Meriç'e o kadar kızgındım ki o okulu bırakabilirdim. Ama yapmadım çünkü ona değmez. Ben harika bişey düşündüm. Onu gördüğüm yerde susmak ve kaçmak. Hem o zaman onu unutabilirdim. İçimden uyumak geçiyordu. Uyuyup dinlendim. Sabah kalkıp hazırlandım. Ve erkenden çıktım. Meriç beni gördü, yanıma gelişecekken uzaklaşdım. Ben direk arabama koşuyordum. Ama beni yakaladı. Beni kaçamayacağım şekilde etrafımı
sardı. Ve usulca bana yaklaştı.
-Meriç yapma,lütfen.
-Bu sefer seni dinlemeyeceğim.
"Uzak dur nolur." dedim ağlayarak.
-Bu kadar mı miden bulanıyor benden.
Diyerek uzaklaştı gözyaşlarımı tutamıyordum okula en yakın çay bahçesinde biraz dinlendim ve sonra arabamın başına geçtim eve gidip uyudum. Sabahın altısında kapı çaldı. Kapıdaki Meriç'ti. Alkol almıştı.
-Sen beni bu hale getiremezsin. Ben kimse için bu kadar içmedim. Ve bunu nasıl sağlığıyorsan durdur anladın mı. Sen bana layık değilsin.-Meriç defol.
Diyerek kapıyı kapattım ve odama çıkıp sessizce ağladım. Sonra hazırlandım ve çıktım. Onu görmemek için dua ediyordum. Ama yine de gördüm ve hızla uzaklaşmaya başladım. Ama beni kolumdan yakaladı.
-Meriç bırak beni hani ben sana kayık değildim. Hoşuna mı gidiyor beni üzmek niye bunu yapıyorsun sana son kez diyorum. Bırakk beni.
Bağırıyordum ve kolumu bırakıp gittiğini gördüm sınıfa geçtim ve yazılımı yaptım sonra çıktım eve gidiyordum arabamda bir kutu kalpli kutu. İçinde de bir not vardı. "Lütfen beni affet"yüzümde bir tebessüm oluştu sanırım ben ona âşıktım sonra kendime geldim ve kutuyu çöpe attım tabi çikolataları alıp.