Büyük bir irkilme ile uyandım. Bu gürültü de neyin nesiydi? Tek Kişilik yatağımdan Yavaşça doğruldum. Hala uyku sersemi gibiydim. Max neredeydi? Max, benim erkek kardeşim. Benden sadece iki yaş büyüktü ama havasından geçilmiyordu. Yatağımdan hızla kalkıp, pijamalarımdan kurtuldum. Üzerime siyah bir tişört ve asker yeşili kot bir pantolon giyindim. Siyah botlarımın uzun bağcıklarını beceriksiz bir şekilde bağladım. Odamın kapısını açar açmaz, sürülerce insanın koşuşturmasıyla karşılaştım. Neler oluyordu? Birinin kolundan tuttuğumda bu kişinin en yakın arkadaşım, Leo olduğunu fark ettim.
"Hey, Leo. Neler oluyor?"diye sordum aceleyle. Beni görünce sırıttı.
"Bizi çağırıyorlar, Jess."dedi soluklanarak. Koştuğu için nefes nefeseydi.
"Siren sesini duymamış olamazsın."dedi beni de çekerek. Yanında hızlı hızlı yürürken bir kahkaha attım.
Leo "Affedersin, ölü gibi uyuduğunu unutmuşum."dedi ve attığım kahkahayı izledi.
"Bizi neden çağırıyorlar? Ve Max nerede?"diye sordum merdivenlerden çıkarken.
"Bizi neden çağırdıklarına dair bir fikrim yok. Max'i de göremedim."dedi Leo.Bulunduğumuz yer oldukça karanlık ve iç sıkan bir yer olduğu her şeyinden belliydi. Leo, elimden tutup beni daha hızlı çekince ne kadar yavaş olduğumu anladım. Genellikle hep arkada kalırdım. Yürümek benim için oldukça zor bir işti. Leo bundan her ne kadar şikayetçi olsa da bunu belli etmiyordu. Büyük bir kalabalıkla karşılaşınca geldiğimizi anlamıştım ama Leo elimi bir türlü bırakmamıştı. Leo, benim abim gibiydi, bu yüzden dert etmiyordum. Max ile çok yakın arkadaşlardı, resmen beraber büyümüştük.
Büyücülerin başkanı konuşmaya başladığında; içinde bulunduğum durumu gözden geçirdim.
Babam Arthur ve büyük amcam Felix arasındaki kavga sebebiyle Büyücüler ikiye bölünmüştü. Büyücüler ve Kara büyücüler. Kara büyücüler her zaman koyu renk giysiler giyerlerdi aynı Felix amcam gibi. Babam Arthur'un grubu yani büyücüler benim gibi asker yeşili giyinirdik veya o renk bir aksesuar takardık. Bir gün abim,ben ve Leo babam tarafından Büyücüler Okulu'na bir mektup ile çağırıldık. Babam bizi sadece büyücülerin görebileceği özel kırmızı bir jetle aldırmıştı. Biz Büyücüler kendimize Askerler diyorduk. Girdiğimiz bu okul, bize büyüye karşı büyüyle savunmayı öğretiyorlar. Her ne kadar bu derslerden kalsam da...Başkan konuşurken, onu dinlemiyordum. Her ne kadar babam bunun için çalışsa da. Hiçbir zaman hayatta sorumluluk almadım. Benim için hayat Eğlenceydi yani babamın okuluna gelmeden önce. Bu okulda babam dışarı çıkmamıza,tanımadığımız kişilerle konuşmamıza, televizyon izlememize ve mesajlaşmamıza asla izin vermezdi. Ama Yanımda en yakın arkadaşım varken bu duruma katlanabiliyordum. Leo da olmasaydı okuldan kaçardım büyük bir ihtimalle. İstemsizce arkadaşıma döndüğümde Leo'nun şaşırmış,korkmuş ve Bir o kadar da heyecanlı yüzünü gördüm.
"Leo iyi misin?" diye sorduğumda verdiği cevap karşısında şok olmuştum. Hayır!Hayır! Bu imkansızdı babam asla böyle bir şey düşünmezdi bu onun kurallarına aykırıydı. Hayatımda ilk defa babamı pür dikkat dinlemeye başladım.Bu bölümde bana yardımcı olan @zeynocmn ve @cestvbff'ye teşekkürler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyücü okulu
FantasyDünya'da büyük bir Savaş'a giren ve Karalord'un önderliğinde olan Kara Büyücüler ve Woldemord' un baş büyücü olduğu büyücülere karşı nefes geçen bir macera sizi bekliyor