Aile... Bu kelime bana o kadar yabancıydıki. Ailemden Luhana bile bahsetmedim hiç çünkü onları hatırlamak sadece beni üzmeye yarıyor. Benimle parka gidip beni salıncakta sallayan bir annem olmadı hayatımda. Veya hayatımdaki en değerli erkek diyebileceğim bir babam olmadı. Hiç güzel sözler duyamadım onlardan. O kadar yoğunlardı ki çocuklarına vakit bile ayıramıyorlardı. Bütün çocukluğum bakıcıyla geçti bu yüzden.
Onların istediği okulu bitirdikten sonra şirketin başına geçmemdi. Benim hiç fikrimi sormadan kararlarını vermişlerdi doğduğum anda. Ama ben onların istediği gibi biri olmadım. Olamadım. Hayallerimin peşinden gittim. Şarkıcı olmak istiyordum ve bunu başardım. Ama sözlerini dinlemediğim için gözlerinde değersiz biri oldum.
Evet dik başlı biriydim ama bundan pişman değilim. Mutsuz olacağım bir hayat yerine böyle bir hayatım olması daha güzel. Ve evet onları özlüyorum. Bunu menejerim beni arayıp ailen şirkete geldi hazırlanıp sende gel dediğinde daha çok hissettim. Sahi neden geldiler ki? Beni mi özlediler? Komik. Onlar beni özlemez ki. Bunu küçükken saatlerce gelmelerini beklediğimde ama onlar gelmediğinde anlamaya başlamıştım. Doğum günlerimde bile yanımda olmayan insanlar onlar. Neden şimdi geldiler?
Şirkete girerken düşüncelerimden sıyrıldım ve ağlamıycağıma dair olan sözümü yerine getirmek için çabaladım. Ama daha onları görmememe rağmen burda olduklarını bilmek bile gözlerimin dolmasına sebeb olmuştu. Üyelerle birlikte prova odasında olduklarını öğrendiğimde hızla gittim ve odaya girdim.
Annem beni görür görmez gelip boynuma sarıldı. Sarılması bile o kadar yapmacık geldi ki. Alışıktım bunlara çünkü. Etrafta ne zaman insanlar olsa melek kesilirdi annem. Şu an onu özlediğimi hissetsem de beni özlediği için sarılmadığı aklıma geldi ve öfkem yeniden gün yüzüne çıktı.
Kızlar bizi biraz yalnız bırakır mısınız? diye sordum kısık çıkan sesimle. Bir sorun olduğunu anladılar ve odadan çıktılar. Şimdi odada sadece annem babam ve ben vardım. Şu an Luhanın yanımda olmasını isterdim. Çünkü her neden geldilerse beni mutlu edecek bir şey olmadığına eminim.
Evet sahte sevgini bitirebilirsin yalnız kaldık anne. Şimdi neden geldiğinizi söyleyin. Dedim ciddi bir sesle. Annem şaşkın bir şekilde yüzüme bakarken babam ' Sahte sevgi mi? Sen bize ne kadar sevgi gösterdin ki bizden karşılığını bekliyorsun küçük hanım? Dedi sinirli bir sesle. Sevgi göstermem için fırsat bıraksaydınız yapardım. Her neyse neden geldiniz? Dedim. Cidden sinirlerim bozulmuştu ve bu konuşmayı hemen bitirmek istiyordum. Seni almak için geldik. Bak eğer istersen şu an kontratını falan iptal ettirebiliriz. Bizimle gel. Bırak artık bu saçma şeyleri. Dediğinde ne dediğini anlamaya çalışarak yüzüne baktım. Ne yani şimdiye kadarki bütün çabalarımı, beni seven hayranlarım, üyeleri, Luhanı bir kenara atıp onlarla gideceğime inandılar mı gerçekten?
Tamam bence bu kadar saçmalık yeter. Söyliyecekleriniz bittiyse ben gidiyorum. Dedim ve kapıdan çıkıyordum ki babamın kolumdan tutmasıyla hızla ona dönüp kolumu çektim. O çocuk için değil mi? Luhan için aileni bırakıyorsun. Sonra da bizden sevgi bekliyorsun. Dedi bağırarak. Artık son raddeme gelmiştim. İçimdeki her şeyi söylemek istiyorum. Sadece Luhan için değil üyeler var, düşünmem gereken fanlarım var. Sizin aksinize beni seven insanlar var burada. Ha Luhan konusuna gelirsek. O bana sizin göstermediğiniz sevgiyi gösterdi. İlk defa mutlu olduğumu hissettim onun yanında. Yani bana biraz bile değer vermeyen insanlar için ben bana canından çok değer veren çocuğu bırakmam. Şimdi söyliycekleriniz bittiyse yolu biliyorsunuz.
Babam sinirli bir şekilde baktı ve odadan çıktı. Annem bir süre bana baktı. Sanki söylemek istediği bir şey var da söyleyemiyormuş gibi. İlk defa bana bakarken gözlerinde bir anlam vardı sanki. Ama ne olduğunu soramadan o da babamın arkasından çıktı.
İnsan verdiği bazı sözleri tutamıyor. Bunu ağlamıycağıma söz verdiğim halde şu an yanaklarımdaki ıslaklığı hissediyor olduğumdan biliyorum. Ağlıyorum. Sadece zor geliyor. Onların gözünde bu kadar değersiz olmak çok zor geliyor. Canım yanıyor. Duvarın önüne oturdum ve cenin pozisyonu alıp hıçkırarak ağlamaya başladım.
Odanın kapısının hızla açılmasıyla içeri Luhan girdi. Yüzünde ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bir ifade vardı ama ağladığımı görünce hemen yanıma çöktü.
Ne oldu prenses? Anlat bana lütfen. Dediğinde ne kadar endişelendiği sesinden belli oluyordu. İstemsizce gülümsedim. Bu delirdiğimden falan değildi. Sadece ailemin o sözlerinden sonra bana değer veren birilerinin olduğunu bilmek güzel geldi.
Luhan... Ailemin vermediği değeri bana verdiğin için teşekkürler sevdiğim. Hayatımda olduğun için teşekkürler. Dedim ve boynuna sarıldım. Başka bir şey söylemedim. O da söylemedi. Konuşmak istemediğimi anlamıştı çünkü. Bütün olmuştum sanki artık. Konuşmadan bile anlaşabiliyorduk.
İşte ona sarıldığım an sanki demin ailemle kavga etmemişim gibi hissettim. Eskiden ailemle kavga ettiğimde 'Keşke yanımda olsan ve sana sarılıp ağlasam Luhan' derdim. Kim bilebilirdi ki bu hayalimin gerçek olacağını. İnsanın hayallerinden vazgeçmemesi gerektiğini daha iyi anladım artık.
Bölüm sonu^^ Lütfen düşüncelerinizi burada belirtin yorumlarınız benim için çok önemli *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Gerçeğim 2
RomanceHerşey çok güzel gitmektedir. Naeun Luhanla çok mutludur. Ama her mutluluğun bir sonu vardır sözü tamda bu kısımda devreye girer ve ikilinin hayatlarının dahada karmaşık bir hal almasına sebeb olur. Peki olan herşeye rağmen Naeun ve Luhan ayrı iki k...