Multi media: Kumsalın abisi (deniz) ve Emre
Uykumu insanın içini ferahlatan nane kokusuyla açtım. Sigarayla karışık bi nane kokusu. Arkamı döndüğümde Tanrı'nın özenle hazırladığı suratı gördüm ve dün olanlar aklıma geldi. Tebessüm ettim. Tamam evde böyle olabilirdik ama biz sevgili değildik yani onun sevgilisi olmazdı ve benimde pek olduğu söylenemezdi. Genelde eğlenmek için kullanır sonra da hiç bişey olmamış gibi davranırdım. O yüzden evde ona yakın olsamda dışarıda özellikle bizm çocukların yanında ona eskisi gibi davranmalıyım.Aslında bi yanım ondan çok korkuyo. Yoksa ben asla kimsenin bana böyle bağırıp bir mal mışım gibi 'sahibinim' demesine izin vermezdim. Ilginç yanıysa bi yanımın ona çok yumuşak olması. O yüzden ona karşı koyamıyorum. Madem öyle istiyo evde sahibim olabilir. En fazla ne olurki. Hem iç sesim bi sahin olucaksa o olsun diyo. Olsun bakalım ne fazla ne olcak. Düşüncelerimi bölen Poyrazın sesi oldu.
"Günaydın." Diyerek gözlerini ovuşturdu. Tanrım bu çocuk hep yeni uyansa ben bunu çok sevdim.
"Günaydın." Diyerek yataktan kalktım.
"Nereye."
"Kahvaltı yapmak istemiyosun heralde. Ecrin teyze izinde. Kendi evini dekore ediyo. O yüzden ben hazırlıycam."
"Ne yani seninle kalmıyor mu?"
"Hayır. İstemedi. Pusatı felan görünce sen yanlız kalmazsın dedi. Zaten kimsesi yok o yüzden çok harcaması da yok birikmiş parasından ev tutmuş. Ben de ev hediyesi olarak limitsiz kartımı verdim. Evi dekore ediyodur şimdi."
"Vay biraz büyük bi ev hediyesi."
"O benim annem sayılır. Aslında evi almak istedim ama izin vermedi. Böyle olunca kartı kabul etmek zorunda kaldı."
Poyraz bu güne kadar bana attı gülümsemelerin en gerçeğini attı ve ben de aşağıya indim. Kahvaltıyı hazırlarken Poyraz arkamdan gelip beni tezgahla arasına aldı. Dudaklarına bi öpücük bırakıp
"Beni bırakmazsan okula aç gideceğiz." Dedim
Tam çıkarken tekrar tuttu ve öptü.
"Poyraz ne yaptığını sanıyosun." Diyerek kahvaltı hazırlamaya döndüm.
"Eğleniyorum." Dedi
"O zaman bunu televizyon başında yap." Diyerek içeri postaladım. Ya bu çocuk beni dinleyince daha bi çekici oluya ya. Gerçekten bana uzun zamandır yapmadığım şeyler yaptırıyo. Babam öldüğünden beri Abi'm dahil hiçbir erkeği düşünmemiştim. Veya takıldığım hiçbir erkek kalbimi hızlandıramamıştı. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra televizyonda maç özeti izleyen Poyrazın yanına gittim. Kafasını geri çekerek o her saniye isteyebileceğim dudaklarını tekrar öptüm. Sonra bişey yapmamışım gibi
"Kahvaltı hazır." Dedim
Gülümseyerek yerinden kalktı ve sofraya gitti. Sessizce kahvaltımızı yaptıktan sonra ben ne kadar desemde Poyrazın arabasıyla okula gittik. Ahh evet şimdi başlıyo. Aceba nasıl tepki verecek heleki sabahki yakınlığımdan sonra. Sınıfa çıktığımızda Emre dahil tüm gurup sınıftaydı. Burak
"Vay ikiside yaşıyo. Poyraz seni öyle götürdükten sonra biz okula ölün gelir sanıyoduk. Mert'ten pek haz etmez de."
"Gördüğün gibi tek parçayım. Öküz vakasından ucuz yırtmışım desene."
Herkes gülerken Poyraz tipi tip bakıyordu. Ee tabi çocuk haklı sabahki tavrımdan sonra. Biz gülerken yanımıza Mert geldi. Lan bu çocuk bizim okuldamıydı.
"Kumsalcım bi dakika konuşabilirmiyiz. Dün yarıda kesildi."
Benden önce poyraz davranarak
"Hayır." Dedi
Bu çocuk beni deli edicek.
"Elbette konuşabiliriz de Kumsal 'cım' derken nerden geliyo bu samimiyet."
Poyrazın gerilen yüzü birazcık olsa da gevşedi.Ne Poyrazı dinlememem onu çok sinirlendireceğim anlamına gelmez. Her ne kadar bişey olmamış gibi davransam da ondan korkuyorum. Hem o benim sahibim;).
"Peki Kumsal yanlız konuşalım."
Masanın üzerinden kalkıp Merti takip ettim.
