Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
***İyi okumalar***
Ben Defne. Henüz 14 yaşındayım. İstanbuldan Antalya'ya taşındık. Babam öğretmen. Annem aşçı.
Herşey babamla annemin ayrılmasıyla başladı.
Olaylar tam olarak şöyle oldu:
Her akşam olduğu gibi yemeğimi yedikten sonra odama çekilmiş kitap okuyordum. Annemin bağırma sesini duydum. Sonrada babamın.
"Ya 'Kızımı alıcam gidicem' de ne demek? Delirdin mi sen? Bir kız annesinden ayırılır mı?"
"Bana bağırma diyorum sana. Sen işin için burada kalıyorsan kal. Ben kızımı almadan gitmem başka şehire."
"Ya gitmek zorunda deyilsin. İstifa edersin olur biter."
"Birincisi bağırma Defne duyucak. (_Bu sırada sesini biraz alçaltarak devam etti._) İkincisi sen istifa et. Ben niye ediyorum. Hem benim mesleğim önemli. Sen ordada bulursun bir otel devam edersin aşçılığa."
Tabi ben bu sırada merdivenlerden inip sesin geldiği yöne (_Mutfağa_) doğru ilerledim.
Hala olayın şokundayım. Başka şehire taşınmaktan annemin burda kalmasından sözediyorlar.
Sesler mutfaktan geliyordu. Acaba ne yapmalıyım. Kapının arkasında durup dinlemeli mi, yoksa içeri mi dalmalı.
O sırada annem ve babam beni farkettiler."Defne, annecim sen burdamıydın."
"Hayır yeni geldim anne. Ama söylediklerinizi duydum. Yani sesiniz yukarı kadar geliyor. Oturun şu masaya ve anlatın olanları."
Mantıklı yanımı kullandığım için söylediklerim önemsenir. Hatta annem ve babam arasında orta yolu hep ben buluyorum.
"Evet şimdi anlaşamadığınız konuyu ve olmasını istediğiniz şeyi verdiğim kâğıtlara yazın."
"Neden yazıyoruz söylesek ya."
"Anne, diyelim sen söyledin, babam karşı çıkıyor, sende ona karşılık veriyorsun, kavga çıkıyor ve ben bişe anlamıyorum. Bu yüzden böyle daha iyi."
Söylediklerimi mantıklı bulmuşlardı ki karşı koymadılar.
Verdiğim kâğıtlara masadaki kalemleri alıp konuyu yazmaya başladılar.Çocuk gibi birbirleriyle zıtlaşıyorlardı. Zaten hep böyle oluyordu. Ben çözüm bulmasam haftalarca hatta aylarca küs kalıyorlardı.
Doğrusu bulacağım çözümün beni üzeceğinden korkmaya başladım. Çünkü bu sefer konu çok önemliydi.
"Evet verin bakalım kâğıtları."
Sorun belliydi yani ikiside sorun kısmına aynı şeyi yazmıştı.
Ama çözümleri farklıydı. Kağıtlarda yazanlar gözümün dolmasını sağladı.
Ama Hayır ağlamadım. Kendimi tuttum ve ağlamadım.
Annemin yazdıkları
Sorun; babanın Antalya' ya taini çıkması.
Benim çözümüm; baban gitsin tatillerde geri gelir.Babamın yazdıkları
Sorun; benim Antalya' ya tainim çıkması.
Çözümüm ise; en iyisi annenin işten çıkıp bizimle Antalya' ya gelmesi."Evet karar vermek çok zor olucak. Anne neden istifa etmeyi düşünmüyorsun? Baba neden tek gitmiyorsun? Cevaplar sonucu kararı beraber vericez."
Annem konuşmaya başladı;
"Ben seni de düşünüyorum kızım. Okulun arkadaş çevren hepsi burda. Sen burdaki düzenini bozamassın."
"Anne buraya hangi şehirden geldiğimizi daha doğrusu neden geldiğimizi sana hatırlatmak isterim."
Babam cevap versin diye ona döndüm.
Bu sefer babam konuşmaya başladı;
"Kızım bende seni düşünüyorum. Sen benden ayrı kalamadığını söylemez miydin hep. 9 ay çalışıcam ben. Sen ise beni sadece 2buçuk ay görebiliceksin."
Ben cevabımı hazırlamak için biraz bekledim. Sonrada;
"Evet siz beni düşünüyorsunuz. Ama hiç birbirinizi düşünmüyorsunuz." Dedim.
O gün o konu kapandı. Ben olacakları merak ederken 2 gün sonra annem babamla boşanacaklarını benim babamla kalacağımı söyledi.
Tabi ki söyledikleri oldu, ben ne kadar onları vazgeçirmeye çalışsamda...
•••
Ben annemle vedalaştıktan sonra valizimi alıp babamın yanına gittim. Arabaya binip kemerimi bağladım. Havaalanına doğru ilerlemeye başladık.
İnsan bir haftada en fazla ne kadar yıpranabilirdi? İnsan kendi hayatını tek bir sözüyle mahfedebilir miydi?
Ama artık geçmişe bakmıyacaktım. İleriye bakıcaktım. Bir de ailemi toparlamaya çalışıcaktım...
◇◇◇Songül Öztoprak◇◇◇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayata Karşı Ben
Novela JuvenilDEFNE Anne ve babası ayrıldığı için başka bir şehire taşınmış, hayatına yeniden başlamış bir kız.. Bir yandan da ailesini bir araya toplamaya çalışır... Hayat ona çok istediği o mutlu yaşamı ne zaman verir? Hayat onu nerelere sürükler?