BÖLÜM 20 - KOKUSUNU ÖĞRENDİM -

40 4 6
                                    

Canım yalnız o evrim değil fondöten.

Rüzgarla olanlardan sonra hiç bişi demeden ayrıldık ve ben Babama geldim. Babam herşeyi ayarlamış hiç bir eksik yok. Ne kadar sorsam da neden bu kadar acele ettiğini hiç bir şey söylemedi. Eve gezmek istedim ve gezmeye başladım. Gayet güzeldi babam banada bir oda hazırlamıştı ve burda kalmamı istediğini söyledi. Eve gezerken bir tane kilitli oda vardı. Eski evimizde de vardı ve orası babamın çalışma odasıydı. Girmem yasaktı yani. Şuan o kapının önündeyim ve babam bu odayı bana göstermek istedi. Çok saçma değilmi napcam babamın çalışma odasını. Şuan babam kilidini açtı ve yavaşça kapıyı açıyor sanki içinden canavar çıkıcak.

"Gir kızım " dedi. İçeri girdim. Donup kaldım olduğum yerde.

" Annem " dedim. Gözyaşları yanaklarımdan gene süzülmeye başlamıştı. Annemin resimi vardı tam girişte kocaman resmi. Annemin yatağı vardı. Direk oraya yürüdüm. Yastığa sarıldım. Biliyordum babam bunları hiç yıkatmamıştı.. Sarıldım.

" Baba annemin kokusunu öğrendim "

Ordan kalktım. Annemin resmini öptüm. Bir tane gardolap vardı. Nolur içinde annemin kıyafetleri olsun nolur. Gardolabı açtım bir sürü kıyafet bir sürü elbise. Hiç siyah yok hiç siyah rengi yok. Söz vermek istedim kendime hiç siyah giymeme sözü vermek istedim.

Yapamadım.

Çünkü ben siyahtım. Ben siyahın kendisiydim. Bir tane elbise aldım elime. Burnuma bastırdım. Okadar güzel kokuyordu ki. Ağladım doya doya. İlk defa okadar ağladım. Bir süre orda yattım annemin yatağında. Tavana baktım. İnsan hiç görmediği birini özler miydi? Ben özlemiştim. Ben çok özlemiştim. Ayağa kalktım. Banyoya doğru yürüdüm ve elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktım. Kıpkırmızı gözler, gözlerimin altı mor. Yanaklarım çok sıcak. Babamın benim için ayırdığı odaya gittim ve yorgana sarılıp uyumak istedim.

"Kızım " o tarafa döndüm. Babama sinirliydim kendime de o odaya girmediğim için kendime de.

" Efendim " dedim. Yüzümü yastığa bastırarak. Bu yüzden sesim boğuk çıkmıştı.

" Hadi yemek hazır yemek yiyelim "

" Ben yemicem " dedim. Bir süre ses gelmedi. Babam gitti tahminen dedim ve kafamı kaldırdım ki babam yanıma oturmuş. Ve saçlarımı okşamaya başladı. Benim babam saçlarımı okşadı. Ayağa kalktım ve babama sarıldım. Sıkı sıkı sanki bır daha görmicekmiş gibi sanki biri bizi yapıştırmış gibi. Bir hıçkırık koptu benden. Gözlerim acıyordu hemde çok. Ağlamak istemesem de kendi kendine akıyordu gözyaşlarım benden izinsiz. Ayrıldım babamdan.

" Hadi kalk yemek yiyelim " dedim. Hiç birşey olmamış gibi. Babamda şaşırdı başta ne olduğunu anlamadı. Sonra kalktı ve yürümeye başladı bende arkasından yürüdüm. Masaya oturduk. Babam yemeğe başladı. Canım hiç birşey çekmiyordu. Portakal suyunu aldım ve bir yudum içtim. Yemek borumdan geçtiğini adım adım nasıl gittiğini hissettim. Portakal suyunu bıraktım ve babamın yemeğini bitirmesini bekledim. Cebimden telefonumu çıkardım ve cevapsız varmı diye baktım bir tek Ebrar aramıştı. Tahminen o da nerde kaldı mı soracaktı aramadım.

"Baba ben evime gitcem "

" Neden kızım burda kalacaktın "

" Başka zaman baba şimdi yarın okul falan " dedim. Umutsuz bir şekilde. Kafasını salladı ve ayağa kalktı. Bana sarıldı. Bende ona sarıldım sıkıca ama hiç gücüm kalmamıştı. Bay bay diyip evden çıktım. Arabaya binip eve doğru gitmeye başladım gerçekten yorulmuştum. Çamı açtım Rüzgar yüzüme doğru vurmaya başladı. Hız yaptıkça arttı. Arabanın teki önüme kırmaya başladı.

"Siktir"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin