ASTEĞMEN TORUN

96 11 0
                                    

Nusret beyin "tamam kalırım" demesiyle Mustafa"nın odadan çıkması bir oldu. Hastane otoparkındaki arabasına bidi. torpitodan güneş gözlüğünü çıkardı ve taktı. beklemeye geçti. kalbi yerinden fırlayacak gibiydi. İlk kez birini takip edecekti. İkra görse belki bir daha yüzüne bile bakmazdı. Diğer peşinden koşanlardan ne farkı kalacaktı? Ama içi içini yiyordu. Merka ediyordu evini. Çevresini. Her gün gidip geldiği sokağını...


...


İkra, elindeki dosyaları odasına bıraktı. yorucu bir gece olabilirdi. Hemen 6 durak ötedeki evine gidip uyuyup dinlenmek istiyordu. Telefonunu kontrol etti. Yine İsmail mesaj atmıştı. Bakmadan sildi. Telefonunu çantasına attı ve odadan çıktı. Koridorda gelen heşire arkadaşlarıyla selalaştı. asansörü kullanarak aşağı indi. Hastanenin kapısından çıkıp durağa yöneldi...


...


Bekleyişi 20 dakika sürmüştü. Ve nihayet çıkmıştı.


Mustafa " Allah'ım bu nasıl bir güzelliktir böyle" dedi ve izlemeye daldı. İkra köşeyi dönünce kendine geldi. Elini hemen marşa attı ama heyecandan ilk denemede çalıştıramadı arabayı. evet olmuştu çalışıyordu şimdi...


...


İkra durağa ulaşmıştı. Ankara havası garipleşmeye başlamıştı. Yağmur yağacak gibiydi ama havada baya sıcaktı. Durağa oturdu. EGO(Erken gelen oturur) kartını çıkardı. otobüsü beklemeye başladı. Geliyor mu diye bakındı...


...


Görmüş müydü acaba? Birinin takip ettiğini anlamış mıydı ki? Telaşlandı. Eli kornaya çarptı. çevredeki bir kaç kişi ona bakmıştı ama İkra pek aldırış etmemişti. Rahatlaaya çalıştı fakat olmadı. Klimayı açtı. Ama terden tişörtü sırılsıklam olmuştu bile...


...


Sonunda otobüs gelmişti. Bindi, kartı okuttu ve üçüncü sırada oturan teyzenin yanı boştu ve oturdu.


Dilek hanım "merhaba kızım."


İkra şaşırmıştı. hiç tanımadığı biriydi bu kadın. Acaba eski hasta ya da yakınlarından biri miydi?


İkra " merahaba teyze?"


Dilek hanım "yol uzun kızım konuşalım ki zaman geçsin. beni adım Dilek."


İkra "bende İkra. Olur teyzem konuşalım."


Dilek hanım " çalışıyor musun kızım?"


İkra "evet teyze. Hemşireyim."


Dilek hanım " ne güzel. Maşallah hem çok güzelsin hemde mesleğin var."


İkra " teşekkürler. Siz güzel baktığınız için güzelim."


Dilek hanım "yok yok çok güzelsin. Evli ya da nişanlı mısın?"


İkra "yok teyzem bekarım. Erkek arkadaşım da yok."


Dilek hanım "nasıl yok? Böyle güzel, hanım hanımcık biri nasıl yalnız olur? Çevrendeki erkekler ya kadından anlamıyor ya da gözlerinde sorun var :) "


İkra " :) bilemiyorum ki."


Dilek hanım çantasından bir fotoğraf çıkardı. Askeri üniformalı bir gençti.


Dilek hanım "bak bu benim torunum Burak. Asteğmen. O da senin gibi uysal, efendi. Öyle kötühuyuda yoktur. Ne dersin gelinim olmak ister misin?"


Dilek hanım, İkra'yı yine şaşırmıştı. Şaka mıydı ki bu? Yani hala otobüslerde böyl fotoğrafla gelin arayan kalmış mıydı ki?


İkra" Teyzem şimdilik öyle bir niyetim yok. Yoksa maşallah yakışıklı da torununuz."


Dilek hanım "niyetin mi yok, yoksa düşündüğün biri mi var?"


İkra "yok teyzem kimseyi düşünmüyorum" dedi ve küçük harflerle "düşünemiyorum" dedi...

TESADÜFÜN ADI  ALZHEİMERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin