7.BÖLÜM

220 16 28
                                    

        

Lay yüzündeki hayal kırıklığı ifadesini düzeltmek istercesine gülümsedi. Yamapi ile birlikte yanlarına doğru ilerlediler.

Luhan karmaşık duygular içinde hissediyordu. Sehun yüzünden en yakın dostuna karşı kendini suçlu hissediyordu. Hele ki onun çektiği acıları bile bile nispet yaparcasına onu Sehun ile görmesinin dostunu ne kadar yaraladığını biliyordu. Zorla tebessüm etmeye çalışarak Lay'a ilerldi ve suçu olmadığı halde suçluluk duygusu ile tek dostuna sarılırken sarıldığı çocukta ona içten içe hem kızıyor hem de çok seviyordu. ''Neden aşık olmak bu kadar acı vericiydi. Yada neden insan aşık olacağı kişiyi seçemiyordu işte aşk bu yüzden çok zordu. Güzel ama zor...'' diye içinden geçirdi Lay ...

***

Jin yanlarına gelen en yakın dostu ile önce kendi arkadaş çevresinde meşhur olmuş el tokalaşmasını yaptılar. Daha sonra sevinçli bir kahkaha ile birbirlerine sarıldılar. Kazuya yavaşca yanlarına geldi ve zoraki tebessüm ederek Yamapi'ye selam verdi .

'' Selam Pi , naber ? ''

'' İyi kame-chan sen nasılsın ? Jin ile 7/24 aynı ortamda olmak nasıl bir şey ?'' dedi imalı şekilde gülerek ve hafifçe başını yukarı kaldırıp önce Jin'e sonra tekrar Kazuya'ya baktı . 

'' Çok güzel bir şey '' dedi Kazuya hemen yanında duran Jin'e bakarak , Jin ise aynı içten bakışları ile karşılık vererek sevgilisinin yanağına öpücük kondurdu. 

Kai onların yakınlığına anlam veremeyip şaşırmıştı. Kazuya ve Jin beraber miydi? O zaman Kazuya ve Luhan niye o kadar yakın duruyorlardı. Luhan ne yapmaya çalışıyordu ki diye içinden geçirdi.

Yamapi ve Lay tanımadıkları diğer grup üyeleri ile teker teker tanışıp kaynaşmışlardı. Günün geri kalanını bunaltıcı sıcak havadan kurtulmak ve serinlemek için denize gitmişlerdi. Şortları yanlarında olmadığı için önce eve uğrayıp hazırlık yapmış ,piknik sepeti de hazırlayıp yola çıkmışlardı.

 İki araba ile yola çıkmışlardı. Sehun , Lay ve Luhan aynı arabanın içinde arka koltukta gidiyorlardı. Sehun aralarında Lay'ın oturmasına rağmen kaçamak bakışlarla arada Luhan'a bakıyor, Lay'ın ona baktığını görünce hızla gözlerini cama doğru çeviriyordu. 

Lay teklifi kabul edip gelmekten ilk kez tamda o anda pişman olmuştu. Sehun'un gözlerini ondan kaçırması ile ona dair ve bir gün onu sevebileceğine dair içinde kalan ufacık bir umudu da kalmamıştı. Lay günden güne içinde büyüttüğü aşkı ve ona verdiği acı ile adeta kendini bütünleştirmişti. Kendisinin her zaman düz olduğunu düşünürdü. Nasıl oldu da Sehun'a böyle delicesine aşık olmuştu,bilmiyordu. Gözleri doldu . Camdan gökyüzüne bakarken geçmişi hatırladı. Sehun'a aşık olduğu ilk anı , kendisinin bir erkeğe aşık olabileceğini kabullendiği ilk günü .

Flashback ...

'Bir programda bütün grup üyeleri ile oynanan pepero oyununda kendisi ile eşleşen Sehun'un ismini duyunca şaşırmıştı. Uzun çubuğu her ikisi de dişlerinin arasına sıkıştırırken göz göze oyuna başladılar. Lay çubuğu ısıra ısıra ilerlerken pemberenginde ince dudaklar gülümseyerek ona doğru yaklaşırken oda gülerek karşılık verdi. Çubuk bitip dudakları birleştiğinde normalde başka bir erkekle olsa iğrenmesi gerektiği şeyi Sehun ile yaşadığında mutlu olmuştu. Dudaklarının kendi dudakları üzerinde biraz daha oyalanmasını istedi kısacık bir an... Lay o gün , o saat , o dakika kendisine huzur veren ,aşkı tattıran dudaklara aşık olmuştu. Sehun'a aşık olmuştu. Artık kabul ediyordu kendisi bir gaydi o an itibariyle . Ama bundan o günden beri hiç pişman olmamıştı. Çünkü elinde değildi. Bunun adı aşktı. Aşk kimi seveceğini sana sormaz , seni o kişiye götürürdü. İyi veya kötü , yanlış veya doğru . Önemli olan tek şey gerçek aşk,bir kere yaşanırdı . Sonrası yoktu.'

Flashback End ... 

Lay işte o günden beri pişman olmadığı aşkından az önce ondan kaçırılan bakışlarla ve sevdiği adamın en yakın arkadaşına olan aşk dolu bakışları ile pişman olmuştu. Keşke aşk kendisine seçme şansı verseydi ,keşke kader onun karşısına Sehun yerine başka birisini koysaydı. Tao , Suho yada Kris  ama Sehun keşke olmasaydı . (niye böyle oldu yazar da bilmiyor :D )


***

Plaja vardıklarında hep birlikte şezlonglarına yerleşip kendileri serin dalgasız dümdüz masmavi dibi bile görünmeyen denize attılar . Hepsi kahkalarla birbirlerine su sıçratırken her biri bir an için yaşadığı herşeyi , bütün acılarını unutmuştu. Kendi o anın büyüsüne bırakmıştı. Dostlarla ve yeni arkadaşlıklarla kendilerini anın büyüsüne kaptırmışlardı. 

2 saatlik bir zaman diliminden sonra teker teker denizden çıkıp şezlongda kendilerini güneşlenmeye bıraktılar.  Denizde kalan tek kişi Luhan'dı. Kendini serin sulara bırakıp dalıp çıkarak rahatlıyordu. Bembeyaz teni daha şimdiden bronzlaşmaya başlamıştı. 


*** 

Myungsoo güneşlenmek için kremini sürmeye başlamıştı . Herkes birbirinin sırtına sürmüştü. Oda birisine rica etmek istiyordu. Ama utanıyordu. Onun kendi sırtına krem sürmeye çalıştığını gören Sungyeol gülümseyerek onun oturduğu şezlongun kenarına oturdu. ( artık nasıl sürecekse kendi sırtına utangaç beyimiz :D ) 

'' Myungsoo ? '' 

Myungsoo kendi işine öyle dalmıştı ki yanına oturan bedeni hissetmediği gibi sesini duyduğu anda sıçramıştı. Başını çevirerek karşısında gülümseyen kocaman gözleri ile Sungyeol duruyordu. 

'' Yardım ister misin?'' Myungsoo gözlerini yerdeki kuma çevirerek elindeki kremi ona uzatıp hafifçe başını salladı . Tıpkı küçük bir kedi yavrusu gibi bakışları ile gözlerini kısarak gülümsedi . Sungyeol onun bu sevimli suratını gördükçe bir kez daha aşık oluyordu. Myungsoo ister onu sevsin ister sevmesin . Sungyeol bu aşktan ,bu çocuğu sevmekten asla vazgeçemezdi , vazgeçmeyecekti ...

Eline kremi alıp sırtının her yerine sıktıktan sonra yavaşca parmak uçları ile kremi sırtına yedirerek masaj yapar gibi ovalamaya başladı. Parmakları omuzlarından bel çukuruna , oradan tekrar sırtının ortasında yukarıdan aşağıya uzanan ince sırt çizgisinde dolaşıyordu. Sırtının her yerini ezberlemek istercesine gezinen narin ince parmaklar ve onun dokunduğu her yer alev alev yanıyordu. Myungsoo yanıyordu. İçinde bir yerlerde kendine bile itiraf edemediği birşeyler her bir dokunuş ile alev alıyordu sanki ,canlanıyordu. Myungsoo dudaklarını dişlemekten kanatmaya başladığı sırada başını hafif geriye bırakıp gözlerini kapamıştı. Denizin aşk gibi kokan kokusu ( o nasıl olur hiç bilmiyorum attım öyle ayrıntıya takılmayalım :D ) burun deliklerini doldururken başını tekrar indirip omzunda duran eli tutup ,sıktı. Arkasını döndü ve onun meleği tam gözlerinin önünde ona bir nefes kadar yakın duruyordu. O öpülesi kırmızı dudaklar alev alev onu çağırıyordu sanki aklına , bedenine ve kalbine hükmedemiyordu sanki . Sözün bittiği yerdeydi. Artık geri dönüşü yoktu onun için,ona gitmeliydi. Yavaşca yaklaştı karşısında titreyerek onu bekleyen bedene ve muhteşem dudaklarına eğilerek ilk öpücüğü verdi . Ve karşısında ki de ilk öpücüğü ona verdi . Her ikisi içinde ilk olan bu öpücük , son olmaması için dua ettiriyordu her ikisine de içlerinden birbirlerinin tadlarını alıp , kendilerini aşka bırakırken ...

Ama gözleri yaşlı onları izleyen bir çif göz ise gördüklerinden sonra bir kez daha anladı . Myungsoo onu asla sevmeyecekti . En azından böylesine ... 

Bölüm Sonu ... 


Not : Evet bu sefer hem biraz daha uzun bir bölüm hem de başka çiflere de yer vererek sizlere keyifli dakikalar geçirtmek istedim . Umarım o çiftleri de benimser ve seversiniz . Ben elimden geldiğince hissederek yazmaya çalışıyorum , umarım siz de hissederek okursunuz. 

İki üç bölüme de sezon finali yapmayı düşünüyorum. Karar verdim ilk ficim olduğu için biraz daha sürsün istedim o yüzden ikinci sezon planlıyorum. Bayramdan önce sezon finali yapacağım. 2.sezonda bayramdan sonra planlıyorum artık yorum ve isteklere bağlı olarak tabiki de ...

Yorum ve voteleriniz için çk teşekkürler. Umarım okuyup , desteklemeye devam edersiniz...

Küçük bir ipucu size sezon finali kalp çarpıntısı yaşatacak cinsten olabilir :D ; )

Aşk Çıkmazı (Akame,İnfinite,Exo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin