Hayattaki en kötü şey bir insanı öldürmektir. Ondan kötüsü ise öldürdüğün adama karşı vicdan azabı çekmemektir.
Doktorla olan konuşmadan sonra hiç sevinmemiş bir şekilde odama geri döndüm. Şunun şurasında iki ay daha fazla yaşayacaktım. Yapacaklarım yine bu zaman dilimine sığmıyordu. O lanet geceden sonra ne olmuştu. Setenay nerdeydi. Beni gelip ziyaret etmiyecek miydi? Setenay'a dün çok mu sapık davrandım acaba. Bunu yapmam lazımdı. İlişkimizin hızlıca ilerlemesi lazımdı. İlişkimiz varsa eğer. Saat sabahın altısıydı. Güneş odamda direkt yüzüme vuruyordu. Biraz dinlendikten sonra yurda geri dönecektim. Şubat da beni merak etmiştir. Keşke Setenay da etseydi. Kapı çaldı. Yeşil gözlü gelmişti. Beni merak etmişti. Heyecan beni yine kaplamıştı. Yataktan doğruldum ve
"Sevdiğin adamı merak mı ettin yoksa?"
"Saçmalama Ekin ya. Ne sevmesi. Kendinden salak saçma düşüncelere kapılma. Hem ben yaptığımızdan dolayı vicdan azabı çekiyorum. Sen neden çekmiyorsun? Bu yaşanan yüzünden bile sevgili olamayız. Aklıma hep Savaş geliyor."
Setenay çok ağır konuşmuştu. Konuşması kalbime oturmuştu. Savaş'a ne olmuştu cidden.
"Savaş'a ne oldu ki."
"Öldü. Sen onu öldürdün."
"Ne. Nasıl? Olanları anlatsana hemen."diyip bağırdım.
"Sen bayıldıktan sonra Savaş'ın vücudundan senin parmak izlerini temizledim. Ve seni ondan uzak bir yere götürdüm. Sonra senin için ambulansı aradım. Geri döndüğümde Savaş ölmüştü."
Gözüm yaşlı kalkıp lavaboya girdim. Ağlmaklı olmuştum. Bir insanın hayatına son vermiştim. Tanrı değildim ben. Düşündükçe nefes alamıyordum. Yanlışlıkla olmuştu. Ani bir sinirden dolayı. Yada aşk yüzünden. Setenay'a vurması yüzünden kafayı yemiştim. Lavaboyu açıp yüzümü yıkadım. Fazla vicdan azabı çekmiyordum. Nedeni ise bir nevi kısasa kısas olmasıyıdı. Kendimi rahatlatmaya çalıştım. Ani duygu değişikliğiyle lavabodan çıktım.
"Neyse ne olan oldu. Ben eve gidiyorum."
"Sen ciddi misin?"
"Evet."
"Cidden vicdanin rahat ediyor mu?"
"Evet. Ben onu öldürmeseydim o beni öldürürdü."
"Ekin kusura bakma ama benim yanımda dolaşma benden uzak dur. Yoksa her şeyi polise söylerim."
Setenay sinirlenip gitti. Ben de üstümü giyinip eve gitmeye karar verdim. Setenay bence blöf yapıyordu çünkü beni kurtarmak için elinden geleni yapmıştı ya da ben öyle zannediyordum. Saat sekize yakındı okul vakti geliyordu. Okulun önünden geçip izinli olmanın verdiği sevinçle eve gittim. Okuldan nefret ediyordum. Derslerim ortalama ama ben uykucu bir insanım o yüzden hiç sevmemişimdir okulu. Şubat da sınıfına giderken beni gördü. Ve okula gitmeyip yanıma gelmeye karar verdi.
"Nasıl geçti geceniz. Sex yaptınız mı?"
Şubat'a olanları anlatmak istemiyordum. Setenay gibi tepki vermesinden korkuyordum.
"Yok lan ama gecemiz güzel geçti."
"Vay be. Nereye gidiyorsun."
"Yurda."
"Tamam ben de geliyim. Yatalım biraz sonra gezeriz."
Şubat'ın devamsızlıkları olmadığı için rahattı. Yolda kardeş kardeşe geziyorduk. Cebimden biraz rahatlamak için sigaramı çıkardım. Yolda içerken sohbete de dalmıştık. Yolda dünden kalan karlar vardı. Erimek üzereydiler. Oysaki dün çok şiddetli yağmıştı. Yurdun önüne geldiğimizde yeni bir güvenlikçi bizi karşılamıştı. Savaş'ın yerine geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİN
RandomÖLÜMSÜZ OLMAK İSTER MİSİN? ÖLÜMDEN KORKAR MISIN? ÖLÜMSÜZ OLMAK İÇİN ADAM ÖLDÜRÜR MÜSÜN? ÖLDÜRDÜĞÜN ADAMIN HAYATINI KENDİ HAYATINA EKLEMEK İSTER MİSİN? ÖLÜMSÜZ OLUNCA AŞIK OLMAK İSTER MİSİN? ONU KAYBEDECEĞİNİ BİLE BİLE ONUNLA BİRLİKTE OLMAK İSTER MİS...