Cüce

92 13 2
                                    

Çok güzel! Okulun ilk gününden izin alıp eve gelmek zorunda kalmıştım. Bacaklarım yanıyordu! Sağolsun Çakır önce üzerime çay dökmüş sonra beni suçlayıp arkasını dönüp gitmişti. Pekala ona ben çarpmış olabilirdim. Ama telefonuma bakıyordum beni görüp çekilebilirdi değil mi? Bu yüzden intikamımı alacaktım!
Yaklaşık 9 saattir televizyon izliyordum. Annem ne kadar doktora gitmemiz konusunda ısrarcı olsada sonunda eczaneden yanık kremı alıp evde uzanmaya ikna etmiştim. Ama otur otur sıkıcı olmaya başlamıştı . Sahile gidip biraz hava alabilirdim. Aklıma gelen mükemmel ötes(!) fikirle yerimden kalktım ve odama çıktım. Üzerime beyaz askılımı giyip altıma da lacivert bol bir etek giydim. Aslında etek giymeyi pek sevmezdim ama bacaklarım yandığı için zorunda kalmıştım . Ayağıma beyaz converselerimi giydim ve aşağıya indim. Babam evde yoktu anneme mesaj atıp bu gün gecikeceğini söylemişti. Bahçe kapısından çıktığımda Leyla teyzeyle sohpet eden annemi gördüm. Yanlarına giderek ''Merhaba Leyla teyzecim nasılsınız?'' dedim tatlıbir gülümsemeyle.
''İyiyim Mayıscım sen nasılsın?''
''İyiyim teşekkürler '' diyerek tekar gülümsedim Leyla teyzeye . Anneme dönerek '' Ben biraz sahilde yüreyeceğim.Merak etme erken dönerim'' diyerek yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve bahçe kapısından çıkarak sahile doğru yürümeye başadım.

Sahil diğer günlerin aksine çok kalabalık değildi. Banklarda oturup denizi izleyenler ve çimlerde yiyişenler haricinde gayet sakindi. Evet bu sakin haliydi! Etrafıma bakarken gözüme yiyişen bir çift takıldı. Gidip para vererek ''Şurdaki otele gidin daha rahat edersiniz'' deme isteğimi geri teperek boş bir bank aramaya başladım. Bankların çoğu doluydu ve birkaç tanesi haricinde hepsinde ikişer kişi oturuyordu. Gözüme tek başına oturan birini kestirdiğimde yanına oturabileceğimi düşündüm. Banka doğru biraz daha ilerleyince bankta oturan yüzün yabancı olmadığını farkettim. Buldum seni Çakır! İçimdeki şeytan Mayıs'a uyarak soldaki büfeye doğru ilerledim . Büfeden su almayı düşünüyordum ama bu sıcakta suyun ona ödül olacağını düşündüğüm ve yapış yapış olsun diye 2.5 litrelik soğuk kolayı elime alıp parasını ödeyip çıktım. Hala aynı yerde oturuyordu. Arkasından yavaş yavaş yaklaştım. Biraz gerisinde durarak sesi duymamasını ümit ederek kolayı açtım ve biraz daha ilerleyip tam arkasında durdum . Sert bir çocuğa benziyordu umarım beni öldürmezdi. İçimden dualar ederek kolayı başından aşağı boşalttım ve '' Ayy pardon elimden kaydı'' dedim üzülmüş gibi yaparak. Dökmemin üzerinden 5 saniye geçmişti neden hala kalkıp bana saldırmamıştı ? 7-8-9-10.. Neden hala yaşıyorum? diye düşünürken yavaş yavaş ayağa kalktı ve bana doğru döndü . Oha gözlerinden sinir akıyordu. Neden o tişört üzerine yapışmıştı? Dikkatimi dağıtıyordu! Yavaş adımlarla geri geri ilerlerken hızla gelebilecek bi darbeye karşı ellerimi önüme siper ediyordum. Susmaya ve sinirli sinirli bakmaya devam ederken yaklaşık 1 dakika sonra sesi duyuldu.

''Gel buraya seni cüce!''

Cüce mi? Bana cüce mi demişti? En önemlisi o üzerime doğru hızlı adımlarla gelirken ben bunları mı düşünüyordum? Bana daha da yaklaşınca kendime gelerek arkamı dönüp koşmaya başladım. Önüme çıkan insanlara çarparken dönüp özür dileyemeye fırsat bulamıyordum . Hala koşuyor muydu ki ? Arkama dönüp bakamıyordum bile . Tek duyduğum şey çarptığım insanların arkamdan küfür edişleriydi. Hava da kararmıştı zaten. Nereye girersem kurtulacağımı düşünürken soldaki sokağa doğru döndüm. Burasi çok kalabalık değildi . Artık arkamdan gelmiyor olduğunu düşünerek durdum ve arkamı döndüm. Evet tahmin ettiğim gibi gelmiyordu. Nefes nefese kalmıştım.Biraz soluklanmak için oramı buramı göstermemeye dikkat ederek kaldırıma oturdum. Başımı ellerimin arasına alıp soluklanırken gördüğüm şeyle sesli bir şekilde yutkundum. Lacivert Nike ayakkabılar! İçimden o olmaması için dua ederken yavaş yavaş başımı yukarı doğru kaldırdım . Gri bir pantolonlu biriydi evet hala dua edebilirdim bi umut vardı. Gözlerimi biraz daha kaldırdığımda hafif kahverengi lekeli beyaz tişört gördüm . Evet hala bir u... Ne? Kahverengi lekeli beyaz tişört mü ? Allah kahretsin. Yüzüne bakmamaya çalışarak etrafa bakmaya başladım nereye kaçabilirim diye.

''Boşuna bakınma cüce hiçbir yere kaçamazsın ! '' diyerek eğilip kollarımdan sıkıca tuttu ve beni ayağa kaldırdı. Şuan yalvarmam , özür dilemem gerekirken ben ne dedim ?

''Sen bana cüce mi dedin ?'' Ah cidden şuan bunu mu düşünüyordum. Birazdan ölmüş olabilirdim ve ben daha çok gençtim.

'' Evet cüce sana cüce dedim'' dedi kendinden emin bir şekilde . '' Ve birazdan cüce dememe şükredeceksin'' diye de ekledi.

MAYISHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin