“Alo?” Açtı. Hem de daha ilk çalışta. Onun sesini duyunca konuşmak gelmiyor içimden, sadece onun konuşmasını istiyorum, sanki benimki onunkini bozuyormuş gibi.
“Ela orda mısın?”
“Buradayım”
“Mesajlarımın hepsini okuduğunu umuyorum”
“Evet”
“Yarın bir şeyler yapalım mı?” Ah bu da neydi şimdi. Konuyu ne kadar da güzel değiştirdi. Sanırım o konuyla ilgili söylenecek bir şey de yok. Böyle olması normal değil mi?
“Ne mesela?” diye soruyla cevap verdim.
“Sürpriz olsun. Hadi şimdi uyu”
“Pekâlâ, şimdi kapatıyorum”
“İyi geceler. Sabah her zamanki okul saatinde kapıdayım.”
“Tamam”
Sanırım, ne yaptığımı bilmiyorum. Sadece uyumaya ihtiyacım var ve düşünmemeye.
İyi geceler akılsız aşık Ela.
Sabah annemin sesiyle gözlerimi açtığımda bana bakan 3 çift göz gördüm. 1, 2, 3, 4, 5, 6 evet doğru saymıştım. Ama bir dakika, birisi Denizdi. Ah hayır burada ne işi vardı. Uyku sersemiyken niçin her şeyi bu kadar geç idrak ediyordum?
Gözlerimi kapadım ve yorganımı üstüme çektim, bu kesinlikle bir rüyaydı. İmkânsızlıklar sadece benim sevimli rüyalarımda olur. Olmayan rüyayı yaşayıp üzülmeye deymezdi.
“Anne biraz daha lütfen” bile demeye tenezzül etmedim, çünkü basit bir rüya. Yorganın hızla üstümden çekilmesiyle gözlerimi tekrar açmaya zorladım, bu rüya ne zaman bitecekti?
“Rüyamda bile rahat yok” dedim sinirle.
Kahkahalar atılmasıyla yatağın üstünde oturur pozisyon alıp yüzümü ellerimin arasına aldım.
Kafamı toplamalıydım. Bana dakikalar gibi gelen ama üç beş saniye içerisinde ellerimi yüzünden çekip gözlerimi ovuşturdum. Şimdi daha iyi görüyordum.
Karşımda Lale ve Deniz kahkahalarla gülüyorlardı ve annemi odadan çıkarken yakalamıştım.
“Bu rüya değil şapşal biz gayet gerçeğiz” dedi o ölebileceğim ses.
“Tamam, yeter artık. Lale hemen dışarı, Deniz sende” dedim sinirliymiş gibi. Onun karşımda gerçekten oturuyor olması sinirli olmamı engelliyordu aslında.
“Tekrar yatmayacağından emin olmalıyım, gideceğimiz yer için geç bile kaldık”
“Artık çıkıyor musunuz?”
“Tamam”
Kapı sesiyle banyoya koşup aynaya baktım. Yok, tipim tahminimden daha iyiymiş, sevinmeli miyim, bence rezil olmamı örtecek kadar iyi değil. Oflayarak yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim.
Aşağıya indiğimde babamın olmadığını annemin de sınırlarını genişlettiğini fark ettim. Annemin değişikliği sanırım aklının başka yerde olmasıydı. Onu da hala öğrenemedim. Ama öğreneceğim, Bugün eve dönünce ilk işim annemi sıkıştırmak olacak, terlik yemeyecek şekilde.
Denizin kapımı açıp “Buyurun uykucu prenses” demesiyle gülümsememi bastırıp “Sensin o uykucu” dedim sesimi sinir olmuş gibi yapıp ve yerime oturdum. Nereye gideceğimizi gerçekten çok merak ediyordum.
Merhaba arkadaşlar. İlk olarak istemediğim engellerden dolayı bilgisayara oturamamıştım. Ama artık bilgisayar benim. Kısa olduğunu biliyorum. Ama daha sık yazmaya çalışacağım. Umarım beğenirsiniz. Yorum ve vote lütfen. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayallerim Kadar Büyük
RomanceAlnımdakinin sen olduğuna o kadar eminim ki; başkalarını umursamıyorum. Sensin işte… Kaderim de sensin… Ben senim... Beni sen yönlendiriyorsun... <3