"Şey Kumsal yarın plaj partisi var ve benimle gelirmisin."
Lan çocuk kızardı. Iyy böyle utangaç erkekleri de hiç sevmem ki. Bi dakika ya benim neden haberim yok bu partiden. Neyse
"Üzgünüm canım. Başkasına sözüm var. Başka zaman artık."
Dedim ve o konuşmadan sınıfa girdim. Bu arada sürtük ikilinin de gittiğini fark ettim ve yerime oturdum. Bi an tüm gurup bana döndü atnı anda
"Ne dedi." Dediler. Lan bunlar çok tatlı.
"Siz bana niye söylemiyorsunuz yarın plaj partisi varmış. Oraya davet etti. Giycek bişeyim bile yok."
Son cümlemi es geçip hepsi yine aynı anda
"Ne dedin." Dedi
Tek fark bu safer Poyraz da katılmıştı aralarına.
"Ne diycem başkasına sözüm var dedim. Bişey deme şansı vermeden yanınıza geldim."
Bu safer sadece Pusat
"Kimle gitçen."
"Bebeyim Salak olma yeni öğrendim partiyi blöf tü o." Dedim ve göz ucuyla Poyraza bakarak e anlasın yani kendinden bahsettiğimi. Yoksa şimdi herkesin ortasında senin sahibin benim ben ne dersem o diye bağırmasın. Onla gitmek istediğimden değil.
"Ama gidecek birini bulurum."
Hoca sınıfa girdiğinde Poyraz kulağıma eğilip.
"Napıyon lan sen."
"Hiçç."
"Evdeki Kumsala ne oldu."
"Evde kaldı bay öküz. Eve gidene kadar da çıkmayacak."
"Demek ikili peki bana uyar. Da partiye gitçeyin kişi benim değil mi yani sen ne kadar onlara belli etmesen de ben senin sahibinim ve başka biriyle gidersen o çocuğu öldürürüm. Yani sahip olduklarımı paylaşmam ve herkese benim olduğunu söylemekten de kaçınmam."
"Tabiki sensin gideceğim kişi." Dedim ve elimi dizine koydum. O da elime bakıp sonra bakışlarını tekrar yüzüme çekti. Ben de elimi geri çekerken şöyle devam ettim.
"Ayrıca ben senin değilim."
Bu safer o elini bacağıma koydu. Tabi onun eli rahat durmadı. Altıma giydiğim siyah kalem eteğin içinden girdi ve
"Ahh hayır benimsin ben istediğim herşeye sahip olurum küçük." Dedi
Ben de elini tutup etekten çıkardım. Bu arada hocanın dikkatini çekmiş olmalıyız ki bize seslendi.
"Ne konuşuyorsanız biz de duyalım. Derste konuştuğunuza göre dersten önemli."
"Dön dersini işle hoca herşey senin şu siktiğim dersinden önemli."
"Madem öyle tahtaya buyrun biriniz. "
Dedi hoca tahtadaki soruyu göstererk. Poyraz tam yine tersliycek kolunu tuttum.
"Siktir et bende." Dedim ve ayağa kalktım. Hoca küçümser bi şekilde tebeşiri verdi. Gözlerimi devirerk aldım ve kolaylıkla soruyu çözdüm. Hadi ama ikinci dönemde kim alır ki sıradan bir öğrenciyi. Anlamalıydı benim ondan bile Zeki olduğumu. Tebeşiri verdim ve tam yerime otururken
"Canım bu arada soruyu yanlış çözmüşsün." Dedim
Hayret ve şaşkınlıkla önce bana sonra soruya baktı. Ben de onu çözdüğünü işaret ederek
"İşlem hatası öküzün trene baktığı gibi bakma bana."
Yerime oturduğumda zil çaldı ve hoca sinirle sınıftan çıktı. Pusat arkasını döndü.
"Hocalarla dalga geçmekten vaz geçmeyeceksin değil mi?"
"Elbette ki vaz geçicem ama önce benim onlardan daha Zeki olduğumu kabul etmeleri gerekiyor."
"Hala nasıl bu kadar Zeki olduğunu çözemedim."
"Çok düşünme be Pusatım unutma ben Kumsal Çağlarım.dedim. Buğra kıkırdayarak.
"Poyrazın lafları bulaşıcıymış.bize niye bulaşmadı ki." Dedi Pusat da
"Yok kardeşim o on yaşından beri bu sözleri kullanıyor dedi.
Onun dışında pek bişey olmadı. Tabi Mert in tekrar benimle konuşmaya çalışması ve Poyrazın ona bağırıması dışında. Merak etmeyin saldırmadan gitti. Otoparka indiğimizde Pusat
"Bebeğim sen benimle gel parti için sana alışveriş yaparız. Özledim yanlız birşeyler yapmayı." Dedi ama yine
"Olmaz." Dedi
"Niye olmaz kardeşim."
"Kumsalla işimiz var."
"Ne işi ya." Dedim bu safer ben Pusat da beni destekledi.
