir şekilde tuttu.
Dişlerini sıkarak içinde cereyan eden duyguları yansıtmamaya çalıştıysa da bir işe yaramamıştı.
"Sakın...Sakın bir daha bunu yapma!"
Ayza kolunu devrimden kurtarıp ovalayarak
"Dalmıştın ayılmayınca endişelendim."
Ayza Devrimin tepkisinden korksa da konuşmadan edememişti.Devrimin dolabında bulduğu şeylerden sonra onun üzerine çok gitmemesi gerektiğini anlamıştı.Zaten haklıydı tokat atmak ne ya dalmış işte sadece.
Devrim karşısında suç işlemiş küçük bir kız çocuğu gibi görünen karısına baktı.Onu da korkutmuştu işte.Ani verdiği tepkilerle sözlerini tutmak çok zor oluyordu.