Bölüm 3

123 7 0
                                    

Eve geldiğimde hemen üstümü değiştirip soğuk bir duş aldım. Yatağıma uzandığımda halen gözyaşlarım yüzümdelerdi ve ben neye üzüldüğümü bilemiyorum.Belki iş arkadaşlarımdan ayrılacağıma veya da üniversiteden mezun olduktan sonra bir daha eski işim gibi bir yer bulamayacağım için ya da hiçbiri.Bilemiyorum ama asla pişman olmayacaktım ve yarın bunu yaptım diye kendime büyük bir çikolatalı pastayla ödüllendirmem gerektiğini düşünüyordum.Onun o yüz ifadesi görülmeye değerdi.Ela gözlerine düşen kara bulutlar, yüz ifadesi, her şey.Bunları düşünürken gülümsediğimi daha yeni fark ediyordum.

Asla pişman değildim. Sonucu hüsran olsa da.

Yarın ne yapacağım? Tekrardan oraya gidecek miyim? Acaba beni işten koymayıp daha büyük planlar mı peşinde?Ne olacaksa olacaktı.Korkmuyordum ve hiç de pişman değildim.Kafamı karıştıran saçma soruları bir köşeye fırlattım ve kendimi huzurla uykunun kollarına bıraktım.

Kapının arka arkaya vurulma sesiyle uykumdan uyandım. Daha neler olduğunu anlamadan gözlerimi saatin olduğu duvara çevirmem ile saatin gece 03:15 sularında olduğunu görmem bir oldu.Şaşkın bir yüz ifadesiyle yerimden kaldım ve kapıya doğru hızlıca yürüdüm.Kapının küçük dürbününden baktığımda şaşkına uğradım.

Bu oydu .Burada ne işi vardı?

Kapıyı açtım, elimi belime koydum ve cevap vermesini bekledim.Bir eli duvara koymuştu sanki duvardan yardım almasa düşecekmiş gibiydi.Yüzünü yerden kaldırdığında pahalı alkolün kokusunu aldım. Neden içmişti ve neden buradaydı?Bağırarak şarkı söylüyordu ve beni görünce hemen konuşmaya başladı.

"Ooo özde hanım sonunda gelebildiniz. "şarhoştu.

"Geç içeri başımın belası. Apartmanı başımıza toplayacaksın."sinirle söylediğim sözler onu eğlendirmiş olacak ki gülümseyerek içeri girmek için ilk adımında düşüyordu. Kolundan tuttum ve onu salondaki büyük koltuğa otutturdum.Koltuğa oturur oturmaz hemen hesap sormaya başladım:
"Gece gece ne işiniz var sizin burda."sinirle söylediklerime güldükten sonra konuşmaya başladı:
"Hımm." 'm' harfini uzattı ve başını koltuğa yasladı.

"Bilmem belki canım buraya gelmek istemiştiy olamaz mı? "yarı uyanık sorduğu soruyla kelimelerin bazılarını yanlış söylemişti.

" Hayır olamaz.Çünkü burası-"cümlemi tamamlamama izin vermeden kolundan tuttu ve koltuğun diğer tarafına otururdu beni."Yine çok konuşmaya başladın. "şarhoş olsa bile içindeki ukala şımarık çocuk hala sapasağlamdı."Evimden gi-" demeye kalmadan yüzü dizlerimin üzerine düştü."Ya birde sızıyor."uyanması için dürtüklüyordum ama beyefendi çoktan uyumuştu.

Kaba bir şekilde koltuktan kalktığımda bile halen uyumaya devam ediyordu.Sabır dileyerek odama gittim,battaniye ve yastıklardan bir tanesini aldım.Hem söyleniyordum hem de hemen uyanıp gitmesini istiyordum. Yastığı başının altına koyacakken bakışlarım masum yüzüne kayınca bir an durakladım.Bir iki saniye ona baktıktan sonra kafamı salladım ve kendime kızdım.Yastığı başının altına koydum ve battaniyeyi üzerine örttüm.Kendi odama doğru giderken sabah benim evimde uyandığını görünce şaşkın yüzünü aklıma getirmeye çalıştım. 

Neden buraya gelmişti?Neden bu kadar içmişti?Anlam veremiyordum.Hemen odama gittim ve yatağıma uzandım.Zaten beş dakika sonra uyumuştum.

Sabah olduğunda hiç zinde hissetmiyordum,aksine belim ve başım ağrıyordu.Elimi başıma koyarak yerimden kalktım ve mutfağa doğru yürümeye başladım.Tam salondan geçecekken battaniyenin dürülmüş olduğunu ve yastığın da üzerinde bir not olduğunu görünce dün gece aklıma geldi.Yastığın üzerindeki notu okumak için koltuğa doğru yürüdüm,notu aldım ve sesli bir şekilde okumaya başladım;

"Bugün işe gel. Konuşalım."

İnsan bir teşekkür eder, bir özür diler. Ama yok beyefendi emir vermekten başka bir şey yapmıyordu.Sabah sabah sinirlendirmişti yine. Peki bugün oraya tekrardan gidecek miydim?Evet gidecektim ve ona haddini bildirip geri gelecektim.Hemen banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım.Odaya geri geldiğimde elbise dolabının başında ne giyeceğine dair uzun bir uğraş verdikten sonra siyah bir elbiseye karar verdim.Saçlarımı ellerimle düzelttikten sonra doğal haline bıraktım.Biraz makyaj yaptıktan sonra hazırdım.Hızlıca ayakkabılarımı ayağıma geçirdikten sonra evden çıktım.Dışarı çıktığımda ilerideki taksi durağına doğru yürümeye başladım.Acaba benimle ne konuşacaktı?Oraya gitmeyeceğim diye dün sevinirken bugün ne yapıyordum?Bunları düşünürken taksi durağına gelmiştim ve taksilerden birine yerleştim. Adresi verdikten sonra koltuğa yaslandım ve taksinin camından dışarıyı seyretmeye başladım.

Beş dakika sonra geldiğinde taksicinin parasını ödedim ve dışarı çıktım.'Aladağ ticaret' dün bıraktığım gibiydi.Yine o sert kapıyı ittirmekte güçlük çeksem de hemen yedinci kata çıktım.Çünkü burada daha fazla kalmak istemiyordum. Masama uğramadan direk şımarık beynimizin odasına doğru ilerliyordum. Sekreterinden müsait olduğunu öğrenir öğrenmez kapıyı bile çalmadan içeri girdim.Mavi kareli bir gömlek giymişti ve dün gibi kollarını dirseklerine çekmişti, saçları her zamanki gibi dağınıktı.Beni görünce yüzüne çekici bir gülümseme yerleştirdi ve eliyle masanın önündeki iki deri koltuktan birini gösterdi;

"Ne söyleyecekseniz söyleyin."mesafeli sesim yüzündeki gülümsemeyi soldurdu.Yerinden kalktı ve benim karşımdaki koltuğa oturdu.Ben daha ne yaptığını anlamadan ellerimi iki elininin arasına aldı ve konuşmaya başladı;

"Özde, gitmeni istemiyorum.Gitme."

SADEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin