ELÇİ

43 4 0
                                    

Gür bir ses aniden seslendi:
-Ziyaretçiler, içeri!
Onbaşı ve heyet heyecanla ortamı gözetliyorlardı. Gözlerindeki merakı anlayan Moğol Han'ı "ne istersiniz!" diye sorunca kendilerine geldiler. Yere diz vurup konuşmaya Afşin Bey başladı.
-Türkiye Selçuklu Sultanı size hediyelerini sunmak isterler. Bunun için bizleri gönderip şükranlarını sundular. Anadolu'da biz, yani Batı Türkleri büyük bir savaştan çıktık. Hristiyan Rumlarla savaşımızda galip geldik ve toparlanmak için askerler yurtlarına gönderildiler. Doğu elinde sizin yülseldiğinizi görmek bizi pek onurlandırdı. Fakat Sultanımız Doğu sınırlarımızı güvende tutmak ister. Sizinle ya bir anlaşma yapmak ya da bir söz almak için gönderildim.
Sözünü bitirdikten sonra hediyelerini sunan elçiler etrafın sessiz oluşundan tedirgin oldular. Moğol Hanı bekliyor, bu cesur onbaşıyı baştan aşağıya süzüyordu. Duruşu, tavırları ve hatta bakışlarıyla bir Kurt gibi sert olan bu onbaşıyı pek sevdi. Moğol Hanı bu düşüncelerinden sıyrılıp birden ayağa kalktı. Fakat bu sırada Afşin Bey'de bir kıpırdanma dahi olmadı. Adamlarına dönüp:
-Elçileri ağırlayın ve doyurun. Daha sonra salın memleketlerine gitsinler.
Ne olduğunu anlamayan heyettekiler, ayağa kalktılar ve yanlarındaki görevlilerle odadan çıktılar.
Odasında dinlenmeye çekilen Afşin Bey koridorda koşuşturmacayı duydu ve dikkatini oraya verdi. İki nöbetçi kendi aralarında konuşuyorlardı.
-Han neden kurultayı topladı?
+Gelen heyetin söylediklerini konuşup tartışmak için sanırım.
Bu konuşmaları duyan onbaşının aklında bir sürü soru dolaşmaya başladı. Acaba Moğol Hanı ne cevap verecekti? Han cevap vermeden bizi neden gönderdi? Kurultay kararından sonra acaba savaş olacak mı? Moğollar bizi sandıktan sonra yolda bize saldırırlar mı? Kafasındaki bütün bu sorularla boğuşan onbaşı uyuyakaldı.
Ertesi gün yola çıkan heyet 15 gün sonra memleketlerine vardılar ve Sultan'a olan biteni anlatmak için saraya girmek istediler. Fakat birşeyler değişmişti sanki. Hemen saraya giren elçilik heyeti Sultan'ın hastalandığını gördüler. Heyet odaya alınmadı ve bekletildi. Kısa bir süre sonra Sultan dünyaya gözlerini kapattı. Bunun üzerine Devlet adamları elçilik heyetini göz hapsine aldılar. "Sultan'ın öldüğünü bir müddet saklamak lazımdır" diyerek saraya giriş çıkışı yasakladılar. Ve şehzadelere ulaklar gönderildi. Bu bekleyiş pek de uzun sürmedi...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 17, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kurtlar SofrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin