Kötü Okula Yolculuk

82 7 0
                                    

Bu benim yazmaya başladığım ikinci kitabım.Birinci kitabı sınavların yoğunluğu ve maç zamanlarıma denk geldiği için aceleye getirmiştim. O yüzden noktalama ve yazım hataları fazlaydı. Eski kitabı tekrar derleyip yazmayı düşündüm ama derlemek yenisini yazmaktan daha çok zaman alıyor. Bu yüzden boş zamanlarım artana kadar o kitabı yazmayacağım.Umarım bu kitabı beğenirsiniz. Hepinize iyi okumalar dilerim.

Hissediyorum. Evet, evet bu sabah diğer sabahlardan daha farklı.Sonunda beklediğim olmuştu. Aslında pek benim beklentim değil ama yine de süper güçlerimin olması hiçte fena olmazdı aslında. Yataktan hızlıca kalkmaya çalışıp yere düştüm. Yine de umudumu yitirmeden şınav çekmeye başladım.

"1,2,3,4."

5. şınavı çekemedim ve yüzüm parkeyle buluştu. Yine olmamıştı.Diğer sıradan günlerden biriydi hala.En azından benim için.Bu sırada evin içindeki merdiven gıcırdamaya başladı.

Evimiz 2 katlıydı.İlk katında salon, mutfak yemek odası, ufak bir banyo vardı ve ikinci kata çıkan ahşap kaplama merdiven iki katı birbirine bağlıyordu. Merdivenin tam karşısındaki oda benim odamdı. Odamın sol tarafında ise cam, diğer tarafında ise diğer 3 oda vardı. Kardeşimin odası,annem ve babamın odası ve birisi gelirse diye her hafta annem tarafından itinayla temizlenen fakat hiçbir zaman kullanılmayan misafir odası. Genelde bize aile dışından pek kimse gelmezdi.Tabi Alex hariç.

Alex yan komşumuzun tek oğluydu ve bizim,çocukluğumuza dayanan bir dostluğumuz vardı.Evlerimizin çatıları birbirine yakın olduğu için genelde kapıdan değil de çatıdan girerdik birbirimizin evine.

Ben bunları düşünürken adım sesleri yaklaşıyordu. İyice yaklaştı ve durdu.Seslerin sahibinin babam olduğundan adım gibi emindim.Ne yaptığımı anlamak için kapıyı dinliyordu.

"Bin dokuz yüz doksan altı, bin dokuz yüz doksan yedi, bin dokuz yüz doksan sekiz, bin dokuz yüz doksan dok...".

Kapı açıldığında babam meraklı gözlerle beni süzüyordu.

"John? ''

Yaptığımın inandırıcı olmasını istediğim için geldiğini yeni fark etmiş gibi yapmak en iyisiydi.

" Burada mıydın baba? Bende iki bin şınav çekiyordum.''

Bir anda gözleri mutlulukla parladı.

''Jonathen Carter, sen az önce iki bin şınav çektiğini mi söyledin?! "

Aslında çekmedim ama söylemiştim yani yalan söylüyor sayılmazdım. Bu, vicdanımı rahatlatmaya yetmemişti.

" Evet. Tamı tamına iki bin şınav. "

Babam bana gururla baktı ve kollarını iki yana tamamen açtı.

''Gel buraya evlat "

İki bin şınav çekmiş görüntüsü vermek için biraz ağır hareketlerle kendimi yukarı çektim. Ona çekinerek sarıldığımda fazlasıyla sıkıyordu ama farkında değildi. Bu tarz durumlarda yani gereğinden fazla mutlu olduğunda gücünü kontrol edemiyordu.

"Biliyordum evlat! Kız kardeşinin tersine senin,benim güçlerimi kazanacağını biliyordum! ''

Coşku ve heyecan dolu sesi afallamama neden olurken ona karşı göz devirme isteğimi bastırmak zorunda kaldım.Ne kadar da önemli(!) Ne var yani kız kardeşim uçabiliyorsa? Güçleri küçük yaşta ortaya çıktıysa? Şimdi de babamı kandırmıştım. Bu kötü olmuştu.

"Baba şimdilik kimseye bir şeyden bahsetmeyelim. Ben herkese zamanı gelince sürpriz yapacağım zaten."

Kısa bir süre sessizlik ortama hakim oldu.Babamın yüz ifadesinden ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordum fakat babamın ifadesiz suratı bunu oldukça zorlaştırıyordu.

Kahraman DoğmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin