Evin önüne geldiğinde kapının kilidinin kırılmış olduğunu fark etti. Hiç düşünmeden eve girdi. Anne ve babası tam karşısındaydı. Kanlar içerisinde ve birer sandalyeye bağlıydılar. Begüm göz yaşları içerisinde yanlarına koşarak gitti.
Onlar... ölmüşlerdi.
Hıçkırıklarını daha fazla tutamadı. Arkasından gelen birini hissetti.
"Ne istiyorsun benden!" Bunu söyledikten sonra ağzını da, burnunu da kaplayan kokulu bir bez parçası Begüm'ün bayılmasına yetmişti.
...
Uyandığında ilk nerde olduğunu kavrayamadı. Sonra anladı. Burası hücre gibi bir yerdi. Parmaklıkları gördü. Parmaklıkların önüne geldi. Anne ve babasının katili tam karşısında duruyordu. Bir maske takmıştı. Begüm ilk maskeyi çıkartmaya çalıştı. Kim olduğunu gerçekten çok merak ediyordu. Ama başarısızlıkla sonuçlandı.
"Ailemden ne istedin, burada bana ne yapacaksın?" Beklediğinden sakin söylemişti.
"Bunları öğrenmek için sence de çok erken değil mi, benekli tavşan?" Bu daha Begüm dört yaşlarındayken annesinin ona aldığı benekli elbiseyi neredeyse hiç çıkartmamasından aldığı bir lakaptı. Ama nereden biliyordu? Ayrıca sesi de tanıdık gelmişti. Maskenin yarattığı ses buğusundan kim olduğunu anlayamamıştı.
Yüksek bir kahkaha atarak Begüm'ün görüş alanından çıktı.