Bu sabahta güneşin yüzümü nazikçe okşamasıyla açtım gözlerimi. Hemen ayağa kalktım ve onun odasına yönlendirdim adımlarımı. Aslında çocukluğumuzdan beri aynı odada kalıyorduk ama geçen sene burayı küçük bulduğu için değiştirmişti odasını. Bu durum beni hernekadar üzmüş olsada ona bir şey söyleyemedim. Onun kapısının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve zaten açık olan kapıdan içeri girdim. Evet tamda tahmin ettiğim gibiydi, uyurken bile bir melekten farksızdı. Zarif yüz hatları uyurken bile hafif bir tebessüm içerisindeydi. Başucundaki sandalyede herzamanki yerimi aldım ve onu izlemeye başladım. Bu şekilde ne kadar onu izledim bilmiyorum. Yüzüne düşmüş olan bir tutam saç dikkatimi çekti. Uzanıp tam onu geri alacakken gözlerini açtı ve yatakta gerinerek gülümsedi. Yavaşça kalkıp saate baktı sonrada pencereyi açıp bir süre dışarıyı seyretti. İyice kendine geldiğinden emin olunca dolabından okul kıyafetlerini aldı.Onu giyinirken izlemek hoşuma giriyordu ama malesef kısa sürede üzerini giyindi ve özenle katladığı pijamalarını dolabına yerleştirdi. Bense hala yatağının başucundaki sandalyede oturmuş onu izliyordum.Hemen yanımdaki komidinin üzerinden telefonunu aldı. O kapıdan çıkacakken arkasından seslendim " iyi günler Clara " . Bana doğru döndü ve odaya baktı. Belki dedim içimden belkide bu sefer farkedecek beni.. Ama yine hüsranla sonuçlandı tüm umutlarım. Yine farketmemişti beni. Olsun biliyorum bir gün....bir gün farkedecek beni. İşte o güne dek asla pes etmeyeceğim.
Evet arkadaşlar bu bölümü bir fragman olarak düşünün. Umarım semişsinizdir.