"Aynen ne işi."
Poyraz kulağıma eğildi ve fısıldadı.
"Ahh bebeğim evdeki Kumsalı özledim ve eğer isteğinle gelmezsen sürükleyerek götürürüm ve çocuklara sen açıklama yaparsın. Benim aklımda çok iyi bi açıklama var mesela poyraz benim sahibim diyebilirsin."
Ne kadar sonrası kötü olsada ben özledimden sonrasını dinlemedim.
"Ya bende şimdi hatırladım ben Poyrazın odasını yapçaktım ya siz kaldıktan sora toplanmamış Ecrin teyze izinli koştukta yatınca sinirleniyo. Sonuçta yanlız kalıyoruz sinirlendirmeyelim."
Pusat yemedim der gibi baksa da bişey demedi. Biz de Poyrazla arabaya binip eve gittik. Evin içine girer girmez Poyraz beni kapıyla arasına aldı.
"Okulda yaptığın neydi öyle." Dedi
Aha sıçtığımızın resmidir.
"Bilmem. Bence daha iyi oldu. Ne de olsa senin sevgilin olmaz Vuran ve ben bi sürtük değilim."
Ben bana kızıcağını düşünürken o sert bi şekilde dudaklarıma yapıştı. Tabi kaçırırmıyım ben de hemen karşılık verdim. Bunlar benim için önemli değildi. Ben ilk öpücüğünü veya bekaretini kafaya takan aptal kızlardan değim. Önemli olan benim de zevk almam ve ben onun dudaklarındaki Sigara ile karışık tatlı tadı almaktan zevk alıyorum. Beni kalçalarımdan tutarak havaya kaldırdı ve koltuğa ilerledi. Sonra dudaklarımdan ayrılıp kalem eteğin içine koyduğum bol buluzu çıkardı. Hadi ama bundan uyanan var mı? Sanki bikiniden ne farkı var ki. O durmuş Salak gibi göğüslerime bakarken ben çantamdan sigaramı almış yakıyordum.
"Vay be düşündüğümden daha büyükler." Dedi
"Pis sapık düşündün mü? Bi de utanmadan söylüyor."
Kulağıma yaklaştı ve fısıltıya yakın tahrik edici bi tonda
"Ahh evet hem de ilk kucağıma oturduğun günden beri. Alevden daha çok zevk alsaydım veya ondan zevk alıyo olsaydım sen daha gelmeden onun sahibi olurdum. Sen değil o sevgilim olma çizgisinde olurdu."
Bi saniye o biraz önce sevgili mi dedi. Poyraz Vuranın sevgilisi olma ihtimali. Azından kaçıverdi heralde. Neyse sonunda yaktığım sigaradan büyük bi nefes çektim ve Poyrazın ağzını yanaklarını sıkarak balık şeklinde açtım. Ben öyle yapınca tam tahmin ettiğim gibi oldu ve hoşuna gitmediği için ağzını açtı. Ama ben konuşmasına izin vermeden ağzımdaki dumanı dudaklarımızı birleştirerek ağzına saldım. O da gülümseyerek elimdeki sigarayı aldı ve
"Hımm canın yaramazlık istiyo yani." Dedi
Sigarayı azına götürüp bir nefes çekti. Çektiği nefes göğüslerinime doğru üfledi.
"Evet Poyraz sana bu kadar yaramazlık yeter." dedim ve kucağından kalktım. O da
"Ihh ben sabah ki halini daha çok sevdim ama." Diye mırıldandı.
"Üzgünüm sahip. Bu da senin cezan ben ne güzel Pusatla gidip yarınki plaj partisi için alışveriş yapıcaktım. En azından sıkılsa da belli etmeden elbiselere bakıyordu o. Şimdi evde oturmak zorundayım."
"Ahh siktirtme Pusatını gel buraya küçük."
Bağırarak yukarı çıkıp yatağa atladım. Tabi arkamdan da Poyraz atladı. Her ne kadar sert gibi gözükse de benim sert sahibim o kadar da sert değil. Tabi bunu almak için o maskesini düşürmesi gerekiyor ve ben yeni farketsem de benim yanımda nadir de olsa o maske düşüyor.
"Sahipler ceza almaz küçük ama sahibine karşı çıkanlar için aynısını söyleyenem" dedi
"Peki benim cezam ne sahip." Dedim gülerek.
"Senin cezan sanırım bana hizmet etmek. Hadi akşam yemeyi hazırlamaya inelim."
"Zaten ben hazırlıycaktım Poyraz."
"Ah pardon eksik söylemişim soyun çıplak yapıcaksın ve ben de seni izliycem."
Dedi ve aşağı indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sert Sahip
Teen Fiction-Kesit- -burda ne yapıyosun küçük -şey okula yeni geldim de -tamam çekil önümden -ahh sen kendini sert mi sanıyosun --sanmıyorum Öyleyim şimdi çekil - sen sertsen bende sertim -sınırlarını zorlama küçük benim okulum benim kurallarım ben ne dersem o